Öymen'e tepki

Barış Partisi Kurucusu ve eski CHP Tunceli milletvekili Ali Haydar Veziroğlu, yaptığı yazılı açıklama ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e yanıt verdi. Veziroğlu, açıklamasında, Öymen'in yaptığı konuşmada Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını "Dersim İsyanı"yla birbirine benzetip, aynı kefeye koyarak örnek verdiğini, ancak Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları'nın bir toplumun varolma savaşları olduğunu ifade ederek, "Türk toplumunun bireyleri, kurtuluş ülküsü uğruna birbirleriyle yarışarak ölüme koşmuşlardır. Eğer bilmeden bu örneği veriyorsanız kötü, bilerek bu örneği veriyorsanız çok daha kötüdür. Çünkü bu anlayışınız ülke birliğine hizmet etmeyecek, aksine zarar verecektir. Dersim katliamı, devletin utanç vesikasıdır. CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak 10 Kasım'da, CHP adına parlamentoda yaptığınız konuşmanız , -Tunceli kökenli milletvekilleri dahil- alkışlayanların yüz karasıdır" dedi.

Devletin, yurttaşına başta eğitim olmak üzere, hizmet götürmesi ve yurttaşını koruması gerektiğini, ancak Dersim'de devletin jandarma karakolları dışında bir hizmet götürmediğini, aşiretler arasında devam eden iç kavgayı, devlet olarak durdurmak yerine körüklediğini, insanların üzerine itaatsizlik gerekçesiyle topla tüfekle yüründüğünü kaydeden Veziroğlu, şunları söyledi:
"Katliamda ölen binlerce insan devletle savaşarak değil, devletten kaçarken ölmüştür. Sağ kalan Dersimliler'i devlet olarak kara vagonlara doldurarak, Türkçe bilmeyen bu insanları, Kürtçe bilmeyen Batı illerine sürerek, sürgün etmiştir. Gerçekleştirdiği sürgün hareketinde, Amerikalılar kadar dahi insancıl davranmamıştır. Amerikalılar Kızılderililer'i kabile kabile ülkenin başka yerlerine sürerken, Devlet, aile bireylerini ayrı ayrı dağıtarak, Dersimliler'i Batının değişik illerine sürgün etmiştir."

Çağlayangil ile anısı

Veziroğlu, açıklamasında, Dersim İsyanında müfettiş olarak görevlendirilen eski Senato Başkanı ve Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ile ilgili bir anısını da anımsatarak, şöyle dedi:
"Biz Tunceliler, Dersim'i Dersim'de bırakarak, hep olduğu gibi ülke birliğini ve gelecekte güzel bir Türkiye düşleyerek bu acı gerçekleri yüreklerimize gömerek daima ileriye baktık.
Yakın geçmişte, yardımlaşma amacıyla tertiplediğimiz Tunceliler gecesine, Dersim katliamının son aşamasında geniş yetkilerle donatılarak genel müfettiş olarak görevlendirilen merhum İhsan Sabri Çağlayangil'i anlamlı olarak geceye davet etmiştim. Kendileri bana 'Bu geceye konuk olmakla, tarihin acı gerçeklerini ne yazık ki tekrar yaşadım' diyerek üzüntülerini belirtmişti. Bende kendilerine: 'Umuyor ve inanıyorum ki gün gelecektir; Devlet, yaptığı zulmün telafisi için Tunceli yurttaşlarına konuyla ilgili üzüntülerini dile getiren mesajları verecektir' demiştim.
Sayın Öymen, zat-ı âlinizin sorumsuz ve pervasız konuşması ise, tüm Tunceliler'in yüreğini sızlatmıştır. Devlet işlediği hatanın bilincinde olduğu için konuyla ilgili arşivleri açmazken, siz ve grubunuz, bu acı gerçekleri örnek vererek birliğimizi sağlayamaz, devleti koruyamazsınız. Yine inanıyorum ki, Tunceli'nin onurlu, vatanperver o güzel insanları, ülkesine ve birliğimize karşı duydukları sorumluluklarını hep olduğu gibi yerine getirerek, sizi ve gurubunuzu çağdışı bu anlayışınızla baş başa bırakıp, ileriye bakacaklardır."