İyiyiz iyi, bozmayın morali!
Microsoft CEO ’su Nadella’ya ‘Türkiye’yi nasıl buldu’ diye sordum. Cevap hiç ümitsiz değil: Genç, dinamik, dijital dönüşüme inanan, heyecan verici bir ülke!
Gazeteciler için, “onca güzel gelişme varken bir tane olumsuzluğu cımbızla çekiyor, manşet yapıyorlar” denir. Bazen de bütün olumsuzluklara rağmen güzel haberi cımbızlayıp çekmek gerekiyor. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Microsoft CEO’su Satya Nadella görüşmesini çok önemli buldum, perde arkasını araştırdım ve büyüteç altına aldım.
Bu buluşma neden önemli?
1-Türkiye’nin bilgi toplumuna geçişi ve üretkenlikte dünyayla yarışması birinci derecede öncelikli bir önem taşıyor. Hem Cumhurbaşkanı seviyesinde kabul, hem de görüşmenin 40 dakika sürmesi bu açıdan manidar.
2-Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın yılbaşı kutladıktan 6 gün sonra Ankara’da olması, Türkiye’ye verdiği önem ve gördüğü potansiyel açısından manidar.
3-Türkiye’nin kendi geleceği için çizdiği yolla, Microsoft’un geleceğine bakış açısının “stratejik ortaklık” şeklinde tanımlanması seviye olarak manidar.
Madem anlamlı, ne anlayalım?
1-“Dünya nereye biz nereye”, “âlem gidiyor aya, biz yaya” söyleminin gerçekten uzak olduğunu anlayalım, en azından bunun Türkiye için bir hedef, bir yol haritası olmadığını görelim.
2-Ülkece bilgi toplumuna hızlı geçişin, devlet kademesinde en yukarıdan en aşağıya stratejik öncelikli hedef olduğunu anlayalım.
3-Eğitime, nitelikli işgücü yetiştirilmesine, yazılım gelişimi ve ihracatına... Kısaca ‘dijital dönüşüme’ öncelik ve destek verileceğini anlayalım.
Sözün bittiği yer...
Resmi toplantıların özelliği, içeride hiçbir konuda anlaşma olmadığında bile, basına “belli görüş farklılıkları olsa da temel konularda mutabıkız” şeklinde yansıtılmasıdır. Bu toplantıda yukarıda yazdığım noktaları vurgulamanın (ve haberin ayaklarını yere bastırmanın) tek bir sağlam yolu vardı, o da Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın Türkiye hakkında ne düşündüğünü öğrenmekten geçiyordu. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu’ya ulaştım, Satya Nadella Türkiye’den hangi düşüncelerle ayrıldı diye sordum. Soruya cevaben aldığım e-postada aynen şöyle yazıyordu: CEO’muz Satya Nadella Türkiye’yi özellikle yenilikleri takip eden genç nüfusu, iş dünyasındaki dinamizmi ve dijital dönüşüme olan inancıyla, potansiyeli yüksek bir ülke olarak heyecan verici bulduğunu ifade etti.
CES, pes!
CES 2016, Las Vegas’ta gerçekleşti. CES, Consumer Electronic Show’un kısaltması yani kabaca Tüketici Elektronik Fuarı/Şovu şeklinde tercüme edebiliriz. Dünyadaki en en iyi ürünlerin boy gösterdiği ve görücüye çıktığı muhteşem bir şov gerçekten. Bütün tanıtılan yeni ürünler arasında bir tanesi var ki ‘ah bunu akıl etmek vardı’ dedirtti. Vivitar tarafından üretilen akıllı ampul. Evet elbette renk değiştiriyor, bu artık bir yenilik değil. Fakat adamlar ampule bir de mini hoparlör takmışlar, bluetooth ile bağlanıyor avizeden müzik yayını yapıyorsunuz. Normal ampul yuvasına uyumlu, ABD fiyatı 49.99, yani 150 lira kadar.
Kokuyla uyandıran saat Sensorwake
CES 2016’ya damgasını vuran ve ödül alan bir de “çalmayan saat” var, çalmıyor ama uyandırıyor! Bunu da güzel kokularla yapıyor, kokuya uyanıyorsunuz. Favori kokular arasında sıcacık kruvasan, espresso, deniz kıyısı, çikolata, nane aromaları var. Bu arada söylemeden geçmeyelim, aromalı kartuşlarla istediğiniz kokuyu yüklediğiniz saatin bir de dolar kokan kartuşu var!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza