Müjdat Gezen: Bu karar Faşizmin açık şekli
Türk tiyatro ve sinemasının duayeni... Kendi söylemiyle 'Kemalist değil, biraz daha fazlası', Kültür Merkezi'nin Müjdat ağabeyi... Müjdat Gezen'le Kadıköy'deki tiyatrosunda gündemi konuştuk.
Usta tiyatrocu, Aziz Nesin örneğiyle tazminata mahkum oluşundan DSP'nin Kadıköy adaylığı teklifine; ODTÜ'deki orman katliamından Gezi ruhuna kadar birçok konuda içini cumhuriyet.com.tr'ye döktü.
Karar faşizmin açık şekli
Bu karar Cumhuriyet tarihinin büyük bir skandalı
AKP’nin aldığı % 50’lik oy için verdiğiniz Aziz Nesin örneğisonrası verilen 60 bin liralık tazminat cezasını nasıl yorumluyorsunuz?
Hakkımızı arayacağız. Benim verdiğim örnekte hiçbir şey yok. Olmazsa AİHM’e başvuracağız. Bu karar Cumhuriyet tarihinin büyükbir skandalı. Geçeklerşirse böyle bir şey kimse artık hiçbir söz söyleyemeyecek, eleştiri yapamayacak. Faşizmin artık açık bir şekli bu durum, deklare edilmesi, sindirme… Bunlar bizi korkutmaz. Bunların her tarafı ürkütme olsa ne olur. Onlar bizden korkuyorlar. Biz onlardan niye korkalım. Bugün 11:00’de baroda Turgut Kazan’la basıntoplantısı yapacağız. O hukuki anlamda gerekli adımları atacak.
Bağımsızım, devletten para almıyorum
Gezi direnişinde isimleri öne çıktığı için Genco Erkal, Ferhan Şensoy, Levent Kırca tiyatrolarına verilen devlet yardımının artık yapılmayacağı iddia ediliyor. Neler söyleyeceksiniz?
Ben bu nedenle yardım almıyorum. Talepte etmiyorum. Bu tiyatroyu kurduğumdan beri de devlet yardımı almadım. Bağımsız olmayı seviyorum. Hem devlet yardımı alıp hem de kafamı yastığa koyduğumda ’ acaba şu denetimi mi yapsam?’ ‘bu lafı söylemesem mi?’ gibi bir düşüncelere kapılmak istemiyorum. Onlara yapılanı da büyük bir haksızlık olarak görüyorum. Çünkü zaten onlara verilecek olan para onlardan alınan vergiler.
Meslektaşlarım kardeşlerimdir
Gezi direnişi sonunda bazı sanatçıların hedef gösterildiği çok konuşuluyor. Sizin bu konudaki görüşünüz?
Evet biz de gösterildik. Faşizmin açık belirtileri bunlar. Artık bunun tartışılacak bir tarafı yok. Ben kendi tepkilerimden sorumluyum. Yargıç değilim ki başkasını yargılayayım hiç adetim değildir. Her yerde asılıdır girin kulislere ‘meslektaşlarım kardeşlerimdir’ der. Hipokrat’ın lafıdır. Ben kimseyi yargılamayı sevmiyorum. Tarih birgün her şeyi açıkça yazacak.
Herkes biliyor o hakim de öğrenecek
Sosyal paylaşım sitelerinde sizin adınızla açılan adresler var. Yasal yaptırım uygulanması için talebiniz olacak mı?
Evet varmış! Haberim olmuyor benim .Hiç ilgim yok . Tutanağı daha almadık ama bugün gazeteden okuduğum kadarıyla mahkemenin tutanağında da bu laf geçmiş. Benim sitem yok. Herkes biliyor ama hakim bilmiyor demekki. O da bilecek, öğrenecek. Kimse o hakim onu bilecek. Yasal yaptırıma başvuracağım. Bu yargıç neye dayanarak sosyal sitem olduğuna karar veriyor. Benim sosyal sitem yok. Başvurum yok. Ne twitter’da ne facebook’ta sayfam yok.
ODTÜ’lü gençler çelik gibi ayakta
Hedef ODTÜ’yü aşağılamak
ODTÜ’lü gençlerin ormanlarını korumak için gösterdiği direnişle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Başbakan orda ne dedi ‘Kim yolumuzu kesmeye kalkarsa çelik irademizi görecektir’ Saçmalamayı sever ya. Ben ciddiye almıyorum. Kimse kusura bakmasın. ODTÜ’lü gençler çelik gibi ayakta duruyorlar. Alt geçitler falan olabilirmiş oralar. Bunun başka sebepleri var. ODTÜ’yü aşağılamak yatıyor bunun altında. Yoksa yol yapılmasına kim itiraz eder. ‘Yol yapıllmadan da olabiliyor mu?’ Ona bakmak lazım. Burda başka bir şey var. Dünyanın en iyi 60 üniversitesi arasına girmeyi başarabilmiş ODTÜ’yü daima demokrat ve sol görüşlü olmuştur onu aşağılamaya çalışıyor. Görünüyor yani. Bizim 1981’de binayı yürütüyoruz.
Gezi direnişiyle başlayan bir isyan var gençlerde, bu konuda yorumunuz?
Gençler bu konuda olumlu sınav verdiler. Bu konu Avrupa raporunda da bildirildi. Ama hükümet bunu halka şöyle sunuyor: ‘Bak AB ilerleme raporunda bizi ne kadar beğeniyor’ Çünkü utanma yok bunlarda. Aslında onların en büyük eleştireceği şey Taksim olayları… Rapor gençliğin orda çelik gibi ayakta duruşunu yazdı. Ama bunların söylemi içinden cımbızladıkları, kendi lehlerine olan kısımlar.
Süslü müslümanlar
Farklı bir dönem yaşıyoruz Gezi direnişine mizah da katıldı. Atılan sloganlar, asılan pankartlar… Oyunlarınızda bunlara yer vermeyi düşünüyor musunuz?
Tabii ki mesela yeni oyunumuz ‘Olmasaydı’ 1920’lerde geçiyor ama içinde bugünün izleri de var. O zihniyet oldum olası değişmez. İşte şimdi süslümanlar var ya süslümanlar… Ciplere biniyorlar, büyük paralar dönüyor. Alkolsüz yerlerde alkollü çikolatalar yiyerek yaşamlarını sürdüyorlar.
DSP’den Kadıköy teklifi
Siyasete atılmayı düşünüyor musunuz? Teklif geldi mi?
Hayır. Ben yıllardır politik tiyatro yapıyorum. Gerek duymuyorum. 10 gün önce DSP'den Kadıköy Belediye Başkanlığı’nı teklif etmek için 8 kişilik bir heyet geldi. Son derece zariftiler. Uğur Dündar’la bana her dönem teklif gelir. Ya milletvekilliği ya Belediye Başkanlığı. Ben mesleğimi yapmak istiyorum.
Gökçek’in hileleri…
CHP için İstanbul'da doğru aday sizce hangisi, Mustafa Sarıgül mü Gürsel Tekin mi?
Burası Türkiye… Politika burada günü gününe. Bir haftada da değişebilir. Mart’a kadar epey bir zaman var. Yarın ne olacağı konusunda kimsenin bir fikri yok. İşte Tayyip Erdoğan ’başkan olacam’ diye tutturdu olmayınca ondan vazgeçti. Şimdi Türkiye’de İstanbul Belediye Başkanlığı önemli bir şey ama ne olacağını zaman gösterecek. İstanbul’u ben yüzde 50 yüzde 50 görüyorum. Ama İzmir’i, Antalya’yı falan yüzde yüz CHP alır. Ankara’yı bilmiyorum. Çünkü Melih Gökçek’in hilelerinden çok bahsediyorlar. Nekadarı doğru ne kadarı yanlış bilemem.
AKP 12 Eylül’ün devamı
Demokratikleşme paketi ülkenin hal ve gidişatını ne yönde değiştirir?
Demokrasiden haberi olmayan insanların bu paketi çıkarmaları çok matrak ya. 12 Eylül referandumunu niçin yaptılar. 12 Eylül’e karşı oldukları için. 12 Eylül’ün en büyük bırakıtı olan ne var? 1- Yök, 2- Yüzde 10’luk seçim barajı… Niye duruyor? Bunlar 12 Eylül’ün devamıdır. Şubat’la falan alakası yok. 12 Eylül’ün devamıdır bu hükümet. Öyle değilse eğer niye seçim barajını indirmiyor niye YÖK’ü kaldırmıyor.
Yeni oyununuzdan bahseder misiniz?
Oyunun adı ‘Olmasaydı’. 1979’da Atatürk’ün öldürülmesiyle başlıyor. Bu bir kurmacadır ama aynı zamanda belgeseldir. Yani içindeki doğru payı yüzde 90. Gerek Damat Ferit’le ilgili bölümler gerek Vahdettin’le ilgili bölümler gerçektir. Ama Atatürk o zaman ölmediğine göre o devirde böyle de bir şey söz konusu değil zaten. Bu bir fantezi. Türk halkının en az 50, 60 milyonu bunu düşünmüştür kafasında. ‘Ya Atatürk olmasaydı Türkiye’nin hali ne olurdu?’ diye.Geçenlerde ileri zakalı biri Uğur’a ‘Başka paşa giderdi’ yazmış. Ben de diyorumki ‘gitseydi’. Niye Vahdettin, Atatürk’ü gönderdi peki Vahdettin’den teklif gelmedi. Çünkü Atatürk gitmeye kendi talip oldu.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Colani’nin arabası
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'