Rahim ağzı kanseri Doğu'da artıyor
Son yıllarda görülme sıklığı artan ve kanser türleri arasında tehdit oluşturan rahim ağzı kanserinin Türkiye'de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde artış gösterdiği belirtildi.
Uzmanlar, referans hastanesi olan ve Türkiye genelinde 5 bölgeden hastaların başvurduğu Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtlarına göre, altı yıl önce rahim ağzı kanserinin Türkiye'de en çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde, iller içinde de Şanlıurfa'da görüldüğü tespit edildi.
Türk Alman Jinekoloji Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Cihat Ünlü, jinekolojik hastalıklar, meme kanseri ve gebelik konusunda farkındalığı artırmak ve anne bebek ölümlerinin önlenebilmesini sağlamak amacıyla yürütülen ''Sadece Benim İçin'' projesinin ikinci ayağının gerçekleştirildiği Şanlıurfa'da yaptığı açıklamada, rahim ağzı kanserinin Human Papilloma Virüs (HPV) adı verilen mikrop aracılığıyla genellikle erkekten kadınlara bulaştığını söyledi.
HPV mikrobunun erkeğin cinsel teması sonucu kadına taşınarak rahim ağzı kanserine yol açtığını vurgulayan Ünlü, hastalığın Türkiye'de en fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kadınlar açısından risk oluşturduğunu belirtti. Ünlü, ''Kadınların erken yaşta evlendirilmesi, doğum oranının fazla olması ve erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesi, bölge kadınının kansere yakalanmasındaki en büyük etkendir'' dedi.
Kadınların cinsel sağlığının da kanserle yakından ilişkili olduğunu ifade eden Ünlü, şunları kaydetti: ''Çok eşlilik, erken yaşta evlendirilme, stres, temizliğin önemsenmemesi, sosyo-ekonomik seviyelerin düşük olması, fazla doğum yapılması ve sağlıklı beslenilmemesi bölgede yaşayan kadınlar için büyük bir risk oluşturuyor. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda rahim ağzı kanserlerinin ülkemizde en fazla Doğu ve Güneydoğulu kadını tehdit ettiğini görüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illerde de rahim ağzı kanserine çok sık rastlıyoruz.''
''Her yıl için bin 360 civarında yeni rahim ağzı kanseri vakası bekleniyor"
Etlik Zübeyde Hanım Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Faruk Köse'nin verdiği bilgiye göre de ''Dünyada her iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden dolayı yaşamını yitiriyor. Hayatını kaybeden kadınların yüzde 80'i de gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
Kadınlarda görülen kanser türleri içinde rahim kanseri dünyada 2. sırada bulunurken, Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, rahim ağzı kanserleri Türkiye'de kadın kanserleri arasında 10. sırada yer alıyor. Buna rağmen, Türkiye'de hastalığın ciddi oranlarda artış gösteriyor.
İzmir Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi KETEM'in çalışma sonucuna göre, her yıl için bin 360 civarında yeni rahim ağzı kanseri vakası bekleniyor ve bu hastaların yarısının yaşamını yitireceği öngörülüyor.''
Görev yaptığı hastanede tüm hastaların kayıt altında tutulduğunu, Sosyal Sigortalar döneminde Akdeniz, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu'nun referans hastanesi olduğunu ve tüm hastaların buraya müracaat ettiğini belirten Köse, şunları kaydetti:
''Hastaların içinde tedavi edilebilir erken evre hasta oranı yüzde 40, gerisi ise ileri evre hastaları. Bilgisayar kayıtlarımıza göre, bundan altı yıl önce, rahim ağzı kanserinin Türkiye'de en çok Urfa'da görüldüğünü saptadık. Hastalığın görülme sıklığını tespit etmek için AB projesi yürüttük. Çalışmada, hastaların ileri evrede geldiği tespit edildi. Bunda altı yıl önce Urfa'nın Türkiye'nin en az sağlık hizmeti alan ili olması etkili oluyor. Halkın sağlık hizmetine erişiminin olmaması ve bölgede çok eşliliğin bulunması önemli faktörler. Çünkü, bu hastalık seksüel ilişki ile bulaşan bir hastalık.''
''İleri evre hastalarda 5 yıllık yaşam oranı yüzde 25"
Rahim ağzı kanserinin erken teşhis ve tedavi ile önlenebilir bir kanser türü olduğuna, PAP simir tarama yöntemleriyle önlenebileceğine vurgu yapan Köse'nin verdiği bilgiye göre, ''Sağlık Bakanlığı Avrupa Birliği esaslarına dayanarak 30 yaşında ilk tarama yaptırılmasını ve taramaların 70 yaşına kadar beş yılda bir yapılmasını kabul ediyor.
Rahim ağzı kanseri aşısının da risk faktörünü azaltmak için yaptırılması öneriliyor. Aşının, sekseül aktivite başlamadan 11-12 yaşlarındaki kız çocuklarına, 13-26 yaşlarındaki kadınlara üç doz uygulanıyor. Dörtlü aşılar 45, ikili aşılar ise 55 yaşa kadar yapıldığında aynı koruyucu etkinliği gösteriyor. Ancak aşı ile birlikte mutlaka simir testinin düzenli olarak yaptırılması gerekiyor.''
Hastalığa yakalanmadan fazla bir belirti vermeyen rahim ağzı kanseri, ancak kendini ileri evrede belirgin olarak gösteriyor. Zaman zaman ''et suyu'' tarzında kanlı akıntı olması, her ilişki sonrasında kanama görülmesi, bacaklarda ağrı, idrar yollarında tıkanıklık gibi belirtiler, ileri evre rahim ağzı kanserinin belirtileri arasında bulunuyor. Hastaların erken evre olan 2A'ya kadar cerrahi şansı bulunuyor, diğer aşamalarda ise sadece radyoterapi verilebiliyor. Erken evre hastalarda beş yıllık yaşam oranı yüzde yüze yakınken, ileri evre hastalarda bu oran yüzde 25'lere düşüyor.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti