DTP kapatıldı
Anayasa Mahkemesi, DTP hakkındaki kapatma davasının 4. günkü görüşmelerini tamamladı. Mahkeme, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) "temelli" kapatılmasına ve DTP kurucularının da aralarında bulunduğu 37 kişinin 5 yıl boyunca siyaset yapmamasına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "DTP'nin eylemleri yanında terör örgüt ile olan bağlantıları değerlendirildiğinde devletin ülkesi ve milleti bölünmez bütünlüğüne aykırı, nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği anlaşıldığından Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunun 101 ve 103. maddeleri gereğince kapatılmasına karar verildi" dedi. Kılıç açıklamasına şöyle devam etti:
"Beyan ve eylemleri ile partinin kapatılmasına neden olan, kurucuları dahil üyelerinden, Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ahmet Ay, Ahmet Ertak, Ahmet Türk, Ali Bozan, Ayhan Ayaz, Aydın Budak, Ayhan Karabulut, Aysel Tuğluk, Bedri Fırat, Cemal Kuhak, Deniz Yeşilyurt, Ferhan Türk, Fettah Dadaş Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hilmi Aydoğdu, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İbrahim Sunkur, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Mehmet Salih Sağlam, Mehmet Veysi Direkçi, Metin Tekçi, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Halisoğulları, Mustafa Tunç, Nejdet Atalay, Nurettin Demirtaş, Orhan Miroğlu, Sedat Yurttaş ve Selim Sadak'ın Anayasanın 69. maddesinin 9. fıkrası gereğince gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak, 5 yıl süre ile bir başka partinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklarına, beyan ve eylemeleri ile partinin kapatılmasına neden olan, Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'un da milletvekilliklerinin Anayasanın 84. maddesinin son fıkrası uyarınca sona ermesine, parti tüzel kişiliğinin kapatma kararının verildiği tarihte sona ermesine, davalı partinin tüm mallarının Siyasi Partiler Kanunun 107. maddesi gereğince hazineye geçmesine gereğinin yerine getirilmesi için karar örneğinin Siyasi Partiler Kanunu ilgili maddesince Başbakanlığa veya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine oy birliği ile karar veriliştir."
"Bir siyasi parti terör şiddet baskı içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip değildir"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin 9 saat süren ve DTP'nin kapatılmasına yönelik karar çıkan bugün ki toplantısının ardından yaptığı açıklamada, kararın gerekçesinin en kısa zamanda yazılarak Resmi Gazete'de yayımlanacağını ifade etti.
Kılıç, mahkemeye ilişkin "efendim demokrasi ve insan hakları alanında tam bir süreç başlamış iken böyle bir sürecin bu davanın gündeme alınması ile sabote edildiği, verilecek kapatma kararın siyasi bir darbe olarak nitelendirildiği ve zamanlamasının siyasi partinin kapatılması davasının görüşülmesine ilişkin tarihin çok düşündürücü olduğu" şeklinde eleştirilerin olduğunu hatırlattı.
Kılıç, DTP'nin kapatılmasına ilişkin davanın gündem tespiti edilirken "dışarıda sürmekte olan bir demokratikleşme sürecine ilişkin herhangi bir öngörülerinin" olmadığının altını çizerek, "Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı yazılana kadar, mahkeme ile ilgili yapılacak olan eleştirileri tahmin ediyorum. Bu eleştirileri biz haksız ve acımasız olarak nitelendiriyoruz. Bu dava 2 yılı aşkın süredir devam etmekte. 2 yıldır bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile olan 141 belgenin eklerine ilişkin çok ciddi eksiklikler görüldüğü ve bu eksikler raportörler aracılığı ile tamamlanmaya çalışıldı. Bizim bu partiye ilişkin gündem tespit edilirken dışarıda sürmekte olan bir demokratikleşme sürecine ilişkin herhangi bir öngörümüz ya da buna bağlı olarak bir tassa rufumuz asla olmamıştır" şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin "hak ve özgürlükler konusunda devletin çıkarları daha doğrusu Anayasada koruma altına alınan değerler arasında bir denge kuran" kurum olduğunu kaydeden Kılıç, şöyle konuştu:
"Bu dengeyi kurarken, özgürlükler arasındaki sınırları çizerken, tabii ki Anayasaya, yasalara, uluslararası hukuka ve hukukun üstün kurallarına da bağlı kalarak bu dengeyi korumaya çalışmıştır. Şimdi bu parti kapatmalarla ilgili çağdaş dünyada geçerli olan ve uluslararası anlaşmaların ve bizim Siyasi Partiler Kanunun ifade ettiği ölçüler içerisinde hem ifade özgürlüğünün hem de örgütleme özgürlüğünün kullanılmasına ilişkin ölçülerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir siyasi parti terör şiddet baskı içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip değildir. Terör ve şiddet içeren eylemlerle barışçıl söylemlerini birbirinden ayırmak zorunda. Nitekim AİHM son yıllarda vermiş olduğu kararlarda bu konunun üzerinde çok açık bir şekilde durmuş ve bununla ilgili önemli ölçütler yaratmıştır. İşte bunları kaba taslak ifade edecek olursak, bir siyasi partinin terör ve şiddete yakınlığa meşru göstermeye çalışması propagandası, övülmesi, ona yardım ve yataklık yapılması açık ve gizli destek verilmesi sözleşmeye asla uygun görülmemiştir. Bu konuda verilmiş kapatma kararları sözleşmeyi ihlal olarak da nitelendirmemiştir. Bir siyasi parti demokratik ortam içerisinde amacı ve bu amaca ulaşmak için kullandığı araçlarını demokratik toplum değerleri ile uyum içerisinde kullanmak zorundadır. Eğer bu uygunluk yoksa bu siyasi partinin siyasi alanda bir toplum modeli önerme hakkı da yoktur. Bir partinin savunduğu ya da önerdiği inandığı projesi ne kadar kutsal olursa olsun yöntem olarak eğer terör ve şiddetle ilişki kurmuşsa bu amacın hiçbir anlamı yoktur. Anayasa mahkemesi son yıllarda verdiği kararlarla da AİHM'in yapmış olduğu çıkarmış olduğu bu kriterleri kullanıyor ve buna örnek olarak Hak-Par kararında bunu uygulamıştır. Terör ve şiddetle olan eylemlerle, terör ve şiddetle ayrı tutulmuş barışçıl yöntemleri birbirinden ayırarak, kararlarını bu ölçüde vermeye çalışmaktadır."
"Kimse mahkemelerden siyasi bir görev şeklinde bir yardım beklememeli"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "kimsenin mahkemelerden siyasi bir görev şeklinde bir yardım beklememesi" gerektiğini ifade ederek, "Dünyanın hiçbir yerinde terör ve şiddete bulaşmış bir siyasi partiye ne ifade ne de örgütlenme özgürlüğünde bir hak verilebilmektedir" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin 9 saat süren ve DTP'nin kapatılmasına yönelik karar çıkan bugün ki toplantısının ardından yaptığı açıklamada, siyasi partilere, "ilgili ve ihtiyaç duyulan anayasal ya da yasal değişiklikleri yapması için her fırsatta burada çağrıda bulunduklarını"nın altını çizdi ve şöyle konuştu:
"Hukukun yükünü mahkemeler çeker. Siyasetin yükünü de siyasetçilerin çekmesi lazım. Kimse mahkemelerin siyasi bir görev şeklinde bir yardım beklememelidir. Bekleme hakkı da yoktur. ncak bu çağrıları biz siyasilerimize duyuramadık, duyurmayı başaramadık. Hemen belirtelim ki bu çağrının içinde siyasi partilerle ilgili gerek anayasal gerekse yasal düzenlemelerde terör ve şiddete ilişkin herhangi bir izin veren düzenleme asla yapılamaz, bu konuda da herhangi bir çağrımız yok. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde terör ve şiddete bulaşmış bir siyasi partiye ne ifade ne de örgütlenme özgürlüğünde bir hak verilebilmektedir. O nedenle bizim değişiklikler konusunda yaptığımız çağrı tamamen bunun dışındadır."
"Demokrasi, sorunlara çözüm bulma sanatı"
Terör eylemlerin amacının "korku, endişe ve güvensizlik yaratarak, toplumun moralini bozmaya çalışmak" olduğunu vurgulayan Kılıç, "Bozulan bu ortamdan da yararlanarak siyasi hedeflerine ulaşma amaçlarını gütmektedirler. Hemen belirteyim ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün kurumları ve bütün sistemleri çalışmaktadır. Yılgınlık ve bıkkınlık bu toplumun tarihinde yoktur" dedi. Demokrasiyi "sorunlara çözüm bulma sanatı" olarak tanımlayan Kılıç, şöyle devam etti:
"Demokratik anlayışın öngördüğü çoğulculuk ve hoşgörü ortamında çözüm üretmemek mümkün değildir. Siyasi, etnik, dinsel tüm farklılıklarımızla birlikte bizlerin birlikte yaşama azmini ve becerisini göstermek zorunda olduğumuzu, altını çizerek ifade etmek istiyorum. Milletimizin terör karşısındaki bugüne kadar gösterdiği asil ve vakur duruşu adeta bir tarih yazmaktadır. 40 yıldır terörün tüm acımasız saldırılarına rağmen birlikte yaşama arzusunu asla kaybetmemiştir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kapatma kararını verirken, AİHM'in İspanya'daki Batasuna kararıyla ilgili, 'İhlal yoktur' şeklindeki kararını da göz önünde tutuklarını ifade ederek, "Mahkeme heyetimiz çok özverili, çok ince ve çok titiz bir çalışma yapmıştır. Ben mahkeme üyelerine, bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, DTP'nin kapatılması kararının ardından yaptığı açıklamadan sonra gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Kılıç, gazetecilerin, "Parti tüzel kişiliği bugün itibarıyla sona eriyor. Bunu Meclise bildirecek misiniz? Deyim yerindeyse tabelaların ne zaman inmesi gerekiyor?" sorusuna,"parti tüzel kişiliğinin bittiğini Meclis Başkanlığına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirileceğini ve Resmi Gazete'de yayımlanacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu bildirimlerle birlikte artık siyasi partinin varlığı sona erecek. Ancak siyasi yasaklar ve milletvekilliklerinin düşmesine ilişkin süreç, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının yazıldığı ve bunun Resmi Gazete'de yayımlandığı gün itibarıyla hüküm ifade edecektir. Kısa kararı Resmi Gazete'de yayımlayacağız."
Kılıç, siyasi yasaklarla milletvekilliğinin düşmesine ilişkin bir soru üzerine, "Anayasa'ya göre bizim kararımız Meclise bildirildiği andan itibaren, milletvekilliği otomatikman düşürülüyor ama milletvekilliğinin düşmesiyle birlikte 5 yıllık siyasi yasak da başlıyor" yanıtını verdi.
Kılıç, "69. maddede siyasi yasak tanımlanıyor. 84. maddede ise milletvekilliğinin düşürülmesi tanımlanıyor. İkisi birbirinden farklı şeyler Sizin kararınızı Meclise gönderdikten sonra milletvekilliğinin düşürülmesi gerekiyor mu?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"İkisi aynı şeyler değil. Biraz önce siyasi yasaklarla ilgili listeyi okurken, onun içinde milletvekilleri de vardı. Yani, siyasi yasak da kapsamında, milletvekilliği düşme de onun kapsamında. İkisi de aynı şekilde ifade ediliyor"
Kılıç, gazetecilerin "AİHM kararından bahsettiniz. Bu, Batasuna Partisi ile ilgili mi?" soru üzerine, "Ağırlıklı olarak, tabii ki Batasuna kararı.Yani şunu söyleyeyim, tabii bizim bu yargı süreci içerisinde, görüşmeye başladığımız süreç içerisinde çeşitli beyanatlar oldu, siyasilerimizin ve gazetecilerimizin. Ben bunu bir talihsizlik olarak görüyorum. Şunu söyleyeyim, AİHM'in bizim verdiğimiz kararlar üzerinde ihlal kararlarını da incelemiş, göz önünde tutmuştur. AİHM'in İspanya'daki Batasuna kararıyla ilgili, 'İhlal yoktur' şeklindeki kararını göz önünde tutmuştur. Tabii ki hepsi incelenmiştir, hepsi araştırılmıştır. Mahkeme heyetimiz çok özverili, çok ince ve çok titiz bir çalışma yapmıştır. Ben mahkeme üyelerine, bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum" yanıtını verdi.
"Parlamento dışında başka çözüm yolumuz yok"
Haşim Kılıç, bir başka soru üzerine, partiye ilişkin bunda sonraki yasal süreci ise şöyle açıladı:
"Partinin tüzel kişiliği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildireceğiz. Aynı zamanda Resmi Gazete'ye de göndereceğiz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu kararı, ilgili siyasi partiye tebliğ edecek. Bu süreç tamamlandığı andan itibaren bu siyasi partinin tüzel kişiliği sona ermiş oluyor. Ancak, milletvekilliği ve siyasi yasaklılıkla ilgili sonuca bağlanmış olan yaptırımlar, bizim gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı andan itibaren hüküm ifade edecek. Kısa kararla ilgisi yok bunun."
Kılıç, "Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sorunlar ne kadar zor olursa olsun çözüm yeri parlamentodur" sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Türkiye'deki son dönemde olan olayları da gördüğümüz zaman, yani parlamenter sisteme olan bu bağlılığımızı, parlamenter sisteme, demokratik kurallar içinde işleyen bu sisteme sahip çıkmamız gerekiyor. Onun için de ben, her zaman bu inancımı sürdürdüm. Bugün ayrıca ifade ettim. Tabii ki siyasi sorunlar Meclis tarafından, daha doğrusu parlamentonun çatısı altında bulunan siyasi partilerimizin birlikteliğiyle, onların gayretleriyle çözülecektir. Onun dışında başka çözüm yolumuz yok."
İlgili haberler
DEMOKRASİ VE BARIŞ ZAFERE ULAŞACAK
KÜRT SORUNU NEDENİYLE 10 PARTİ KAPATILDI
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza