"Hükümetin gücü bu sorunu çözmeye yetmez"

HAK-SEN Genel Başkanı Ayhan Çivi, toplu görüşmelerle ilgili değerlendirmelerini iletmek için DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u, parti genel merkezinde ziyaret etti.

Toplu görüşmelerin 15 Ağustos Cumartesi günü başladığını hatırlatan Çivi, ''Ancak maalesef 6 gün geçmesine rağmen henüz işin esasına ilişkin herhangi bir şey konuşulmamış, gündeme gelmemiştir. Bizim bu toplu görüşme masasından çok da fazla bir ümidimiz bulunmamaktadır'' diye konuştu.

''Kürt açılımı'' konusunun gündemde olduğunu hatırlatan Çivi, ''Biz olaya biraz da kamu görevlileri açısından bakarak memurların da demokratik haklarını talep ediyoruz. Şu anda masada sosyal haklara ilişkin düzenlemeler konuşulmaktadır ancak bunların tamamı pansuman tedbirlerdir. Kamu görevlilerinin beklediği demokratik açılımlar değildir. Biz 657 sayılı yasanın tamamen kökten ele alınmasını istiyoruz'' diye konuştu.

"657 sayılı kanun, demode bir kanundur"

DP Genel Başkanı Cindoruk da Çivi'nin söylediklerine katıldığını belirterek, toplu sözleşme, grev hakkı bulunmayan bir sendika olamayacağını ifade etti.

Memur sendikalarına işçi sendikalarıyla eşit haklar verilmesini savunduğunu belirten Cindoruk, ''Bunda korkulacak bir yan yok'' dedi.

''657 sayılı kanun demode bir kanundur'' diyen Cindoruk, kanunda ana maddelerden çok değişiklik maddelerinin olduğunu söyledi.

Toplu görüşme konusuna da değinen Cindoruk, ''Müzakerelerde siz istediklerinizi söylüyorsunuz. Sonra hükümet ne derse o oluyor. Böyle sendika olmaz, böyle memur hakkı savunulmaz. Sendikaların gelişmesi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda, Sendikalar Yasası'nda değişiklikler yapılması gerekiyor'' dedi.

Müzakere sonuçlarında mütevazı, hatta mizahi zamlar yapılacağını ileri süren Cindoruk, ''Size sabır tavsiye ediyorum. Demokratik açılımın içinde bence memur sendikaları açılımı da olmalı'' diye konuştu.


"Türkiye, temel meselelerini tartışamaz oldu"

Cindoruk, Türkiye'nin 15 gündür temel meselelerini tartışamaz olduğunu, müzakerelerin milyonlarca memur ve ailesini ilgilendirmesine rağmen yeterince gündeme gelmediğini kaydetti.

Bir gazetecinin ''Milli Güvenlik Kurulu'nda demokratik açılım çalışmalarına devam kararı alındı. Bu durum, hükümetin demokratik açılımının devlet politikası olduğu anlamına mı geliyor?'' sorusu üzerine Cindoruk, MGK'nin açıklamasının satır aralarına ''ülke bütünlüğü koşulunu'' koyduğunu söyledi.

Cindoruk, ''10 saat müzakerede neler konuşulduğunu bilmek lazım. Bir bildiri sadece bir özü temsil eder. Biz hükümetin ya da hükümet partisinin değil, devletin tedbirlerini öğrenmek istediğimizi ifade ettik. Sanıyorum bundan sonraki aşamada o devlet tedbirleri de öğrenilecektir. İnanıyorum ki kurul bir sınır ortaya çıkarmıştır. O sınırın içerisinde müzakere veya tedbir alınması gerektiğini ifade etmiştir. Satır aralarından o okunuyor'' diye konuştu.

''Sayın Başbakan'dan sizin de bir görüşme talebiniz var mı?'' sorusu üzerine, Cindoruk, şunları söyledi:
''Hayır. Biz kendi aramızda 'Kürt meselesi' denilen meseleyi daha kapsamlı irdeleyen bir kurul oluşturduk. Onlar çalışıyorlar. Tekliflerimizi vereceğiz. Başbakan bir kurul gönderdi buraya, onlarla görüştük. Onlara da söyledim, bugünkü hükümet partisinin tabanı ve gücü bu meseleyi çözmeye yetmez. Orada asgari milli bir uzlaşmaya yaklaşan çoğunluk ortaya çıkarmak gerekiyor. Bizim katkımız bu alanda olabilir. Ben Başbakanla bir konuşma talep etmem. Başbakan talep ederse konuşmayı düşünürüz ama bizim böyle bir talebimiz yok'' diye konuştu.