Kiprianu: Talat giderse işler karışır

ABD'deki düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nde ''Kıbrıs: Çözüme Doğru mu?'' başlıklı konferans veren Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, müzakere sürecinin Kıbrıslıların sahiplendiği bir girişim olduğunu ifade ederek, süreçte bazı alanlarda ilerlemeler sağlandığını kaydetti.

Kiprianu, Kıbrıs sorununda varılacak bir çözümün, uygulanabilir ve kalıcı olması, varolan sorunlara yenilerini eklememesi, adadaki iki tarafa ve AB'ye yarar sağlaması ve AB'nin kurallarıyla da uyum göstermesi gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs'ta çözüme ulaşılması durumunda yabancı garantöre ihtiyaçlarının olmadığını, AB üyesi olmanın zaten yeterli garantiyi sağladığını savunan Kiprianu, müzakere sürecinde Türkiye'nin rolünün çok önemli olduğunu da belirtti.

"Türkiye gözlemci olamaz"

Kıbrıs sorununu Türkiye'nin yarattığını öne süren Kiprianu, bu açıdan müzakere sürecinde Türkiye'nin bir ''gözlemci'' olamayacağını ve çözüme yönelik yapıcı katkı sağlaması gerektiğini savundu.

Kiprianu, ''Türkiye'den, çözüm için daha somut ve olumlu çabalar göstermesini bekliyoruz'' diyerek, uluslararası toplumun da Türkiye'yi bu yönde teşvik etmesi gerektiğini kaydetti.

''Mevcut Türk hükümetinin Kıbrıs sorununun varlığını en azından kabul etmesinin bile önemli olduğunu'' savunan Kiprianu, varılacak bir çözümün sadece adadaki iki tarafın değil, ''önemli bölgesel oyuncu'' olarak nitelediği Türkiye'nin de çıkarına olacağını söyledi.

Bir soru üzerine Kiprianu, Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimiyle doğrudan diplomatik ilişkisi olmadığına işaret ederek, Türkiye için ''hayalet müzakereci'' tanımını kullandı ve bu şekilde süreçte yer almasının durumu karmaşıklaştırdığını ileri sürdü.

Kiprianu, olası çözümün, tüm tarafların ödünler vererek uzlaşıya varmasını gerektirdiğini belirtti ve "her uzlaşıda olduğu gibi Türkiye'nin de çözüm için bedel ödemesi gerektiğini" ileri sürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs Rum basınına verdiği demece de değinen Kiprianu, bu sözlerin önemli olduğunu ve müzakere masasına da yansıtılması gerektiğini belirtti.

"Aceleci olunmamalı"

Kıbrıs Rum tarafı olarak çözüme olan bağlılıklarının tam olduğunu vurgulayan Kiprianu, "Statükoyu kabul edilebilir bulmuyoruz. Çözüm için gerekli iyi niyete sahibiz. Karşı taraftan da aynı yaklaşımı bekliyoruz" diye konuştu.

Kiprianu, müzakerelerin KKTC seçimlerinden sonra nasıl şekilleneceğine dair soru üzerine, "Eğer Talat kaybederse, çözüm çabaları ve süreç daha karmaşık hale gelecektir. Bu durum, soruna çözüm bulmaya yönelik umutları da daha iyi şekle getirmeyecektir" ifadesini kullandı.

Adada kapıların açılmasının sembolik açıdan önemli olduğunu, ancak bu önemin abartılmaması gerektiğini kaydeden Kiprianu, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda zaman unsurunun öneminin farkında olduklarını, ancak çözüm için aceleci tavır içine de girmemek gerektiğini, bunun yeni sorunlar doğurabileceğini kaydetti.

Kiprianu, ABD'nin de Kıbrıs sorununun çözüm sürecine ilgisini sürdürmesi ve Türkiye'yi teşvik etmesinin kendileri için önemli olduğunu belirtti.

Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, ABD Başkanı Barack Obama da dahil olmak üzere çeşitli liderlere, kapalı bölge Maraş'ın ''yasal sakinlerine iade edilmesi ve BM uzmanlarına, Maraş kentinin yeniden imarını incelemeleri izninin verilmesi gerektiğini'' savunan bir mektup gönderdiğini hatırlatan Kiprianu, ABD'nin Türkiye'yi iknada önceliği bu konuya verebileceğini sözlerine ekledi.