Hrant Dink'le Erdoğan'ı kıyasladı
Yeni Şafak yazarı ve AKP Milletvekili Markar Esayan, "Erdoğan'a yapılan sembolik suikastın, Dink'e 'Zehirli kan' metaforu üzerinden yapılandan hiçbir farkı yok" dedi.
7 Haziran seçimlerinde AKP'den milletvekili seçilen Markar Esayan, Yeni Şafak'ta bugün kaleme aldığı "Tarihin en çok suikasta uğrayan lideri: Erdoğan..." başlıklı yazısında ilginç ifadeler kullandı.
"Erdoğan'a yapılan sembolik suikastın, Dink'e 'Zehirli kan' metaforu üzerinden yapılandan hiçbir farkı yok" sözleri tepki çeken Esayan'ın yazısından bir bölüm şöyle:
Sayın Erdoğan, kimliklerin bir küfür olarak kullanıldığını, insanların korkudan Ermeniyim, Aleviyim, Kürdüm diyemediği dönemlerin yaşandığını ve kendi iktidarlarında buna son verildiğini ifade ederken, “döl” kelimesini kullanmamak için sarf ettiği “affedersiniz” sözcüğünü, konuyu bağlamından kopararak küfür olarak lanse ettiler. Hatta aklı başında aydınlar bile bu söylemin hiç araştırmadan “işlenmiş, hormonlu” biçimini gerçek kabul ettiler, yazdılar. “Affedersin, çok daha çirkin şekilde Ermeni diyen oldu” veya “Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler” gibi versiyonlarını kullandılar. Oysa kullanılan ifade “Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu” şeklindeydi ve bağlamı yukarıda aktardığım şekildeydi.
Bu iki olay sonrasında hala benim gibi Ermeniler ırkçılıkla infaza uğratılıyor. Konu bana ne yapıldığı değil; ben bu ülkede ırkçılığın hasını AK Parti öncesinde fiilen yaşamış birisiyim. Değil bir Ahmet Hakan, on kaplan gücünde Hürriyet'i üzerime salsalar doğru bildiğimi söylerim.
Gelelim şu “Kobani düştü düşecek” meselesine...
Sayın Erdoğan'ın sözleri aynen şöyle...
3. “Sınırımızın yanı başındaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Kobani başta olmak üzere Kürt kardeşlerimizin yaşadığı şehirlere yönelik saldırıları da dikkatle ve endişeyle takip ediyoruz (...) Şimdi Batı'ya sesleniyorum: Havadan bombalayarak bu sorunlar çözülmez. İşte bir IŞİD terör örgütü çıktı. Suriye'de güç buldu. Bunlar İslam adına Allahuekber diyerek, Allahuekber diyenleri öldürüyorlar. (...) Sadece havadan bombalamak suretiyle bu sorunu çözemezsiniz. Bununla ilgili yerde mücadele eden yapılarla işbirliği kurulmadan netice alınamaz. İşte aylar geçti ve bir netice yok. Şu anda Kobani de düştü düşüyor. Üç şey istedik: 1- Uçuşa yasak bölge ilan edilmeli 2- O bölgeye paralel, güvenli bölge ilan edilmesi lazım 3- Ve eğit, donat anlayışıyla Suriye'de ve Irak'taki ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem de donatılması lazım.”
Şimdi biraz izan ve vicdan sahibi hiçbir normal insan bu sözlerde ırkçılık veya Kobani'nin düşmesi arzusu olduğunu düşünmez. Hele Kobani tezkeresine hayır diyen HDP'nin konuşmaya hakkı hiç yoktur. Bilakis, Erdoğan'ın pozisyonu yansıtılanın tam tersidir. Buna rağmen ülkesine yapılan haksızlığı ve sergilenen ikiyüzlülüğü ifade etmektedir.
Erdoğan'a yapılan sembolik suikastın, Dink'e “Zehirli kan” metaforu üzerinden yapılandan hiçbir farkı yok. Lakin “Medyada Nefret Söylemi” raporlarını yazanların ideolojik eleklerinden geçmez bunlar. “Bana Hürriyet ya da solcular ırkçılık yaptı dedirtemezsiniz” modu geçerlidir. (Hadi bir deneme yapalım, Hürriyet'in beni hedef gösterdiği röportajı kendilerine ihbar ediyorum.)
Video Haberler
-
'Gençlerimizi cemaatlere peşkeş çekiyor'
-
AKP’li üyeden AKP’li belediye başkanına sert sözler
-
Bozuk yolları çiçek ekerek protesto ettiler
-
Kartal'da apartmanda çökme
-
Çiftçi sayısı azaldı, borç miktarı arttı
-
'Herkes ayağa kalksın'
-
İzmir sahili yeşile büründü: 'Temmuzda görmek şaşırtıcı'
-
OSB’de korkutan doğalgaz patlaması
-
İzmir’de iki orman yangını
-
Pervin Buldan: 'Köprü olmayacağız'
En Çok Okunan Haberler
-
Peker'den şimdi de 'Sarıgül' paylaşımı
-
Erdoğan'ın konuşmasındaki hatanın faturası kesildi
-
Erdoğan mitingini iptal etti
-
Hayat pahalılığına karşı sokağa çıktılar!
-
Asgari ücretteki artış halaylarla kutlandı
-
Ünlü ekonomistten endişelendiren dolar tahmini
-
AKP'li vekilin İBB'den kazandığı para ortaya çıktı!
-
'Devlet hiç bu kadar ayağa düşmemişti'
-
Eski AKP'liler: 'İpin ucu artık kaçmış'
-
'Artık bu şehirde yeri yoktur'