Rizespor'a göre maç savaşsa Galatasaray da Gazi!

Yer Çaykur Didi Stadı, sahaya bakış yönü itibarıyla basın tribününün sağındaki kalenin önü, bildiğimiz altıpas! İlk devre Muslera, ikinci devre Andone! İki “Gazi” verdi Galatasaray o noktada.

Rizespor'a göre maç savaşsa Galatasaray da Gazi!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.06.2020 - 18:16

Galatasaray Rizespor'a deplasmanda 2-0 yenildi. Aslında kayıp 3 puandan daha fazlaydı Sarı-Kırmızılılar için; kaleci Muslera'nın ayağı kırılmış, forvet Andone'nin diz bağları kopma noktasına gelmişti.

Spor yazarı-gazeteci ve Galatasaray Genel Kurul üyesi Serdar Dinçbaylı, Sarı-Kırmızılı kulübün içinde bulunduğu durumu ve yaşananları kaleme aldı.

İşte o yazı:

"Yer Çaykur Didi Stadı, sahaya bakış yönü itibarıyla basın tribününün sağındaki kalenin önü, bildiğimiz altıpas! İlk devre Muslera, ikinci devre Andone! İki “Gazi” verdi Galatasaray o noktada.

Neden “Gazi” diyoruz?

Çünkü Rizespor cephesine göre bu maç bir savaştı, geçen seneki mağlubiyetin intikamı alınacaktı bu maçla. Kaldı ki geçen sene de aynı statta, o uğursuz altıpasın yakınlarında Emre Akbaba “Gazi” olmuştu!

Tiyatro oyuncusu rahmetli Enis Fosforoğlu bir ara Türkiye Futbol Federasyonu için “Futbol Sadece Bir Oyundur” isimli bir oyun yazmış ve Türkiye’nin 4 bir yanında sahnelemişti.

Başta hakem Yaşar Kemal Uğurlu olmak üzere, Rizespor Camiası, Rizesporlu futbolcular ve başkanlarına talimatla bu oyun izletilmeli. Futbolun bir intikam aracı olmadığı zihinlerine işlenmeli.

HAKEMİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ İSTATİSTİĞİ

Yaşar Kemal Uğurlu’nun garip bir istatistiği var. Hakemliği süresince Galatasaray’ın 7 deplasman maçını yönetmiş. 5 mağlubiyeti, 1 beraberliği ve 1 galibiyeti var Sarı Kırmızılılar’ın. Galatasaray kolay mağlup olan bir takım değil. Oynandığından bu yana kazanılabilecek şampiyonlukların 3’te 1’inden fazlasını kazanmış bir takım. Ancak Yaşar Kemal Uğurlu’nun yönetiminde paramparça oluyor Galatasaray.

Kötü hakem değil Uğurlu ama Galatasaray’a karşı kötü niyetli gibi duruyor. Geçen sezon, Hatayspor’la oynanan kupa maçında  topun yarım metre auta çıkmasına rağmen süren pozisyonda atılan golü geçerli sayan da Uğurlu’ydu. Dün gece Rizespor’a o kolay penaltı düdüğünü çalan da Uğurlu’ydu. Özetle Uğurlu’nun Galatasaray’la ilgili sıkıntıları var gibi görünüyor istatistiklere göre.

Hakemlerle ilgili söyleyeceklerimiz bitmedi. Kıdemli yardımcı hakem Erdinç Sezertam var. 3 metre ofsaytı görüp, bekleyip, Muslera’nın ayağı kırıldıktan sonra bayrağını kaldıran yan hakem. Evet kural var ama kendine güveniyor ve iyi niyetliysen pozisyonun sonlanmasını beklemesen, kimse sana bir şey demez. Bu arkadaşın da Galatasaray sabıkası kabarık. 24 Ocak 2009’da Sivasspor’la Sivas’ta oynanan maçta, “Üzerime bilinçli olarak çamurlu kar suyu sıçrattı” diye Ümit Karan’ı orta hakem Yunus Yıldırım’a şikayet ederek kırmızı kartla oyundan attırması bu narin hakemin en bilinen Galatasaray hikayesi.

En nihayetinde...

Galatasaray’ın futbol oynamak için kapısından girdiği statta; intikam peşinde, tekme atmaya teşne Rizesporlu futbolcular, adaletli yönetim bekleyemeyeceğin hakemler, geçen sene Galatasaray’a mağlup olduktan sonra silahı olsa hakemi vuracağını, bu sene ise Muslera ve Andone’nin sakatlanarak sezonu kapattığı bir maç sonrasında “Allah’ın sopası yok” diyebilen rakip kulübün başkanı Hasan Kartal bulunuyordu. İyi futbol oynayamadı diye hayıflanmayıp, iki “Gazi” iki de cezalıyla puansız ve ağır yaralı zor kaçtık Didi Stadı’ndan diye sevinmeli Sarı Kırmızılılar.

ESAS KIRILAN İÇİMİZDE BİR YERLERDE!

Tıbbî raporlar, “Sağ ayak tibia (kalın kemik) ve fibula (ince kemik) kemiklerinde kırık tespit edildi” dese de aslında kırık hepimizin yüreğinde bir yerlerde. Muslera sakatlanmadı, bize insan olduğumuzu hatırlattı. Son günlerde herkes kendi derdinin peşinde. Pandemi bir yandan, ekonomik çöküş bir yandan, boğuldukça boğuluyoruz. Değerlerimiz çökerken imdada yetişti Muslera. Sadece Türkiye’yi değil, dünyayı birleştirdi. Memleketi Uruguay’da yas var, ispanya Milli Takımı Kaptanı dünyanın en iyi kalecilerinden Iker Casillas aradı geçmiş olsun diye Galatasaraylı yetkilileri. Onlarca, yüzlerce futbol ismi o acıyı paylaştı. Ezeli rakiplerin en belalı olarak nitelendirilen isimleri destekleriyle Uruguaylı o temiz çocuğun yanı başında bitiverdiler. En acımasız futbol yorumcularının bile gözleri doldu kırık haberini yorumlarken. Bu kadar sevgiyi biriktirebilmek kolay değil. Çok büyük bir kaleci olabilir ama benim için Muslera öncelikle insani nitelikleri yüksek bir sporcu. Gençlerimize, çocuklarımıza bir şekilde onu rol model yapmanın yolunu bulmalıyız. En kısa sürede kalesine geçmesi benim ve futbolseverlerin en büyük temennisi.

SOSYAL MEDYADAKİ ÇETE!

Yeni tipler türedi sosyal medyada. Başkalarının acılarından sadistçe bir zevk duyuyorlar.

Oysa “Düşmanımın başına vermesin” sözüyle büyümüştük biz. Geri aldığı İzmir’e geldiğinde İplikçizade Köşkü’nün merdivenlerine serilmiş Yunan Bayrağını, “Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez” emriyle kaldırtan Mustafa Kemal Atatürk’ün torunlarıyız biz.

Dün sosyal medyada iki şok yaşadım. Sabah tutuklu HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş için ağza alınmayacak sözler söyleyen içinde iyilik bulunmadığını düşündüğüm bir kişi tarafından yazılan mesajı okudum. Cahilin biridir, bilinçli bir insan art niyetli değilse bu kadar kötü olamaz diye içimden geçirdim. Akşam ise Central Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Cengizhan Kolata’nın mesajı düştü sosyal medyaya.

Titrinden adamı bir şey sandınız değil mi? 

Muslera’nın sakatlanıp oyundan çıktığını ve durumun ciddi olduğunu anlatan bir mesaja imla hatalarıyla beraber aynen, “Çok iyi..hiç üzülmedim..işin spor ve centilmenliği başka ama bunlara üzülmeyin..” cevabını vermiş. Bu adam üstüne üstlük Hipokrat Yemini etmiş bir tıp doktoru. Hastanesi işine son vermeli, Türk Tabibler Birliği holiganlaşmış bu doktora verebileceği en yüksek cezayı yapıştırmalı.

Bu tür insanlarla aynı havayı solumak bile bir işkence. Sosyal medyada eleştiriye ve özgür yorumlara sonuna kadar varım ama hakaretin cezasız kalmaması taraftarıyım. Sadece cumhurbaşkanını korumakla sosyal medyada huzur ortamı oluşturmak imkansız.

SERHAT SEVENLERİNİ İLK DEFA ÜZDÜ

Henüz kırk yaşında. Pırıl pırıl meslektaştan da öte kardeşim gibi sevdiğim Serhat’ı (Demirtaş) dün toprağa verdik. Üzüntüm çok fazla. Kelimeler yetersiz, bazı hastalıkların çaresi yok ama belki de bizler buna davetiye çıkartıyoruz. Huzur içinde uyu Serhat’çığım, mekanın cennet olsun."

serdardincbayli@gmail.com