Kötü erkekler kulübü iftiharla sunar

Son bomba Masumiyet, ilk bölümünde gördüğüm kadarıyla içinde bir gıdımcık masumiyet barındırmayan dizi.

Kötü erkekler kulübü iftiharla sunar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.03.2021 - 16:03

Elif Aktuğ, Cumhuriyet Cumartesi eki için yazdı.

Şunda hemfikir miyiz, dizi izlemek son derece zahmetli bir hobi, birbirinin aynı ve sıkıcı konularıyla sinir sisteminizi altüst ettiği yetmiyormuş gibi, her geceden/hayatımızdan iki saat çalıyor. Hem dizi izleyip hem de “Ben bu zamanı çello çalmayı öğrenmeye ayırsam, Gürer Aykal yönetimindeki orkestrada pekala çalardım” diyorum. 

Son bomba Masumiyet, ilk bölümünde gördüğüm kadarıyla içinde bir gıdımcık masumiyet barındırmayan dizi. Deniz Çakır çok severim, eh Mehmet Aslantuğ sevmeyen ölsün; izlemeye değer diye düşündüm, iki küsur saatlik gönüllü dahil olduğum işkenceye başlamadan. 

Aa Hülya Avşar abla da var elbette ama herhangi bir dizi ya da film izlerken, “Aa Hülya Avşar abla var izlemeliyim” demiyorum açıkçası. Elbette kendini yoktan var etme çabaları, bıkıp usanmadan medyada var olma inadı, ne yapıp edip gündeme gelme isteği, gündemde kalabilme başarısı; benim gözümde “iyi oyuncu” klişesinden öte, salt “şöhretli bir kadın” olarak yer etmesine neden oldu. Sinemada, kendi sesini kullan(a)madığı yıllarda oynadığı çok güzel filmler var elbette, Benim Sinemalarım, Bir Kırık Bebek gibi. Ama aynı zamanda o zamanlar aşk yaşadıkları konuşulan İbrahim Tatlıses’le oynadığı filmler de var. Akıllara zarar… 

HER TÜR PİSLİK MEVCUT

Deniz Çakır ilk dizisi “Kadın İsterse”de Hülya Avşar ile oynamıştı, kötü kadın rollerinin başlangıcıydı Deniz için, nitekim Yaprak Dökümü parladığı iş olmuştu. Benim için en başarılı dizisi “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”dır. Masumiyet’te, 18 yaşındaki kızı 35 yaşındaki bir adama aşık olup kandırılan bir kızın annesini oynuyor, kocası tarafından sevilmeyen, takdir edilmeyen, ailesi için eğitimini tamamlamamış bir kadın. İlk bölümdeki tek masum kişi Deniz’in canlandırdığı karakterdi diyebilirim. 

Dizide, Türk sinema ve dizi dünyasına ait klişe ne kadar kötülük varsa bir arada kullanmışlar. Karısını aşağılayan koca, anne sözü dinlemeyen ve başı derde giren evlat, karısını aldatan koca, kadınları kandırıp “kötü emellerine alet eden” adam, acımasız baba, zengin ve mutsuz aileler, evli erkekle sevgili olan kadın, nefret objesi erkekler, dövülüp sokağa atılan kadın, aldatma, aldatılma, entrika, yancılık, şiddet; hepsi bir arada aşırı doz olarak veriliyor izleyiciye. İzleyici de müptezel uyuşturucu bağımlısı gibi mi oldu peki, daha fazla mutsuzluk, daha fazla şiddet, amanın bu yetmez biraz daha rezillik mi diyor? Reyting sonuçlarını öyle değerlendiriyor yapımcılar zahir; kağıt üstünde okusam “Bu kadar berbat bir iş asla çekilemez” derim, yapımcıların ağzını suyu akıyor! Bir de bu dizilerin 7 yaş üzerine uygundur ibaresiyle oynaması var ki, kime ne diyeyim bilemiyorum!

Fakat iş öyle bir noktaya geldi ki, sektör iki saatlik insafsız ve akıl dışı yayın saatini, klişe bir konu, saçma ve manasız bir senaryo, üç popüler oyuncu ile doldurmak zorunda kalıyor. 

HÜLYA VE MEHMET ADI AYNI CÜMLEDEYSE

Mehmet Aslantuğ ve Hülya Avşar, sinemada 1995 yılı yapımı Bir Kadının Anatomisi’nde birlikte oynamışlardı, sinemanın “en sıkıcı iş, en iyi iştir” dediği dönem; gayet cesur sahneleri vardır filmin ama sıkıcıdır, net. Hümeyra, Oktay Kaynarca, Berna Laçin, Uğur Polat da vardı kadroda, Hülya Avşar’ı Tilbe Saran seslendiriyordu hatırladığım kadarıyla, Yavuz Özkan filmiydi. Ama Mehmet Aslantuğ ve Hülya Avşar adları aynı cümlede geçince akılda kalan, birkaç yıl önce Hülya’nın talk show’una katılan Mehmet Aslantuğ’un Hülya’nın “kadın evde otursun çocuk baksın, kocasına kapıyı açsın” demesinin ardından sarf ettiği ve hafızalara kazılan cümlesidir; “Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı”… 

Masumiyet’te Hülya Avşar, oğlunun totosunu toparlamaya çalışan anne, Mehmet Aslantuğ kızının mutluluğu için her şeyi yapmaya hazır fedakar ve varlıklı bir baba, Deniz Çakır kendinden büyük bir adamın yalanlarına kanıp hamile kalan, dövülüp sokağa atılan zavallı kızın annesi. Sanırım Sadakatsiz’le birlikte “nefret edilen erkek” figürünün başarısını görünce, işi iyice zirveye çıkarmaya çalışmış hikayeyi yazan. Erkeklerin hepsi kötü ama umarım Aslantuğ, bu saçmalıkla aslanlar gibi mücadele edip, dizinin iyi erkek karakteri olur. İyilik de ne kadar reyting getirir tabi orası meçhul. 

Vasatlığın şaşaası yaşanıyor ekranda ezcümle, bize de bu dönem denk geldi maalesef.   

Gönül istiyor ki sinematik ögeler barındıran, zeka işi bir dizi izleyelim, hem gönlümüz açılsın hem ruhumuz sanattan yana nasibini alsın. 

Görünen o ki, buna şahit olamayacağız, en azından ve kesinlikle Masumiyet ile olmayacak bu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler