Kuzey Ormanları Savunması: Rant ve katliam anıtı

Kuzey Ormanları Savunması(KOS), İstanbul’un kuzeyinde yer alan ormanların ve oradaki doğal yaşamın korunması için mücadele veriyor. Ancak bugüne kadar talepleri hükümet tarafından karşılanmış değil. Ayrıca sık sık polis müdahalesinin de hedefi oluyor. 3. havalimanı(İstanbul Havalimanı), inşaatı sırasında kötü koşullarda çalıştırılan işçilerin protestosuna sahne olmuştu. İş cinayetlerinin yaşandığı havalimanı inşaatı esnasındaki protestolarda eylül ayında 401 işçi gözaltına alınmış 37 işçi tutuklanmıtı. 31 işçi şuan cezaevindeyken, isimleri bilinen ölen işçi sayısı ise 39.

‘İstanbul rant çevrelerine kurban edildi’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘anıt’ adını verdiği havalimanını ‘rant ve katliam anıtı’ diye niteleyen KOS hükümeti işçi düşmanlığı ve ekonomik beceriksizlikle suçladığı açıklamasında, “Üçüncü köprünün üzerine, Kuzey Ormanları’nda ilave yaralar açarak bir de üçüncü havalimanının da yapılması, üstüne ayrıca inşaat şirketlerine verilen sözler doğrultusunda şehri kuzeye doğru büyütme planlarının ayyuka çıkması, İstanbul’un rant çevrelerine kurban edilmesi demektir” ifadelerine yer verildi.

‘Ekolojik rehabilitasyon yapılsın’

Bu kapsamda hükümetten talepte bulunan Kuzey Ormanları Savunması, yeni havalimanının sökülmesini, işçi ölümlerinin tam olarak açıklanıp, tüm sorumluların yargılanmasını, bölgede ekolojik rehabilitasyon programı başlatılmasını, projenin doğurduğu zararların tanzim edilmesini ve şeffaf ekonomik denetim yapılmasını istedi.

İnşaat-İş: Onlar şatafatlı törenlerde, yöneticilerimiz ve işçi arkadaşlarımız zindanda!

İnşaat-İş’te 1. Faz’ının tamamlandığı ve dün şatafatlı bir törenle açılışı yapılan 3. havalimanına(İstanbul Havalimanı) ilişkin hazırladığı bir sinevizyonda 3.havalimanını işçilerini anlatan bir sinevizyon paylaştı:

Sinevizyon'da yer alan ifadeler şu şekilde:

“Doğanın katli ve sayısı bile tam olarak bilinmeyen işçinin kanı pahasına yükselen 3. Havalimanı’nın tamamlanan 1. Faz’ı dün şatafatlı bir törenle açıldı.

İşçi kanına sudan ucuz muamelesi yapan, doğaya “üç beş ağaç” gözüyle bakan, burjuvazinin sınıf kibrini-nobranlığını,-asalak ve rantiyeci karakterini en mükemmel biçimde temsil edenler şatafat ve debdebenin eksik olmadığı bir törenle bir kez daha “BİZ BUYUZ” dediler!

Bizim yöneticilerimizse kendi sınıflarına karşı görevlerini yerine getirmenin gönül rahatlığıyla olması gerektikleri yerdeler. İşçi arkadaşlarımız ve Dev Yapı-İş Başkanı’yla birlikte zindan duvarı arasında!
Onlar sınıf hareketi ve sendikacılığın önüne yeni bir çıta koyan 3. Havalimanı direnişinin parçası olmanın onurunu-gururunu yaşamları boyunca hissedecekler.

Bu gururu, suçlu olmadığımızı, muazzam bir emekle kök saldığımız o şantiyelerde her zaman aynı şeyi yapacağımızı “Yaptık, yine yapacağız!” diyerek de haykırdılar.

Sendikamızın temellerini atan ve 10 Ekim Ankara Katliamı’nda ölümsüzleşen kurucularımızın bıraktıkları YAPI’ya sayısız tuğla eklemiş olmanın gururu ve iç huzuruyla zindan duvarlarını aşıyor bilinç ve yürekleri.”