'Ergenekon' davasında karar çıkmadı, son duruşma 1 Temmuz'da
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, başka suçtan tutuklu sanık Bedirhan Şinal'in avukatıyla görüşmediğini beyan edip süre istemesi üzerine duruşmayı, hiçbir mazeret kabul edilmeksizin nihai karar verilmek üzere 1 Temmuz'a erteledi.
Daha önce verilen beraat, görevsizlik ve düşme kararları sonrasında 235 sanık yönünden devam eden "Ergenekon" davası, başka suçtan tutuklu sanıklardan Bedirhan Şinal'in avukatıyla görüşmediğini beyan edip süre istemesi üzerine, hiçbir mazeret kabul edilmeksizin nihai karar verilmek üzere 1 Temmuz'a ertelendi.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki dokuzuncu duruşmaya, tutuklu sanık Alparslan Arslan ile başka suçtan tutuklu sanıklar Bora Ballı, Murat Aplak, Bedirhan Şinal, Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım, Yüksel Dilsiz, Murat Çağlar, İsmail Sağır ve Tekin Irşi'nin bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımları sağlandı. Eski CHP Milletvekili ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu tutuksuz 26 sanık da duruşmada hazır bulundu.
Celse arası mahkemeye gelen belgelerin okunduğu duruşmada söz alan sanıklardan Bedirhan Şinal, kendisini temsil etmesi için barodan avukatıyla görüşmediğini belirterek, "Görüşme yaptıktan sonra savunma yapmak istiyorum. Geçen duruşmada ben söyledikten sonra bana herhangi bir mütalaa tebliğ edilmedi." dedi.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen 235 sanıklı Ergenekon davasının 9. celsesi dün görüldü. Karar verilmesi beklenen duruşmada yine karar çıkmadı.
Ergenekon davasının mağdurları bu duruma tepki gösterdi. Bazı mağdurlar hâkimin karar vermek için yerel seçimlerin sonucunu beklediğini belirtirken, bazı mağdurlar ise mahkeme heyetine seslenerek, “12 yıldır buralarda sürünüyoruz” dedi. Tepkiler üzerine mahkeme başkanı 1 Temmuz’da kararın açıklanacağını belirtti.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme başkanı bir önceki duruşmada son savunmaları alınmayan sanıkların son savunmalarını yapmalarını istedi.
‘Katkım olmadı’
Başka suçtan tutuklu sanık Murat Aplak, gazetemize yönelik molotoflu saldırıyı düzenleyen kişinin Bedirhan Şinal olduğunu ve kendisinin molotof yapımına yardım etmediğini öne sürerek, “Benim yardım etmediğim açıktır. Yıllardır bunları anlattık, hala bize dava açılıyor. Bedirhan'a bunun sorulmasını isterim. Benim herhangi bir katkım olmadı molotof yapımında. Bu olayla yakından uzaktan ilgim yoktur” diye konuştu.
‘İç organlarını bana temizlettiler’
FETÖ’cü savcıların, “Osman’ım” diye hitap ettiği Ergenekon kumpasının gizli tanığı Danıştay saldırısının faillerinden sanık Osman Yıldırım ise iktidarı devirmeye yönelik suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “Bu nasıl bir devlet, bu nasıl bir adalet anlayışı. Ben devlete hizmet ettiğim için Danıştay olayından beraat ettim. Şimdi yapılan açıklamalarla devletin FETÖ olduğunu iddia ederek durumu saptırmaya çalışıyorlar” dedi. “O dönem devlet adına cumhuriyet savcısı Aykut Cengiz Engin, Turan Çolakkadı, Zekeriya Öz ve Recep Tayyip Erdoğan benimle anlaşma yaptılar” diyen Yıldırım, “FETÖ benimle anlaşma yapmış değil. Ben Danıştay olayından bedel öderken, 13 yıl boyunca mitinglerde, ‘Kemalistlerin darbe girişimini biz önledik’ denildi. ‘Kemalistler, Danıştay olayını yaptı üzerimize yıktı, biz aydınlattık’ şeklinde propaganda yaparak halkımızdan destek aldılar. Erdoğan devleti beni kullandı. İç organlarını bana temizlettiler. Devleti yeniden yapılandırdılar” diye konuştu.
‘Sağ parmağımı kesmek istiyorum’
Gazetemize el bombası atılması ve Danıştay saldırısı faillerinden bir diğer sanık Erhan Timuroğlu ise son savunmasında Danıştay ismini cezaevinde duyduğunu öne sürdü. Hükümete karşı eylemle suçlandığını aktaran Timuroğlu, “Hükümete oy verdiğim için sağ parmağımı kesmek istiyorum” dedi.
‘Ergenekon terör örgütü yoktur’
Sanık İsmail Sağır ise, “Ergenekon terör örgütü yoktur, bizi ona yamadılar. Bu şekilde verilecek karar bozulacaktır. Haksız ceza alıyoruz, bizi de düşünün. Beraat talep ediyorum” diye konuştu.
Karar duruşması 1 Temmuz'da
Sanık avukatlarının savunma yapmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, başka suçtan tutuklu sanıklardan Bedirhan Şinal'e, avukatıyla görüşmesini yaparak esas hakkındaki savunmasını son kez yapmak üzere süre verdi.
Savunma sunmaması halinde Şinal'in savunma yapmaktan vazgeçmiş sayacağına yönelik uyarıda bulunan heyet, sanıkların da son sözlerini almak ve nihai karar vermek üzere duruşmayı 1 Temmuz'a erteledi.
Heyet, tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın bu halinin devamını kararlaştırdı.
Süreç
Yasayla kapatılan dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 5 Ağustos 2013'te verilen kararda, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ müebbet, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ağırlaştırılmış müebbet, emekli Tuğgeneral Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis, Tuncay Özkan ağırlaştırılmış müebbet ve diğer suçlardan 22 yıl 6 ay hapis, emekli Orgeneral Hurşit Tolon müebbet, Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, avukat Kemal Kerinçsiz ağırlaştırılmış müebbet, Mehmet Haberal 12 yıl 6 ay, Mustafa Balbay 34 yıl 8 ay hapis, Sinan Aygün 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Diğer sanıklar da çeşitli oranlarda hapis cezasına mahkum edilmişti.
Bazı sanıklar, davaya bakan ve kapatılan özel yetkili mahkemenin gerekçeli kararını yazmasının 7 ay sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulunmuş ve yüksek mahkeme de "sanıkların haklarının ihlal edildiğine" hükmetmişti. İhlal kararı üzerine, yasayla kaldırılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine başvuruları inceleyen nöbetçi mahkemeler, tutuklu sanıkları tahliye etmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin karardan 7 ay sonra 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya, temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti. Temyiz duruşmaları, 6 Ekim 2015'ten itibaren yapılmaya başlanmıştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016'da verdiği kararla, 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını, "eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiği yönündeki itirazının haklı olması, Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesi ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunması" gibi gerekçelerle bozmuştu.
Dosyaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin yaşanan yetki karmaşasının ardından, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından alınan kararla dosya, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
Eski hakim ve savcılar FETÖ'den tutuklu veya firari
"Ergenekon" soruşturmasını yürüten ve meslekten ihraç edilen savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen, FETÖ soruşturmaları kapsamında firari olarak aranıyor. Bir dönem soruşturmaya bakan firari sanık Cihan Kansız hakkında da FETÖ üyeliğinden dava açıldı.
Dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde dosyaya bakan hakimler Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu hakkında FETÖ üyeliği suçundan dava açıldı. Özese ve Çalmuk tutuklu bulunurken, Haşıloğlu hala firari olarak aranıyor.
Davaya duruşma savcısı olarak giren Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da FETÖ davaları kapsamında tutuklu bulunuyor.
Ayırma ve düşme kararları
Davanın görüldüğü İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Haziran 2017 tarihli duruşmada, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasına karar vererek, Ergenekon dava dosyasıyla daha önce birleştirilen internet andıcı, terörle mücadele eylem planı ve Danıştay saldırısı dosyalarının ana dosyadan ayrılarak başka esasa kaydedilmesine hükmetmişti.
Süreçte hayatını kaybeden 11 sanık ve Yargıtay'ın beraatlerine hükmedilmesini istediği 21 sanığın dosyasını ayıran heyet, 6 Temmuz 2017 tarihli duruşmada, Ergenekon ana dava dosyasıyla birleştirilen 12 sanıklı Danıştay saldırısı dosyasıyla ilgili görevsizlik, ilk mahkemece beraat kararı verilen 21 sanıklı dosyayla ilgili beraat ve yargılama sürecinde hayatını kaybeden 11 sanıklı dosyayla ilgili de düşme kararları vermişti.
Düşme, ayırma ve beraat kararlarının ardından mahkeme heyetince dava, 229 sanık üzerinden görülmeye başlanmış ve 11 Eylül 2018'deki duruşmada verilen birleştirme kararlarıyla sanık sayısı 235'e çıkmıştı. 30 Kasım 2018 tarihli 7. duruşmada mütalaasını açıklayan savcılık, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine saldırı dava sanıklarının da aralarında bulunduğu 32 sanığa çeşitli oranlarda hapis cezası, 199 sanığa beraat, bir sanığa düşme, bir sanığa ayırma, bir sanığa suç duyurusu yapılması ve bir sanığa da herhangi bir karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep etmişti.
Süreçte karar verilemedi
Mütalaada, "Ergenekon silahlı terör örgütünün varlığının, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı, bu nedenle de varlığı kanıtlanamayan örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesinin de söz konusu edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu haliyle bu dava kapsamında kovuşturmaya konu edilen 'Ergenekon' adlı bir terör örgütünün varlığı ispat edilememiştir." denilmişti.
Sonraki süreçte, sanıkların mütalaaya karşı beyanları alınmış, mahkeme heyetinin her duruşmada karar vermesi beklenmiş ancak duruşmalarda kimi sanıkların savunma yapmaması veya mazeret sunması nedeniyle nihai karar açıklanamamıştı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza