Leyla ile Mecnun, yeniden
Kadro çok sıkı bir kere. Ali Atay, Serkan Keskin, Osman Sonat, Ahmet Mümtaz Taylan, Cengiz Bozkurt, Koksal Engür, Ege Tanman.
İtirafla başlıyorum, diziyi TRT'de yayınlandığı ve pek fazla ses getirdiği/herkesin diziye ayılıp bayıldığı o dönemde hiç izlemedim. Exxen'de yeniden başlayınca, dedim ki "Acaba benim gibi diziyi hiç izlememiş birine ne verebilir bu dizi. Yayınladığı dönemde bahsedildiği gibi zekice yazılmış bir senaryosu varsa ve yine aynı başarılı ekip işin başındaysa, yeni izleyici de kendini yabancı hissetmeyecektir".
Yanılmamışım, tekrar söylüyorum, diziye ve geçmişine son derece yabancı biri olarak beni cidden etkiledi ve anlamadığım bir şey olmadı. Elbette kemik izleyicinin ruh haline erişmem imkansızdı, "eski dostlara kavuşmanın keyfi" gibi duygular yaşamadım, oyuncuların o yıllardaki halini bugünle kıyaslamadım, beklentim farklıydı zira. Sosyal medyada okuduklarımla gördüm ki, dizi fanatikleri de çok memnun Leyla ile Mecnun'un devamından.
OYUNCULAR: Kadro çok sıkı bir kere. Ali Atay, Serkan Keskin, Osman Sonat, Ahmet Mümtaz Taylan, Cengiz Bozkurt, Koksal Engür, Ege Tanman. Hepsi de bir diziyi filmi çekip çevirecek yeteneğe, karizmaya, güce sahip, birarada izlemek kuş sütünün eksik olmadığı bir sofrada yemek yemek gibiydi. Ege Tanman'ı yıllar sonra ilk kez izledim, Babam ve Oğlum'dan sonra Ege'yi görmek çok sevindirdi beni. Zira çocuk oyuncuların çoğu mesleğe devam etmiyor/edemiyor. Oyucular için değil bir köşe yazısı yazmak, gazete yapsanız yetmez, iyi hikaye ve iyi oyuncu biraraya gelince gerine gerine izliyorsun, müthiş keyif.
BÜYÜK EKSİK: Diziyi izledikten sonra hızlandırılmış bir eski bölümler turu yaptım, çünkü yeni ilk bölümde çok az kadın karakter vardı. Acaba eski bölümlerde durum neydi diye göz attım. Şahane kadın oyuncular rol almış zaman içinde meğer. Sanırım zamanla kadınlar girecektir yine diziye, bu haliyle çok erkek işi. Deniz Işın vardı bir tek, kısacık. Mahallede yaşam başlayınca kadınlar mutlaka başrole taşınmalı, daha ilk bölümden de şu eksik bu eksik demek istemiyorum, yazana da yönetene de haksızlık olur, dur bir bakalım neler olacak. Zaten işi bilen usta isimler var kumanda masasında.
KLİŞE: Uzun zamandır ilk kez bir yerli yapımda klişe sözler, çekimler, yapmacıklık yok; çok etkilendim ne yalan söyleyeyim. Absürd bir hikaye bu kadar iyi anlatılır seyirciye.
GÜZEL CÜMLE: "Ben Nurten'i ismini mezar taşında görmeye dayanamam". Karısı ölen bakkalın, mezarlıkta yatp kalkması, yaşaması, kılık kıyafeti, saçları, her şeyi etkileyiciydi. Diyorum ya, önceki bölümlerde karısına olan aşkına tanık olmamama rağmen inandım, sevdim, içselleştirebildim karakterleri.
BAYILDIM: Yumurtalı ekmek neredeyse dizi boyunca Ali Atay'ın eklindeydi, acayip saçma ve güzeldi. Eminim herkesin canı benim gibi yumurtalı ekmek istemiştir. Üeçnmeyip kalkıp yapan olduğuna bile eminim.
ARKA PENCERE NOTU: İlk bölümden 10 verecek değilim, biraz ilerleyelim bakalım, hikaye nereye gidecek. İzlediğim iş 8'lik iş, on bölüm sonra yenileyeceğim notumu, gönül istiyor ki dizi herkesin izleyebildiği bir platformda yayınlansın ve temposunu azaltmadan, hikayenin ritmini düşürmeden devam etsin.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama