"Gizli tanık ve gizli belgelerle gizli yargılama yapılıyor"

Beştaş KCK davalarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. 14 Nisan 2009'dan bu yana BDP'nin üye ve yöneticileri başta olmak üzere insan hakları savunucusu, sendikacıların KCK adı altında operasyonlarla gözaltına alınıp tutuklandığını savunan Beştaş, "Partimizin Genel Merkez ve Taşra örgüt yönetici ve üyeleriyle birlikte adeta Kürt sorunu hakkında görüş ifade eden herkes doğal şüpheli kabul edilerek gözaltı ve tutuklama furyası 12 Eylül 1980 darbesini gölgede bırakacak şekilde son hız sürdürülmektedir"dedi.

Yargılamalarda savunma hakkının her gün biraz daha "yontulduğunu" ileri süren Beştaş, anadilde savunmaya izin verilmeyerek, sanıkların mikrofonları kapatılarak, konuşturulmayarak vekillerin taleplerinin tartışmasız red edilmesiyle savunma hakkının kullandırılmadığını savundu.

Beştaş bu sorunların İzmir'de yaşanan son operasyon ve tutuklamalar sonrası ifade tutanaklarının avukatlara verilmemesiyle yeni bir boyut kazandığını ileri sürerek şöyle devam etti:

"Gözaltına alınanların avukatlarına ifade tutanaklarının dosyalarda kısıtlılık kararı bulunması nedeniyle Ceza Yargılama Hukuku yok sayılarak verilmemektedir. Gözaltına alınanlar veya tutuklananlar savunma haklarını kullanamadıkları gibi, avukatlık mesleği hiçe sayılarak icra edilemez uygulamalar devlet gücüyle dayatılmaktadır. Son olarak İzmir'de aralarında MYK ve Parti Meclisi üyelerimizin de bulunduğu 30 siyasetçi tutuklanmış ve avukatlarına CMK'nın açık emredici hükmüne rağmen ifade tutanakları verilmemektedir Bu tablo darbe dönemlerinde de yaşanmamış bir tablodur. Gizli tanık ve gizli belgelerle yapılan yargılamalar, adeta bizleri gizli yargılamalarla yüzyüze bırakmaktadır. Dünya hukuk tarihinde görülmemiş uygulamalara karşı başta hukuk kurumları ve demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya, yargı mercilerini de hukuk tanımaz tutumlarından vazgeçmeye çağırıyoruz."