Dinlemeye bahane var delil yok
Usulsüz dinleme soruşturmasında MİT’çisinden polisine, akademisyeninden avukatına, siyasetçisinden TÜBİTAK uzmanına kadar birçok kişinin dinlendiği tespit edildi.
Ankara’da yürütülen usulsüz dinleme soruşturmasında siyasetçi, akademisyen, TÜBİTAK uzmanları, avukatlar ve hatta bazı polislerin bile dinlendiği belirlendi. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Bahri Şahin ile partinin Genel Başkan Danışmanları Ali Kılıç ve Recep Cengiz; eski MHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ile partinin eski MYK üyesi Erkan Bülent Haberal, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, akademisyen köşe yazarı Nuray Mert, TÜBİTAK uzmanları Süleyman Gökhun Tanyer, Cemil Berrin Erol, Güner Alpaydın, Mehmet Önder Yetiş, Ömer Gümüş, Ahmet Serdar Adalı, Dursun İlhan Tüfekçi ve Ayşe Buğu Bayazıt, Hanefi Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ender Ethem Atay, Başbakanlıkta görevli polis memuru Mustafa Boztepe ve Yonca Verdioğlu Şık’ın asılsız suçlamalarla dinlendiği ortaya çıktı.
Usulsüz dinleme trafiği
Gülen cemaati ile AKP arasında şiddetlenen savaş sonrasında, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilde usulsüz telefon dinlemelerine ilişkin soruşturma başlatılmıştı. Ankara merkezli yürütülen, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB)’de görevli polislerce gerçekleştirildiği öne sürülen usulsüz telefon dinlemeleri soruşturmasında, dosyaya giren mülkiye müfettişlerinin hazırladığı ön inceleme raporu yapılan hukuksuzluğu ortaya çıkardı.
Hedef belirlenenlere dair hâkim kararı alınarak yapılan dinlemelere “PKK üyesi olmak ya da örgüt adına faaliyetlerde bulunmak, organize suç örgütü üyesi olmak, ihalelere fesat karıştırmak, haksız kazanç elde etmek, yasadışı sol örgüt üyesi olmak” gibi gerekçeler öne sürüldü. Ancak dinlenen kişilerin, ileri sürülen suçlamalara dair emniyet arşivlerinde suça konu herhangi bir kaydının bulunmadığı tespit edildi. Soruşturma dosyasında adı geçen kişilerin birçoğu usulsüz dinlenildiği ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği gerekçesiyle sorumlulardan şikâyetçi oldu.
2013 yılları arasında İDB ve ilgili birimlerinde çalışan ve dinleme kararlarına ait belgelerde imzaları olan, aralarında İDB eski başkanları ile yardımcıları ve ile şube müdürlerinin de bulunduğu toplam 37 polis şüpheli olarak yer alıyor. Mülkiye müfettişleri Halil İbrahim Bakır, İbrahim Sevimli ve Serdar Meriç’in imzasını taşıyan 18 Nisan 2013 tarihli ön inceleme raporunda şüpheli polislerden 18’i için soruşturma izni verilmesi gerektiği tespiti yapıldı. 12 polis hakkında soruşturma izni verilmemesi önerilen raporda, 7 polis hakkında ise olumlu ya da olumsuz herhangi bir tespit yapılmadı. Müfettişlerin raporunda
18 polisin, “makul ve gerçekçi sebep bulunmadan usulsüz dinleme yapmak suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçunu işlediği tespiti yapıldı.
Polislerden kopyalayapıştır savunma
Ön inceleme raporunun şüpheli polisleri, müfettişlere verdikleri ve birbirine çok benzeyen hatta kimisi birebir aynısı olan savunmalarında suçlamaları reddetti. Yapılan tüm işlemlerin mevzuat ve kurallara uygun olarak yapıldığını, hukuki çerçevenin dışına taşmadan görev yaptıklarını ve yaptırdıklarını, gerekli denetimlerin gerçekleştiğini savunan polisler sorumluluğun yargı mensuplarında olduğunu ima etti. Soruşturma konusu edilen tüm dinlemelerin hâkim kararıyla yapıldığını belirten polisler “makul karine” ve “gerçekçi sebep” değerlendirmelerinin ilgili hâkimlerce yapılması gerektiğini söylediler.
‘Organize’ suç ürettiler
Mülkiye müfettişlerinin raporunda yer alan bilgilere göre haklarında dinleme kararı alınanlar şu gerekçelerle takip edilmiş: CHP İstanbul eski İl Başkanı Bahri Şahin: Kamu ihalelerine fesat karıştırmak, devlet kurumlarını zarara uğratmak, haksız kazanç elde etmek iddiasıyla kurulan bir suç örgütüne üye olmak. CHP Genel Başkan Danışmanları Ali Kılıç ve Recep Cengiz: THKP/C Dev-Yol Devrimci Gençlik örgütü üyesi olmak. Eski MHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ve eski MHP MYK üyesi Erkan Bülent Haberal: Ülkenin iç ve dış güvenliğine tehdit oluşturacak faaliyetlerde bulunmak, örgütlü bir şekilde toplumsal kaos yaratacak faaliyetler yürütmek, Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışmak. Başbakanlıkta görevli polis memuru Mustafa Boztepe: Hükümet faaliyetlerini illegal yöntemlerle takip altına alarak, hükümetin düşmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak, organize suç örgütleriyle bağlantılı olmak. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ender Ethem Atay: Organize suç örgütü lideri olmak, devlet ihalelerine fesat karıştırmak, haksız kazanç elde etmek. Avukat Refik Ali Uçarcı: Organize suç örgütü üyesi olmak, devlet ihalelerine fesat karıştırmak, haksız kazanç elde etmek. Yonca Verdioğlu Şık: PKK’li olduğu öne sürülen kişilerle bağlantılı olmak, yurtdışından PKK’ye aktarılan para trafiğinin içinde yer almak. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş ve akademisyen köşe yazarı Nuray Mert: PKK’li olduğu bilinen kişilerle irtibatlı olmak, örgüt adına faaliyetlerde ve eylemlerde bulunmak. TÜBİTAK uzmanları Süleyman Gökhun Tanyer, Cemil Berrin Erol, Güner Alpaydın, Mehmet Önder Yetiş, Ömer Gümüş, Ahmet Serdar Adalı, Dursun İlhan Tüfekçi ve Ayşe Buğu Bayazıt: Süleyman Gökhun Tanyer liderliğinde suç örgütü kurarak TÜBİ- TAK ve benzeri kamu kurumları ve bağlı kuruluşların düzenlediği savunma ve güvenliğe ilişkin ihalelere fesat karıştırmak, devlet kurumlarını zarara uğratmak, haksız kazanç elde etmek.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu