Menajeri açıkladı: 'Arda Atletico Madrid'ten ayrılıyor'

Türkiye'de forma giyen birçok ünlü futbolcunun menajerliğini yapan Ahmet Bulut, Arda Turan'ı Manchester United'ın istediğini söylerken, milli futbolcunun sezon sonunda Atletico Madrid'den ayrılacağını açıkladı.

Menajeri açıkladı: 'Arda Atletico Madrid'ten ayrılıyor'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.10.2014 - 12:52

Türkiye’de futbolcu menaceri deyince akla gelen ilk isim olan Ahmet Bulut, Fanatik Gazetesi'ne verdiği röportajda; Arda Turan, Emre Belözoğlu, Beşiktaş, Cristiano Ronaldo ve Türk futbolcu hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.

ARDA TURAN'I MANCHESTER UNITED İSTEDİ

- Arda Turan’ın kariyer planlaması nedir?

Arda’yı Atletico Madrid’e bonusları dahil 15 milyon Euro’ya transfer ettim. Bu bir Türkiye rekoru. Bildiğin gibi geçen sezon içinde de kontratını yeniledik 4 sene daha ve İspanya’daki sistem gereği federasyona bonservis belirttiler ki bu rakam 41 milyon Euro! Şu an Arda, Atletico’nun en çok kazanan ve en değerli futbolcusu. Ayrıca ilk 11 oyuncusu. Biz burada yeterince farkında değiliz, Arda gerçekten çok başarılı ve bunu çalışarak, kendini geliştirerek, alınteriyle sağladı. Tabii başarılı oldukça da başka takımlardan teklifler gelmeye devam ediyor. Ancak biz birlikte karar vererek Arda’nın sezon sonuna kadar Atletico’da kalacağını önceden söylemiştik. Örneğin Manchester United ciddi olarak ilgilenmişti Arda ile Moyes zamanında. Türkiye’den de teklifler aldık ancak bizim Arda için çizdiğimiz kariyer planında transfer yoktu. Bu sezon sonunda yani 28 yaşında bir transfer yapmalı diye düşünüyoruz. Bu transfer de olacaksa Avrupa’nın ilk 8 takımından birine olmalı. Aksi takdirde yapmayız.

EMRE'NİN NEWCASTLE UNITED'E GİTMESİ HATAYDI

- Peki Emre Belözoğlu’nun kariyer planlaması nasıldı?
Emre çok genç yaşta İnter’e transfer oldu ve kontratı 5 senelikti. Baştan ilk sene çok oynatmayacaklarını belirtmişlerdi. Oyuna sonradan girerek de olsa 20 maç oynadı. İkinci senesinde artık ilk 11 çıkmaya başlamıştı. Emre kendisi İnter’den ayrılmak istedi ve Newcastle’a gitti. Bunu o zaman da kendisine söyledim, bu transfer hataydı. Sonrasında istese Avrupa’da kalırdı ama o Fenerbahçe’yi tercih etti. Ama Emre dünya futbolunda ismi bilinen iyi bir oyuncu. 32 yaşında Atletico’ya transfer oldu. Bu sezon başı 34 yaşında iken yine yurt dışından hatırı sayılır teklifler aldık Emre için. Fenerbahçe’de 1 senelik daha kontratı var. Süre sonunda tekrar bakacağız.

"BEŞİKTAŞ'TAN ALACAĞIM VAR AMA..."

- Son dönemde Beşiktaş’ın yaptığı birçok transferde imzan var. Hatta Beşiktaş’tan 18 milyon TL alacaklı olduğun da söyleniyor. Doğru mu bu?
Çok abartı bir rakam. Kabaca böyle bir alacak için 180 milyonluk transfer olması gerek. Ancak alacaklı olduğum doğru. Bu 4 senede oluşan bir alacak, tam rakamı şu an bilemiyorum ama 5-6 milyon TL’yi geçmez. Benim getirdiklerimden bir Queresma için 7.3 milyon Euro bonservis ödendi. Hilbert, Simao, Guti bedava, Ernst 2.3 milyon, Cenk Gönen 1 milyon, Veli Kavlak 700 bin Euro... Fernandes önce bedava kiralık geldi sonra 2 milyon Euro’ya bonservisini aldım. Bakın herkes Beşiktaş’ı icraya verdi ama ben vermedim. Hâlâ çalışıyorum onlarla ama alacağım onu biliyorum, emeğim var orada. En son Demba Ba’yı ve Atletico Madrid ile Fiorentina’nın istediği Gökhan’ı, oyuncunun da talebiyle Beşiktaş’a getirdim.

"TÜRKİYE'DE İLK MENACER KULLANAN FUTBOLCU OLABİLİRİM"

- 1 yaşında ailen ile gittiğin Almanya’da futbola 17 yaşında kaleci olarak başladın. Türk futbol kamuoyu ise seni Galatasaray’a transferin sonrası tanıdı. O dönem senin menacerin var mıydı?

Alman bir menacerim vardı. Hatta o dönem, 1993’te Galatasaray’a transferim için Adnan Sezgin ile görüşürken bana ‘Bu kim?’ diye sormuştu. Belki de Türkiye’de ilk menacer kullanan futbolcu olmuş olabilirim.

"GALATASARAY'DA 2 SENE KALDIM, BİR KEZ BİLE İLK 11 BAŞLAMADIM!"

- Peki şimdi hiç diyor musun, “Benim menacerim Ahmet Bulut olsa, her şey farklı olurdu” diye?

Biliyorsunuz menacerliğim çok iyi ama kaleciliğim kısıtlıydı. Düşün, 2 sene Galatasaray’da oynadım bir defa ilk 11 başlamadım. Kesemediğim kaleci de Hayrettin! Ama başarılıyım da 2 senede 250 defa çift kale maça çıktım bir defa sakatlanmadım. Zeytinburnu’nda bir sezonda 87 gol yedim. Ama geriye dönüp baktığımda maddi konularda farklı davranmamı sağlardım kendi menacerim olarak. Ama o dönem yönetici futbolcu ilişkisi ile yürüyordu işler. Sırt sıvazlayıp ‘imzala oğlum’ şeklinde.

"İLK MENACERLİĞİNİ YAPTIĞIM FUTBOLCU DIALLO İDİ"

- Menacerlik yapmak aklında hep var mıydı?

Aslında aklımda hep vardı ama Zeytinburnu ile 1996’da Süper Lig’e çıktığımızda, Almanya’daki sezon başı kampını ben organize ettim. Futbolculuğum devam ederken ilk transferimi de o esnada yaptım. Mamadou Diallo diye bir oyuncuydu. Aslında yaptığım tercümanlıktı ama ilk transferim bu diyebilirim. Ben önerdim kulübe. Sonrasında 2001 yılında TFF’den 14 nolu lisansı aldım.

"BANA BAĞLI YAKLAŞIK 50 FUTBOLCU VAR"

- TFF’den kontrol edince sana kayıtlı 11 futbolcu gözüküyor ama senin resmi sitende bu sayı 33. Oysa ki ben biliyorum daha da fazla. Tam rakam kaç ve bu farklılık neden?

Bana bağlı yaklaşık 50 futbolcu var. Rakam değişken çünkü bazıları ile güven üzerine dayalı bir ilişkimiz var resmi kontrat yok aramızda. Bazıları ile ise tek seferlik çalıştığımız oluyor.

- Peki sen mi futbolculara gidiyorsun yoksa onlar mı sana geliyor? Ayrıca isteyip de çalışamadığınız futbolcu var mı?
Genelde futbolcular bana geliyorlar. Yüzde 10’u falan geçmez benim gidip çalışmak istediğim futbolcu. Bugüne kadar da gittiğim her futbolcu ile çalıştım. Bir iki defa sadece daha önceden anlaşması olduğu için çalışamadığım futbolcu oldu, o kadar. Benim için en önemli noktalardan biri menaceri olan futbolcu ile görüşmemek. Ben bu saygıyı göstermeye çalışıyorum ama diğerleri yapıyor mu dersen bilemem. 14 senede benden ayrılmış futbolcu sayısı da 7’dir. Bu da gayet normaldir.

"EMRE BELÖZOĞLU'NA PSİKOLOJİK DESTEK ALDIRDIK"

- Foot&Ball şirketinizde nasıl çalışıyorsunuz?

Biz toplamda 4 kişiyiz. Bir kişi sürekli ofiste oluyor ve idari işlerle ilgileniyor. Futbolcularımıza her türlü desteği vermeye çalışıyoruz. Organizasyonları ile ilgileniyoruz. Sponsorlukları ile de biz ilgileniyoruz. Ayrıca gerektiğinde dışarıdan aldığımız yardımla psikolojik destek de verdiriyoruz. Örneğin 2004 yılında Ahmet Dursun’a bu şekilde yardımcı olmaya çalıştık. Kendisini Münih’e bir kliniğe yollamıştık kadro dışı kaldığı dönemde. Hepsi stres altında. Senin de yakından bildiğin gibi Emre Belözoğlu çok sempatik bir insan ama saha içinde zaman zaman çok antipatik olabiliyor. Ben bile bir dönem ona, “Emre yeter artık ben dahi senin maçlarını izlemek istemiyorum” demiştim. O dönem ona da psikolojik destek almıştık. Ama onun sorunu yenilgiyi kabullenememek. Kendi scouting ekibimiz de yok. Bizimle çalışma şartı nedir diye sorarsan, her yaş kategorisi için milli olan futbolcular profesyonel kontrat imzalayacakları dönem benimle çalışabilirler. Şartım bu.

"AHLAKSIZ TEKLİF ALMADIM"

- Peki bugüne kadar sana herhangi bir kulüpten ya da hocadan ahlaksız teklif geldi mi?

14 senede bana hiç gelmedi. Ama yapanlar kulağıma geldi. Benim vizyonum farklı ve çalıştığım kulüpler de beni tanıyor ve bana o şekilde yaklaşıyorlar. Başkalarına ne oluyor bilemem.

"SALİH UÇAN'IN TRANSFERİ MENACER BAŞARISI"

- Salih Uçan transferi için ne diyeceksin?

Çok önemli bir transfer. Fenerbahçe’de ilk 11 oyuncusu olmamasına rağmen Roma ısrarla transfer etmek istedi ve aldı. Burada menaceri Ömer Uzun’u da tebrik etmek gerekir. Çünkü tek pasaportu olmasına rağmen bu genç yaşta Roma gibi İtalya’da hatırı sayılır bir kulübe transfer olması önemli. Uzun vadeli düşünmeli Salih, belki bu sezon çok fazla zaman almayabilir ama eminim ki bir sonraki sezondan itibaren şans bulur. Kendisini o zamana hazırlamalı ve çok çalışmalı, onun başarılı olması diğer Türk futbolcuların da yolunu açar.

"EMRE VE OKAN ORTAĞIM DEĞİL"

- Türkiye’nin menacer Ahmet Bulut ismi ile ilk tanışması ise Emre ve Okan’ın İnter transferi ile oldu değil mi?

Evet tabii. Bunu her yerde söylemeye çalışıyorum. Allah razı olsun onlardan, bana böyle bir şans verdiler. Ben de bu şansı iyi kullandığımı düşünüyorum. Maalesef bizim insanımızda dedikodu çok var. Hep bir ‘arkasında şu var bu var’ lafları... Oysa ki onlar benim arkadaşlarımdı ve menacerlik haklarını bana verdiler, bu kadar.


- Uzun süredir Foot&Ball isimli şirketine Emre ve Okan’ın ortak olduğu söylendi ve hâlâ zaman zaman devam ediyor bu dedikodular. Bu konuda ne diyeceksin?

Bu soru için teşekkür ederim. 14 senelik dedikodu ancak bu böyle bir şey yok. Dedim ya onlar benim arkadaşlarım. Bir ortaklığımız yok. Dedikodulardan korkumdan ben Türkiye’de neredeyse maç izlemiyorum. Türk Telekom Arena’ya hayatımda bir kez gittim, o da misafirlerim vardı çok istediler, Galatasaray-Real Madrid maçıydı. Oysa ki yurt dışında istediğim gibi maçlara gidiyorum. Yöneticilerle yemek de yiyorum, tatile dahi çıkıyorum. Ama burada bu dedikodulardan sebep mesafeliyim. Ben, “Yok böyle bir şey” diyorum, Emre ‘yok’ diyor, Okan ‘yok’ diyor ama hâlâ bu konuşuluyor. 14 yılda ben yaptım, bu işi bu noktaya getirdim. Vergimi de son kuruşuna kadar veriyorum. İnsanlar dedikodu yapmasınlar. Kimse beni takdir etmiyor aksine bir de dedikodu yapıyorlar.

"HİÇBİR HOCAYA 'OYUNCUMU OYNAT' DEMEDİM"

- Türkiye’de kendine rakip gördüğün başka menacer var mı ?

Rakip demeyelim de bu işi yapılması gerektiği gibi yapan başka arkadaşlar da var. İsim vermek gerekirse Batur Altıparmak mesela.

- Bizde ‘akraba menacer’ modeli demode kabul edilir. Ancak Güney Amerika hatta Avrupa’da hâlâ yaygın. Senin bu konuyla ilgili düşüncen ne?

Aslında ben karşı değilim ailelere ama bu işten anlaması gerekiyor. Babalar özellikle çok duygusal olabiliyor. Oğullarını gözlerinde farklı bir yere koyabiliyorlar. Futbolcusu oynamadığında olaya profesyonel yaklaşamıyorlar ve genelde de ekonomik konularda çok hızlı olarak yükselmek istiyorlar. Ben hayatımda hiçbir hocaya, “Benim oyuncumu oynat” demedim. En fazla diyeceğim şey oynamayan futbolcum varsa eksiği nedir diye sormak olur.

"DROGBA GELDİ, BAKARSINIZ RONALDO DA GELİR"

- Jorge Mendez ve Pini Zahavi ile yani dünyanın en büyük iki menaceriyle yakın ilişkilerin var. Onlarla ortak iş yapıyorsun. Türkiye’ye getirmek istediğin hayalindeki futbolcu kim?

Dedim ya 14 senedir bu işi layığı ile yapmaya çalışıyorum. Bu şekilde tüm futbol dünyası ile yakın ilişkiler kurdum. Geldiğim bu noktada bu büyük isimler benimle çalışmak istiyor. Ne mutlu bana... Yakın arkadaşım Cristiano Ronaldo’yu getirmek isterim, ama bazı gerçekler var. Kendisinin hâlâ 5 senelik kontratı var ve şartları çok ciddi. Onu şu an oradan almak nerdeyse imkansız. Ama sonrasında ne olur belli olmaz. Bakın Drogba, Türkiye’ye gelip top oynadı.

"YABANCI SAYISI SERBEST OLMALI"

- Yabancı kuralı hep tartışılıyor. Bu konuda senin fikrin ne? Ayrıca Türk futbolcu ile mi yoksa yabancılarla mı çalışmak daha kolay?

Bence tamamen serbest kalmalı. Bak şu an üç büyüklerde yabancıları çıkar kim oynayacak? Bence serbest kalmalı ki böylece Türk futbolcusu da çalışıp kendini daha çok geliştirsin. Benim için yabancı futbolcu ile çalışmak daha kolay çünkü genelde onların yabancı bir de menacerleri oluyor. Oysa Türk futbolcu ile daha önce dediğim gibi A’dan Z’ye ilgileniyorum.

"MENDES MODELİNİ TÜRKİYE'DE DE UYGULAYACAĞIM"

- Mendes bir fon ile ortak hareket ediyor ve bazı futbolcuların bonservisini bu fon alıyor. Türkiye’de böyle bir şey olur mu?

Şu an ben de bir fon ile görüşüyorum. Yakında ben de böyle bir sistemi hayata geçireceğim. Genelde bonservisin yüzde 20 ya da yüzde 30’unu alıp bir sonraki satışta kâr etmeyi hedefliyorlar. Bunun içinde çalıştıkları menacere güveniyorlar. UEFA’nın son uygulattığı mali kriterler en doğru işlerden biri. Otomatikman kulüplerimiz de buna uyum sağladıkça futbol ortamı daha şeffaf olacak. Bu da fonların yatırım yapmasını kolaylaştıracak.

"3 BÜYÜKLER TÜM DÜNYADA PRESTİJLİ"

- Türk futbolunu nasıl görüyorsun? Avrupalı dostların nasıl görüyorlar? Rusya ve Arap ligleri arasında bir yerde mi Süper Lig?

İstikrar yok bir kere futbolumuzda. Milli takım, İzlanda’ya yeniliyor hemen tartışmalar başlıyor. Fatih hocayı bile tartışıyorlar. Ben Almanya ekolünden geliyorum, tek maçla neyi değerlendireceksiniz. Milli takımımızın hedefi Avrupa Şampiyonası’na katılmak. Bu gerçekleşmez ise o gün konuşun. Konuyu alıp federasyon başkanına bile getiren var. Onun ne yapmasını bekliyorlarsa, anlayamıyorum. Avrupalı dostlara gelince... Kendimizi aşağıda görmeyelim Arap liglerinden de Rusya liglerinden de üst konumdayız. Üç büyüklerimizin prestiji tüm dünyada var. Çok futbolcu var Türkiye’de oynamak isteyen ve siz sormadan söyleyeyim, evet para önemli bir etken Türkiye’yi seçmelerinde. Ancak tek etken değil. Örneğin Demba Ba, Beşiktaş’ı Katar’dan çok daha az bir teklif olmasına rağmen tercih etti. Burada İstanbul faktörünü de unutmamalıyız. Artık İstanbul bir marka ve bir çok insan İstanbul’da yaşamak istiyor.