Geleceğe iki yakın plan

Hikmet Çetinkaya'nın, yakın tarihin önemli olaylarını deşifre ettiği iki yeni kitabı “Susurluk’tan Ergenekon’a” ve “Faili(m) Meçhul” raflardaki yerini aldı. İşte Çetinkaya'dan belgeler ışığında bir Türkiye gerçeği...

Geleceğe iki yakın plan
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.02.2009 - 12:43

Hikmet Çetinkaya, iki yeni kitabı “Susurluk’tan Ergenekon’a” ve “Faili(m) Meçhul” adlı iki kitabıyla yakın tarihin kimi anlaşılmaz! olaylarını deşifre etmeyi sürdürüyor. “Son 15 yılın öyküsüdür” dediği iki yeni kitabından “Susurluk’tan Ergenekon’a”da, belgeler ışığında bir Türkiye gerçeğine mercek tutuyor Çetinkaya.

Yazılarında ve röportajlarında derin devlet ya da devlet içinde örgütlü çeteleri yıllarca yazdı. Kanlı pazarları, katliamları yaşadı. 1980 öncesi devlet içinde örgütlenen gerici-faşist asker sivil kadrolarını gözlemledi.

“Susurluk’tan Ergenekon’a” kitabında da Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e, Ahmet Taner Kışlalı’dan Behçet Cantürk’e, Hrank Dink’ten Necip Hablemitoğlu’na, Mummer Aksoy’dan, Bahriye Üçok’a ve Çetin Emeç’e dek uzanan cinayetleri tarihsel ve organik bir bütünlük içinde gözler önüne seriyor Çetinkaya.

Acıları anımsatmak kolay değil, acıları anımsatmak hoş değil… Ama ya yaşanan acıları yok sayıp sağırlaşmak! “Susurluk’tan Ergenekon’a”, sesini yükselttiği her satırda tam da bunu amaçlıyor.


Velev ki…

Devlet içindeki çetelerin bulunması, darbecilerden hesap sorulması, faili meçhullerin, Fırat’ın ötesinin aydınlatılması istemini yineliyor Çetinkaya’nın yazıları, kitlelere “gör, duy, sessiz kalma” diyor.

Zihinleri tazelerken bunu boş lafla yapmıyor Çetinkaya, belgeleriyle ortaya koyuyor. Tartışılmaz tanıklıklar da cabası…

Bu kitabı okuyan ve “velev ki” hiçbir şeyin ayırdında olmayan bir kişinin, 12 Eylül cuntasının kanlı lideri Kenan Evren’in Marmaris Armutalan’da resim yapa yapa bir hal olmasına, kıydığı binlerce gepegenç insanın 4 katı yaşadığı ömrünü nasıl huzurlu mu huzurlu geçirdiğine akıl sır erdirebileceğini hiç sanmıyorum.

Ölümleri sorgulamayacağını, Susurluk ve Ergenekon oylumlarında bütünleşen siyasi ucuz ve kanlı hesapları sezmeyeceğini de…

 

Sağolsunlar!

Susurluk kazasında otomobilden susturucular çıktığını ve acaba o silahların nerede saklandığını sorgulamayacaklarını; Çetinkaya ile birlikte Susurluk kazasında ölenler acaba hangi eyleme gidiyordu sorusunu sormayacaklarını da öyle..

Devletten bile gizlenen sırlara “devlet sırrı” denildi bu ülkede. Öyle ya, “her şeyi vatan için yaptılar…” Karşılığında vatan “sağ” olacak ve şehit düşen Mehmetçiklerimiz dururken onlara minnettar! olacak… Okuyun, daha neler denilmişti anımsayın…

Hikmet Çetinkaya, kitap yazar da dinciler, tarikatçılar ve Soros’un çocuklarının peşini bırakır mı hiç? Bu kitapta da paylarına düşeni fazlasıyla alıyor her türlü goygoycu…

Deli ayağına yatan akıllı mı akıllı Mehmet Ali Ağca, Maltepe Cezaevinden kaçtıktan sonra Abdullah Çatlı’nın evine sığınıyor tarih sahnesinde. Yeraltı dünyası hemen hemen her ülkede siyasal yetkililerce korunuyor; devlet bürokrasisinde ve siyasal erkte jet hızıyla koalisyonlar oluşuyor.

 

Oyuna gelmemek için…

Taşeron Hizbullah militanları başta olmak üzere Uğur Mumcu’yu katleden güçler derinlerdeki “ağababaları”nın ile bir de üstüne nasıl alkış beklediklerine hayret etmemeniz mümkün değil... Önce kitabı okuyun, sonra alkışlayanı bir kalem geçin ve alkışlatana bakın… Uzakta değiller, pek yakındalar…

Sonra hey gidinin Demirel’ini okuyun… Ne ibretlik laflar ettiğine, ne ibretlik icraatlerde bulunduğuna “şapka” çıkarmamak da mümkün görünmüyor… Tarihteki yerini sadece şapkasıyla veya üreme kongrelerinde yaptığı konuşmalarda “soyunduğu” demokrasi havariliği ile neden alamayacağını daha iyi fark etmemek de öyle…

 

‘Kurtuluş solun güç birliğinde’

Bu kitap, 12 Eylül 1980 sonrası Abdi İpekçi’den Uğur Mumcu’ya, Turan Dursun’dan Musa Anter’e, Gün Sazak’tan Kemal Türkler’e, Necdet Bulut’tan Mehmet Sincar’a dek son yirmi yılda öldürülenlerin, siyasal görüşleri ne olursa olsun bizim insanlarımız olduğunu unutturmamak için yazılmış.

On iki yıl önce Susurluk’un üzerini örtenlerin, şimdi iktidarda kalmanın yolunu Ergenekon dalgalarıyla nasıl aşmaya çalıştıklarını fark ettirmek için yazılmış.

Türkiye’nin demokrasiye ne kadar gereksinimi olduğunu usanmadan yinelemek adına şu cümleleri de kurarak bitiriyor “Susurluk’tan Ergenekon’a” kitabını Hikmet Çetinkaya: “Oyuna gelmemek gerekir! Türkiye bugün 12 Eylül 1980’in ürünlerini topluyor… Kurtuluş nerede? Solun güç birliğinde…”


Ya geleceğin failleri?

Hikmet Çetinkaya’nın bir diğer yakın tarihe tanıklık kitabı da faili meçhul cinayetlerin bir bütünlük içinde sunulduğu “Faili (m) Meçhul”. “Türkiye’de 90’lar Fırat’ın ötesinde, sonra Ankara ve İstanbul’da başlayan faili meçhul cinayetlere tanık oldu” sözleriyle başlıyor kitabına Çetinkaya.

Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Musa Anter, Cem Ersever, Hiram Abbas, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink, Trabzon’da rahip cinayeti, Malatya’da Zirve Yayınevi katliamı…

Yazık ki saymakla bitmez… Tetikçileri bulunan oldu ama gerisi gelmedi… Patronları, elebaşları sırra kadem!

Özetlersek, “Faili(m) Meçhul”, en yalın ifadeyle kitlelere “sadece katledilenlerin değil hepimizin, geleceğimizin faili meçhul!” diyor. Ve ekliyor: “Yılmayacağız”.

 

gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr


“Susurluk’tan Ergenekon’a”/ Hikmet Çetinkaya/ Cumhuriyet Kitapları/ 285 s.
“Faili(m) Meçhul”/ Hikmet Çetinkaya/ Günizi Yayıncılık/ 192 s.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon