Modern zamanlar lûgatı
Hayatımız yeni yeni alışkanlıklar kazanırken gündelik dilimize yeni kavramlar yerleşiyor. Taksilerden iniyor, otel rezervasyonlarından vazgeçiyor, fast-food zincirlerinden çıkıyoruz. Ve bu sırada dilimize yeni sözcükler pelesenk oluyor.
AIrbnb: Yıl 2010. Çok Gezenler Kulübü’nün ilk seyahati Berlin’e. Otele verecek paramız, beş kişiyi ağırlayabilecek arkadaşımız da yok. Hayatta her iyi fikrin çıkış noktasında olduğu gibi ihtiyaçtan doğuyor bizim airbnb keşfimiz. En merkezi yerde, yüksek tavanlı eski Doğu Berlin binasında adam başı ikamet 30 Euro. Ev sahibimizden aldığımız tüyolar da paha biçilemez cinsinden. O günden bu yana çok gezenin gurbetteki evi airbnb anlayacağın. airbnb.com
Blablacar: Otostopun yeni versiyonu olan bu sistem Fransa’da oldukça popülerleşmiş, ardından Türkiye’ye de girmiş. blablacar.com.tr üzew rinden siteye üye oluyor, gitmek istediğin destinasyonu, şoför mü, yolcu mu olduğunu belirtiyor, sonra da yolculukta yiyeceklerini almaya markete yollanıyorsun. İşin güzelliği yol arkadaşlarınla ilgi alanlarınızı önceden denkleştirebiliyor olmanız.
BraggIe: Selfie, groupie derken geldik braggie’ye. Yüksek takipçili instagramcıların Maldivler, Tayland, Bali ve dünyanın okyanusa açılan pek çok diğer ülkesindeki bol yıldızlı otellere davet edilmesiyle ortaya çıkıyor. Elinde şampanya kadehin, önünde meyve sepetin manzaraya karşı poz vermek anlamına gelen bu olay İngilizce to brag (böbürlenmek, kendini methetmek) kelimesinden türüyor. (üstte)
DIY (Do it Yourself / Kendi pişir kendin ye) Anneannenin ördüğü kazakları giymedin, dolabın en arkalarına sakladın. Annenlerin seramik boyama, dantel oyalama seanslarından belinde walkman’in, kulağında basları yüksek müziğinle geçtin de odana kapandın. Okulda elişi derslerini karnım ağrıyor, antrenmanım var bahaneleriyle atlattın da atlattın. Aradan geçti yirmi (küsur) yıl. Şimdi her hafta sonu DIY atölyeleri yollarında, bardak, kazak yapma seanslarındasın. Hadi şimdi kilden takı, suluboya, keçe bebek, defter yapmaya Atölye Yeti (atolyeti.tumblr.com) bekler. Koş koş!
Drunch: Buyrunuz hayatımıza How I Met Your Mother dizisiyle giren konseptlerden bir yenisi daha. Drunk Brunch (Sarhoş Kahvaltı). Genellikle Cuma ya da Cumartesi gecesinin tortularından kurtulmak için çivi çiviyi söker anafikri altında Bloody Mary ya da Mimosa ana kahramanlarıyla öğlen 12 civarında başlayan olay, o masadan son kişi akşam nereye gidiyoruz diye kalkana kadar devam ediyor. İstanbul Bebek’teki Mangerie türünün en iyi örneklerinden.
Eatclean: Fastfood kültürünün karşısında duran Eatclean hareketi, yediğiniz yemeğin içindeki tüm bileşenlerin geldiği yeri bilmek, tazeliğinden, GDO’suzluğundan emin olmak anlamına geliyor. Domatesin kokusunu alabileceğimiz, limonun tadına varabileceğimiz, kerevizin kütürtüsünü duyabileceğimiz bir ülkede bizim için çok da zor olmasa gerek. Yersek!
Foodporn:Yediğin, yiyeceğin, sokaktan geçerken gözüne güzel görünen her türlü besin maddesini fotoğraflama eylemi.
JuIce Cleanse: Detox’un bir adım ötesinde, genellikle sadece sıvıyla beslenerek yapılan 4-5 günlük vücudu toksinlerden arındırma harekatı. Sadece sıvıyla beslendiğin bu süre boyunca vücudun alkali dengesini düzenlemiş oluyoruz. Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için Juico size yardımcı olacak. juico.com.tr
Kolektif: Hiçbir şey artık tek bir şey değil. Mühim olan ortak alan sahibi olmak ve insanları onun çevresinde cazibe merkezi olarak toplamak. Dünyada kitapçı berberler, pastane ayakkabıcılar, çaycı ayakkabıcılar çok görmüşsündür. İstanbul’da hem bilgilenmek hem de seninle ortak zevklere sahip insanlarla tanışmak için ise 3D Printer’larından diş fırçası çıkarabileceğin Atölye İstanbul pazar brunch’larının caz seanslarına dönüşebileceği Kolektifhouse meskenin olacak.
atolyeistanbul.co
kolektifhouse.co
Photowalk : İnstagram’a dört saatte bir fotoğraf yüklemenin mecburiyetiyle hayatımıza giren bir diğer kavram da Photowalk. Bu sistemde çok takipçili bir grup insan daha az takipçili bir diğer grubu peşine katıp dağ tepe dolaşıyor. Yürüyüş sırasında dikkat edilecek en önemli husus en az bir kedi, uçan kuş, deniz üzerinde batan güneş bulmak, kazların portrelerini herkesten önce İnstagram’a basmak.
Poshtel: Açılımı posh-hostel. Yani hostelin komün alanlarını, uygun fiyatını, her daim parti, buluşma, tanışma devam eden tavrını alıyor, hotelin rahatlığıyla birleştiriyoruz. İstanbul’da henüz yeni yeni gelişmekte.
Snapchat: Whatsapp’ten sonra devrim yarattı diye konuşulan bu uygulama bir rivayete göre karşılıklı yolladığınız fotoğrafları 10 saniye içinde imha ediyor. Herkesin, her şeyin devlet tarafından tetkik edilebileceği bir dünyada bunun mümkün olabildiğine inancım oldukça eksik.
Startup: Kelime anlamıyla başlangıç. Son yıllarda büyük firmalardan kopup kendi başlangıçlarını yapan yetenekli, bilgili, zeki insanların çoğalmasıyla pek çok örneğini gördüğümüz startup’ların kimisi yemeksepeti, instagram, facebook, spotify gibi başarı hikayelerine dönüşüyor, pek çoğuysa tüh be fikir iyiydi ama devamını getiremediler öykülerinin başkahramanı olmaktan ileri gidemiyor.
TerrarIum: Kolay kolay ölmeyen bitki yaratmışlar! Şeklini zevke göre belirleyebileceğin cam bir fanus içerisine yerleştirilen şekilli yeşillikler son zamanlarda dekorasyonda pek popüler. Galatasaray’da açılan Müz, Petra’dan aldığı kahvesi, durmadan Shazam’ı açmama sebep müzikleriyle benim listede yüksek sıralara yerleşti. Bu işin piri sayılabilecek bir diğer isim Fem Güçlütürk’ün elinden çıkma Labofem labofem.com (üstte)
Vinyasa: Spor salonlarında saatler geçirmek dışarı, haftanın en az 4 günü yoga’ya gitmek hayatımdan içeri! (üstte)
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'