'Karizmam mı çizilirdi?'

İkinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı yazar Yalçın Küçük, örgüt üyesi olarak tutuklandığını ancak daha sonra yönetici olmakla suçlandığını hatırlatarak, "Ne çıktı da yöneticisi yaptınız? Karizmam mı çizilirdi, beni örgütün CEO'su yaptınız" diye sordu.

'Karizmam mı çizilirdi?'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.03.2012 - 11:55

İkinci ''Ergenekon'' davasının 165'inci duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili olan gazeteci Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık katıldı.

''Odatv'' davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük ve yine başka suçtan tutuklu yargılanan Yüksel Dilsiz ile tutuksuz sanıklar Maruf Şinik ve Recep Taylan da duruşmada hazır bulundu.

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, CHP Zonguldak Milletvekili ve Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi.

Savunmasına devam eden Yalçın Küçük, bugünkü duruşmaya gelmesinin kolay olmadığını belirterek, ''Odatv'' davasının da bugün görüldüğünü, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşmada olması konusunda ısrar ettiğini, mahkemeye yazdıkları dilekçeler üzerine heyetin huzurunda yer alabildiğini söyledi.

Küçük, geçen hafta rahatsızlanması üzerine ateşinin çıktığını belirterek, halan daha tam olarak iyileşemediğini ifade etti.

Hakkındaki suçlamaları öğleden sonraki oturumda ele alacağını dile getiren Küçük, ''Küçük kartlar hazırladım. Çok da kolay olacak. Çok da sevineceğim. Oynayacağım. Mahkemeyi, iddianameyi göreceğiz'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin kendisine örgüt yöneticiliğinden yargılandığını söylediğini anlatan Küçük, ''Beni şaşırtmıştınız. İddianame ne yazık ki sizi doğrulamıyor. Savcılığın sevk maddesine göre örgüt üyeliğinden yargılanıyorum'' diye konuştu.

Başkan Özese de, Küçük hakkındaki iddianame yer alan örgüt yöneticisi olduğu iddiasına ilişkin bölümü okudu.

Bunun üzerine Küçük de, ''Örgüt üyeliğinden sorgulandım. Örgüt üyeliğinden tutuklandım. Örgüt üyeliğinden buradayım. Ne oldu da, ne yaptım da ben örgüt üyeliğinden, örgüt yöneticisi oldum? Neyim var benim? Eksik mi bulamadınız? Ne oldu da örgüt üyeliğinden tutukladınız? Ne çıktı da yöneticisi yaptınız? Karizmam mı çizilirdi? Beni örgütün CEO'su yaptınız'' şeklinde konuştu.

Hakkındaki suçlamalar

Küçük, davanın sanıkları olan emekli Orgeneral Şener Eruygur ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile ömrü boyunca hiç karşı karşıya gelmediğini, Patalya Otel'e hiç gitmediğini ifade ederek, ''Patalya'da yokum. Kent Otel toplantılarında yokum. Hiç bir yerde yokum. Atatürkçü Düşünce Derneğinin üyesi değilim. Hiç bir toplantısına çağrılmadım, katılmadım. Cumhuriyet mitinglerini evden televizyondan izledim. Rektörlerin hiçbiriyle yüz yüze gelmemişim'' diye konuştu.

28 Şubat'ın yıl dönümüne atıfta bulunan Küçük, tutuklu sanıkların bulunduğu bölümün ön sırasına dizdiği kitaplarından alıntılar da okuyarak, ''Sizin darbe dediğiniz 28 Şubat'ın hedefiydim ben'' dedi. Küçük, 12 Mart'ta üniversiteden kovulduğunu, 12 Eylül'de de hem üniversiteden kovulduğunu, hem de hapse atıldığını anlattı.

''Orduyla savaştım. Beni öldürmeye kalktılar. Kıbrıs savaşında Genelkurmay'ın kapısına beni şehit diye yazdılar'' diyen Küçük, doğru, yanlış olsa da ordunun iyiliği için yazdığını, eleştirdiğini söyledi.

Davada dezenformasyon yapmakla ve Kemalist olmamakla suçlandığını belirten Küçük, 1998 yılında ise Kürtler tarafından Kemalizmin ajanı olmakla suçlandığını kaydetti.

Türk ceza sisteminde ''Kemalist olmamak ve dezenformasyon yapmak'' diye bir suç olmadığını dile getiren Küçük, dezenformasyon yapmadığını, Kemalist olmamak konusunda ise ne diyeceğini bilemediğini anlattı.

 

"Tuzak diye düşündüğüm için görüşmek istemedim"

Küçük, Abdullah Öcalan'ın avukatlarından İrfan Dündar ile telefonda görüşerek, Dündar ve arkadaşlarının Öcalan'dan aldığı talimatları kendisine ilettikleri iddiasına değindi.

Küçük, Gebze Cezaevi'nde yatarken şu anda milletvekili olan Aysel Tuğluk ve avukatlık yapan İrfan Dündar'ın Kürt yurttaşlarla ziyaret etmek için geldikleri sırada kendisiyle de görüştüklerini ifade ederek, iddia edildiği gibi Dündar'dan talimat almadığını söyledi.

''Tuzak'' olarak düşündüğü için Dündar ile görüşmek istemediğini söyleyen Küçük, ''Aradan 10-12 yıl geçmiş. Bu süre içinde hiç konuşmadığım insanın telefondan sesini fark edeceğim. Babamın oğlu mu?'' dedi.

MİT'in kendisini tuzağa düşürmek için 2 kere adam gönderdiğini iddia eden Küçük, bunlardan biri olan Tuncer Günay'a ''Sen bana tuzaksın. Bana tuzak kuruyorsun'' diyerek yanından kovduğunu anlattı.

İrfan Dündar'ın KCK-MİT operasyonunda gözaltına alındığını söyleyen Küçük, ''Savcı serbest bıraktı. KCK'dan alınan pek çok avukat, MİT'çi oldukları için serbest kaldı. MİT onların bir kısmını kurtardı. Bir kısmını bıraktı. Benim onlarla işim olmaz'' dedi.

 

''Beni 'gaz yapmaktan mı' mahkum edeceksiniz?''

Küçük, ''Darbeye zemin hazırlamak için kaos ortamı yaratmaya çalıştığı'' suçlamalarına da değinerek, kaosun ''büyük boşluk'', ''gaz'' gibi anlamları olduğunu anlattı.

''Beni 'gaz yapmaktan mı' mahkum edeceksiniz?'' diyen Küçük, ceza kanunlarında böyle bir suçun olmadığını söyledi.

 

"İlhan Selçuk'u hem çok severdim, hem de çok tartışırdık"

Cumhuriyet Gazetesi'nde bir süre yazdığını anlatan Küçük, ''Hayatımın en güzel günleriydi. 1976'da Cumhuriyet Gazetesi'nden ayrıldım. O günden sonra da İlhan Selçuk ile görüşmedim. Neşeli, sevdiğim bir insandı. İlhan Selçuk'u hem çok severdim, hem de çok tartışırdık. Bizim kültürümüzde hem birbirimizi severiz, zaman zaman da kızarız'' dedi.

Küçük'ün savunmasının tamamlanmasının ardından, duruşmada diğer tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler