Onlar 'Sonradan Gurmeler'

Uzmanlık alanları yemek yemek olan, ayırt etmeden her türlü yemeği tatmayı görev haline getiren bir gurup “Lezzet Avcısı” da diyebiliriz onlara. İyi yemek yemek dışında hiç bir iddiaları olmayan bu grup kendilerine “Sonradan Gurmeler” ismini koymuş. Amaçlarını ise kısaca “Türkiye topraklarındaki lezzet zenginliklerini keşfederek önce kendimize sonra dünyaya tanıtmak!” diye özetliyorlar. Yaşadıkları deneyimleri kurdukları internet sitesi www.sonradangurmeler.org üzerinden herkesle paylaşarak hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Kim bu Sonradan Gurmeler?

Peki nereden çıkmış bu “Sonradan Gurmeler”? İşin fikir babası, endüstri mühendisliği mezunu bir marka danışmanı olan Ömürden Sezgin. Bu hikaye de, Sezgin’in yeme içmeye, yeni lezzetler tadıp farklı mekanlar keşfetmeye düşkün arkadaşlarıyla buluşmalarının giderek daha da sıklaşıp artık bir ritüele dönüşmesiyle 2010 yılında başlamış. Ardından kurdukları internet siteyle de yeme içme zevkini farklı bir boyuta taşımışlar.

Ömürden Sezgin’in de içinde olduğu, kurucu üyelerden oluşan, yaş ortalamaları 30-35 arası, genç ve dinamik bir İstişare Kurulu var Sonradan Gurmeler’in. Eczacı Varlık Sezgin, endüstri mühendisi Bilal Özerol, bankacı Aslı Göksun Şat, marka yöneticisi Eren Özata, muhasebeci Orhan Şanlı ve bilgi işlem uzmanı Burak Gül. Gastronomi bilgileri yok zaten istedikleri de sahip oldukları bu amatör ruhu olabildiğince korumak. Fakat bu arada işlerini de ciddiye aldıklarını ve hakkıyla yapıklarını vurgulamamız gerek. Menü , Tabldot ve Mutfak diye adlandırılan herkesin görevinin belli olduğu 3 ayrı grupları var Sonradan Gurmeler'in . Mutfak, arge çalışması ve yeni yerlerin keşfinden; Menü, organizasyonların planlanmasından; Tabldot ise, iç ve dış üyelerin koordinasyonu ve görsel-yazılı basın iletişiminden sorumlu.

Tercihleri ‘müdavimleri’ olan mekanlar

“Sonradan Gurmeler” düzenli olarak her iki haftada bir, önceden seçilmiş bir mekanda buluşuyor. Her buluşmaya en az 25 kişi katılıyor. Gittikleri mekanların özelliği ise genellikle ‘az bilinen ama çok gidilen , kendi çapında bu toprakların, bu coğrafyanın ve Anadolu’nun farklı kültürlerine ait lezzetleri ve müdavimleri olan yerler’ olmaları. Esnaf lokantaları ise bu noktada öncelikli tercihleri arasında. Herkes kendi hesabını ödüyor, zaten üst sınır kişi başı 25 lira. Amaçta bu fiyata lezzetli yemek yemek. Fiyat sınırlı olunca mekanlar da onlara özel bir tadımlık ‘mönü’ hazırlıyor.

Gittikleri mekanların camına üstünde logolarının bulunduğu bir çıkarma yapıştırıyorlar. Yani gittikleri her yerde kendilerinden bir iz bırakıyorlar. Yemeğin sonunda ise katılımcılara bir değerlendirme formu dağıtılıyor. Formdaki kriterler ise şunlar: Tat/lezzet, ambiyans, sunum, servis/hizmet, hijyen, konum, donanım/kapasite ve fiyat. Böylece masadan ortak ve demokratik bir değerlendirme çıkmış oluyor. Daha sonrada bu değerlendirmeye göre sitede bir yazı yazılıyor. Grup genellikle İstanbul civarında gurmelik yapıyor, ancak başka şehirlere açılmaya da başlamışlar. Ankara Samsun ve İzmir’de de toplu yemek yeme seansları düzenlemişler. Bugüne kadar da 150’den fazla mekanı keşfetmiş ve takipçileriyle paylaşmışlar.

Koca bulmaya gelen bile var!

Gruba üye olmak için sitedeki “Daha önce hiç yemek yediniz mi?” sorusuyla başlayan 15 soruluk bir formu doldurmak yeterli. Böylece buluşmalardan haberdar ediliyorsunuz. Ondan sonra grupla kaynaşmak da size kalmış. Aslına bakarsanız onlar zevkle yemek yemenin ötesinde; işten güçten başını kaldıramayan, koşturmaca içerisinde ailesine bile zaman ayıramayan, büyük metropollerde yaşayan insanlara, birlikte yasamanın zevkini çıkarıp, sosyalleşme ve hayatı yaşama adına büyük bir olanak sağlıyorlar. Tabii ilginç üyeleri de olmamış değil Sonradan Gurmeler’in. Mesela koca bulmaya, kız tavlamaya gelenler çıkmış. Ama onlar da amacı yemek yemek olmayan kimsenin bu gurupta barınamayacağını anlayıp sessiz sedasız ayırmışlar yollarını.

Peki bir arkadaş arası topluluğundan yola çıkıp ülke çapında bilinen ve sevilen bir marka olma yolunda ilerleyen “Sonradan Gurmeler”in bundan sonra ki hedefleri neler? Onlar daha yolun başında görüyorlar kendilerini “Bir iddiamız yok ama yemek konusunda otorite olmak istiyoruz” diyorlar.