Milaslı'lar ormanlarına sahip çıkıyor: Maden ocağına hayır!
KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...
Hep diyorum ya çevre katliamı denince akla Akp, Akp denince akla tabiatın yok olması akla geliyor.
Bu sefer de Muğla’nın bal ormanlarıyla ünlü Milas ilçesinin Tuzubat Köyü’ndeki boksit madeni ve halkın buna karşı direnişini görüyoruz.
Bölge halkı kararlı.
Maden için verilen 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali için yargıya gidiyorlar.
Çok da haklılar.
Ormanlarına daha doğrusu akciğerlerinin yok olmasına isyan ediyorlar.
Ayrıca ormanlardan üretimi sağlanan zeytinlerin, meyve ağaçlarının, sebze bahçelerinin ve özellikle de arıcılık faaliyetlerinin zarar göreceği endişesi hakim.
Önemli bir nokta da şu:
Tuzubat Köyü, Milas ve Bodrum pazarlarıyla, Bodrum’un turistik tesislerinin sebze ve meyve ihtiyacını karşılayan önemli bir tarımsal üretim merkezi.
Madencilik faaliyetinden dolayı çıkan tozların, ağır metallerin; bitki örtüsüne zarar verdiği zarar kadar sebze ve meyvelere de zarar vereceği aşikar.
Tuzubat Köyü’nün yeraltı su kaynakları, maden ocağının bulunduğu Yargöçen Dağları’nda.
Bu da demek oluyor ki dinamitle patlatmalardan dolayı yeraltı su kaynakları yer değiştirecek.
Arıcılık faaliyetleri açısından incelersek;
Madenden çıkacak tozlar çiçeklerin üzerine düşecek. Arı, maden ocağındaki ağır metal unsurlarına temas edebilir ve balda kalıntı bırakabilir. Bu da insan sağlığı açısından son derece riskli.
Bunun yanısıra Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği’nin verilerine göre de dünyadaki çam balının yüzde 92’sini Türkiye karşılıyor. Balın yüzde 80’i ise Muğla’dan geliyor. Şehirde ise 40 bin kişi balcılık ile geçimini sağlıyor.
O kadar değerli ve kıymetli bir yer burası.
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun'un 20. Maddesi der ki:
“Zeytinliklerin 3 km çevresinde; toz, duman, kimyevi madde salan herhangi bir tesis açılamaz.”
O zaman nasıl olacak?
Bu bölgede zeytinlik vasıflı 10’un üzerinde tarım arazisi var.
Maden ocağının oluşturabileceği sıkıntıları alt alta sıralasak sanırım sayfalar yetmez.
Maden ocağı projesinin çevresel etki yönüyle olumsuzluklara yol açması kaçınılmaz.
Bölge çevresindeki ormanlık ve su alanlarının maden işletmelerine açılmak istenmesi, kaygı verici ve oldukça düşündürücüdür.
Su ve orman yapısının insan ve canlıların yaşamı için olmazsa olmaz önemi doğrultusunda, maden işletmelerinin etkisinin Tuzabat Köyü ve yakınındaki mahallelerden başlayarak tüm Milas’ı kapsayan bir etkileme alanına sahip olacak olmasını kabul etmemiz mümkün değildir.
AKP’nin ülkenin her tarafında fütursuzca gerçekleştirdiği çevre talanına karşı hassasiyet gösterilmesi hem insan hem de doğa haklarının korunmasıyla ilgili bir vatandaşlık sorumluluğudur.
Arıcılık ölmesin diyorsanız,
Zeytincilik bitmesin diyorsanız,
Meyve ve sebzelerimiz yok olmasın diyorsanız,
Akciğerlerimiz sönmesin diyorsanız,
Gelin birlik olalım.
Gelin bu projeye beraber meydan okuyalım.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke