İşte kokain ticaretinin belgesi! CHP'li vekiller ortaya çıkarmıştı

''Türkiye neden kokain cenneti oldu?" sorusuna yanıt arayan Korkusuz Gazetesi yazarı Barış Yarkadaş, Mersin Limanı'nda yakalanan kokaine ilişkin tutulan resmi belgeyi yayımladı.

Yarkadaş'ın yazısı  şöyle: 

KRT TV’de yayımlanan Şimdiki Zaman’ın bu haftaki konuğu CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’tı. Polat, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’le birlikte uyuşturucu operasyonlarına ev sahipliği yapan Mersin Limanı’na giderek, ciddi bir araştırma yapmış ve çok sayıda belgeye ulaşmıştı. CHP’li Polat, Gürkan Hacır’ın sunduğu, benim Aytunç Erkin ve Barış Doster’in de konuk olduğu yayında bu belgeleri  kamuoyu ile ilk kez  paylaştı.

Mahir Polat’ın TV ekranında gösterdiği belgelerin her biri dehşet vericiydi…

KUTULARIN İÇİNE SAKLANIYOR

Örneğin 16 Haziran 2021 tarihli Mersin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü imzalı ‘’Olay, Sayım, Tespit, Tartım, Cumhuriyet Savcısı ile Görüşme ve El Koyma Tutanağı’’nda, görevli memurların 1000 paket kokain yakaladığı belirtiliyor. Görevli memurlar, yeterli sayıda X-Ray cihazı olmamasına rağmen, muz kutuları içine saklanmış uyuşturucuyu bulup çıkarıyor.

Tabii bu operasyonlarda yer alan ‘Narkotik Dedektör Köpekleri’ni de unutmamak gerekiyor. Tutanakta, operasyona katılan ve uyuşturucuyu bulan Lia, Nixe, Odin ve Jack isimli köpeklerin isimleri de tek tek yazılmış.  14 Haziran 2021 tarihli bir diğer belgede ise yine aynı dairenin, benzer miktarda kokain maddesi yakaladığı belirtilerek, ‘’mal’ın savcıya teslim edildiği kayıt altına alınıyor.

FİLM GİBİ…

Mahir Polat’ın, CHP’li Alpay Antmen’le birlikte edindiği tutanaklarda, kokainin Ekvador’dan hangi şirket tarafından gönderildiği ve Mersin’de hangi şirketin limanına getirildiğine dek onlarca ayrıntı var. Şirketler, şirketlerin sahipleri, limanın bulunduğu bölge detaylıca anlatılıyor. Kokainin içine saklandığı muz kutuları, ikiz mühürler, dedektör köpekleri ve kör noktalar; adeta bir macera filmini andırıyor.

Ancak  ne ilginçtir ki; bizim film gibi izlediğimiz bu operasyonların nasıl sonuçlandığı bilinmiyor.  İktidar her seferinde övünerek ‘’Kokain yakaladık’’ diyor ama sonrasını kamuoyuyla paylaşmıyor. Bu ise  “Acaba bu insanlık suçunu işleyenler korunup kollanıyor mu?” sorusunu da beraberinde getiriyor.

TÜRKİYE NASIL KOKAİN CENNETİ OLDU?

Mahir Polat ve Alpay Antmen’in birçok riski göze alarak kamuoyuyla paylaştığı belgeler, Türkiye’nin adeta bir ‘’yol geçen hanı”na dönüştüğünü gösteriyor. Polat’ın canlı yayında gösterdiği belgelere göre, Mersin Limanı’nda “kör nokta” olarak bilinen bölgeler var. Uyuşturucu, Ekvador’dan Türkiye’deki alıcıya gönderilmek için muz kutuları içinde yola çıkarılıyor. Gemi bu kör noktaya yanaşarak, denetime girmeden ‘’mal’’ı teslim ediyor. Sonra da ‘’ikiz mühür’’ denilen mühür, sanki hiç açılmamış gibi yeniden kapıya vuruluyor. Gemi muzu indirmek için limana yanaşıp denetime girince, sanki her şey olağanmış gibi bir hava yaratılıyor.

CESARETİN SEBEBİ NE?

Esas mesleği Gümrükçülük olan Mahir Polat, hem sisteme hem de işleyişe hakim olduğu için bu iğrenç ticaretin nasıl ve hangi yollarla gerçekleştiğini tüm detaylarıyla anlattı. Polat’a canlı yayında “Peki bu kadar çok uyuşturucu neden Türkiye üzerinden dağıtılıyor? Bu cesaret nereden kaynaklanıyor?” diye sordum. Polat, “Bunun en önemli sebebi, Türkiye’nin uyuşturucu ticareti yapanlara yönelik tutumu” dedi. Ardından da ekledi: “2004 yılından beri, uyuşturucu ticareti yapanlara verilen cezalar sistematik bir biçimde azaltıldı. Bu da suçun karşısındaki caydırıcılık unsurunu ortadan kaldırdı. Bir eroin ya da kokain baronu, cezalar az olduğu için mutlaka suç işleyecek birilerini buluyor ve Türkiye üzerinden malını dağıttırabiliyor…”

ACI TABLO

Demek ki; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TV ekranlarında polise verdiği “Uyuşturucu ticareti yapanın ayağını kırın” şeklindeki hukuk dışı talimatın hiçbir caydırılığı yok… Türkiye, görüldüğü üzere,  20 yıldır sözde muhafazakar bir iktidar tarafından yönetiliyor ama bir yandan da uyuşturucu baronlarının cenneti haline geliyor. Elimizdeki bilgi ve belgeler, Türkiye’nin neredeyse bir transit geçiş güzergahına ve karlı bir pazar haline dönüştüğünü gösteriyor. Acı ama gerçek tablo bu…