Montaigne: İçimizden biri
Antonie Compagnon'un "Montaigne'le Bir Yaz" adlı kitabı, Montaigne'i çırılçıplak anlatıyor. Onun bilgeliğin, sıradanlığın ve aynı zamanda güç ulaşılan sadeliğin önemli bir temsilcisi olduğunun altını çiziyor.
Compagnon'dan "Montaigne'le Bir Yaz"
Montaigne: İçimizden biri
Montaigne'in Denemeler'ini ilk okuma girişimim, cayır cayır bir yaz gününe denk gelmişti. Bereket, arkadaşlarımın yoğun "uyarıları" sonrasında kitabı elimden bırakmış ve okuma işini ertelemiştim. Felsefeye bulaştığımda Montaigne bir kez daha karşıma dikildi ve bu sefer "kaçmayı" başaramadım. Hatta kitap o kadar hoşuma gitti ki vakti zamanında beni uyaran arkadaşlarımdan bazılarına büyük bir mutlulukla birer tane hediye ettim; paketi açtıklarında yüzlerinin nasıl ekşidiğini anlatamam.
Yıllar sonra Antonie Compagnon'un Montaigne'le Bir Yaz çalışması basılıp (Öncel Naldemirci tarafından) Türkçeye çevrilince o kavurucu gün yeniden aklıma geldi. Üstelik bu kitabın, gün ortası radyoda yayımlanan bir programda yapılan konuşma metinleri olduğunu öğrenince suratıma bir gülümseme oturdu.
ATTAN DÜŞEN BİLGE
Compagnon, Montaigne üzerine konuşurken aslında ona dair bir okuma yapıyor. Alıntılara indirgemeden, Denemeler'de geçen kavramlar ve konuların açtığı koridordan yürüyüp özellikle geçmişten bugüne seslenen bölümler seçiyor.
Compagnon'a göre Montaigne doğal ve bizden biri. "Yüksekte geziniyor" diye niteleyenlere inat, bize onun yakınlığını savunuyor. Kitaplığını krallığı ilan etmiş ve kendi halinde bir aylak olan Montaigne, Compagnon'un okumalarında kendisine atfedilen bütün büyük sıfatlardan arınarak karşımıza geliyor. Beri yandan o, önemli siyasi görevler üstlenen ve döneminde sözü geçen bir entelektüel. Compagnon, Montaigne'in ağırlığının "devletin bekâsı için yalan söylememesinden" ve "menfaatlerinin tersine de olsa düşündüğünü dillendirmesinden" ileri geldiğini belirtir. Onun her ne koşulda olursa olsun hakikati araması, pek çok çağdaşından daha fazla dikkat çekmesini sağlar.
Montaigne'in denge arayışını gündeme getiren Compagnon, zihin-beden ilişkisini tartması ve ölüme en çok yaklaştığı attan düşme olayını geniş biçimde anlattığını hatırlatır. Montaigne, bu sıra dışı olaydan epey bir ders çıkarır. En başta, kuşkuculuğunu ve kötümserliğini bu deneyime borçlu, tabii bitmek tükenmek bilmez sorgulamalarını da. Oradan da "benlik; zihnin, iradenin ve hayal gücünün bir oyundaki gibi konuşup tartıştığı küçük bir tiyatrodur" sonucuna ulaşır.
Compagnon, Denemeler'i, Montaigne'in üzerinde uzun uzun düşündüğü ölüme hazırlık olarak da okur. Attan düştüğü günden beri kafasını daha çok kurcalayan ölüm, onun için denenemezliği yüzünden ama küçük küçük bir sürü olayda karşısına çıkması nedeniyle dikkat çekici.
"MONTAIGNE'İ TANI"
Compagnon'un okuma ve konuşmaları kaçınılmaz biçimde Denemeler'in ortaya çıktığı günlere kadar gider. Yazar, Montaigne'in okuyarak dinlenmek ve kendini tanıyıp bulmak istediği için kaleme sarıldığını hatırlatır. Çünkü Montaigne, insanın kendisi olma koşulunu "yalnızlığa, düşünmeye ve okumaya" bağlar. Aklından geçen tartışmaları kâğıda dökmeye koyulduğunda ise Denemeler ete kemiğe bürünür. Yalnızlıkta aradığı bilgelik, onu hem deliliğe doğru sürükler hem de tarihin sayılı isimlerinden biri yapar.
Compagnon, Montaigne'in izinden gidip okurlarla samimi bir ilişki kurmaya çabalıyor. O da karşısındakini eğitmek ve insanlar üzerinde baskı kurmak istemez. Aynı Montaigne gibi kolayca anlaşılabilmenin peşine düşer. Bunu, hemen her satırda bulabiliyoruz. Kendini kimseye beğendirmeye çalışmadan olduğu gibi anlatan Montaigne'e benzer şekilde bu büyük denemeciyi bizle yeniden buluşturur. "Kendini bil" diyen Sokrates'in izinden giden Montaigne gibi Compagnon da "Montaigne'i tanı" diyor adeta. Bir anlamda bizi, Montaigne okumaya kışkırtır.
Rönesans insanı, eleştirmen, bilge kişilik, siyasetçi ve şüpheci Montaigne'in değinmediği konu yok neredeyse. Compagnon çok dikkatli davranarak bugün rahatlıkla kavranabilecek ve üstüne tartışma döndürülebilecek pasajları enine boyuna incelemiş. Rastgele bir filozof oluşunu; kendiliğinden ve tasarlamadan davranmasını da öne çıkarmış. Ona göre Denemeler; tasasız, becerikli ve gelişigüzel yazma eyleminin bir meyvesi.
Yazma eylemi Montaigne'i sıkıntıdan kurtarır ve yazı melankoliye karşı bir sığınak haline gelir. Böylece Montaigne'i kendisi yapan şey kâğıtlara dökülür: Yapmacık nezaket yerine doğallık, anın tadını çıkarma, acele etmeme, güzel yaşama, yalın ve insan olma.
Compagnon'un okumaları, Montaigne'in çıplaklığını anlamamıza yardım ediyor. Aynı zamanda onun sıra dışılığının, sıradanlığında ama öbür taraftan da dikkatini, çoğumuzun es geçtiği günlük akışa verebilmesinde "gizli" olduğunu da...
alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr
Montaigne'le Bir Yaz/ Antonie Compagnon/ Çeviren: Öncel Naldemirci/ Yapı Kredi Yayınları/ 88 s.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi