"Rusya ve Türkiye hiç bu kadar yakınlaşmamıştı"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya ve Türkiye'nin çok boyutlu ortaklık seviyesinde hiç bu kadar yaklaşmamıştı. Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret hacminin 8 yılda 8 kattan fazla bir artışla 38 milyar dolar seviyesine geldiğini belirten Yıldız, hedeflerinin 4 yıl içinde dış ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak olduğunu açıkladı.
Türk tarafı eşbaşkanlığını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın, Rus tarafı eşbaşkanlığını ise Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı İgor Seçin'in yaptığı Türk-Rus Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 9'uncu Dönem toplantısı Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ne Rusya'nın 1998'de, ne de Türkiye'nin 2001'de yaşadığı ekonomik krizde iki ülkenin birbirlerine karşı korumacı politikalar geliştirmediğini anımsatarak, "O dönemde sergilenen yaklaşımın bugün de muhafaza edildiği takdirde, 'çok boyutlu ortaklık' politikasının bütün gerekleri daha da büyük bir hızla yerine getirilecektir" dedi. Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaretin 2000 yılında 4.5 milyar dolar olduğunu anımsatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, iki ülke arasındaki dış ticaretin, 8 yılda 8 kattan fazla bir artışla 38 milyar dolar seviyesine geldiğini belirterek, hedeflerinin 4 yıl içinde dış ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak olduğunu vurguladı.
"İki ülke, çok boyutlu ortaklık seviyesinde hiç bu kadar yaklaşmamıştı"
Hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı hem de Türk-Rus Karma Ekonomik Komisyonu Eşbaşkanı olarak iki ülke arasındaki enerjiden tarıma, ikili ticaretten ulaştırmaya, ticari ve ekonomik ilişkileri yakından takip ettiğini söyleyen Bakan Yıldız, "Son derece heyecan verici bulduğum bu gelişmeleri yakından izleyen biri olarak şunu büyük bir güvenle ve gönül rahatlığıyla ifade etmek istiyorum ki, ilişkilerimiz 'çok boyutlu ortaklık' seviyesinde hiç bu kadar yaklaşmamıştı" dedi. Yıldız, bu çerçevede son iki ay içerisinde Igor Seçin'le yüzyüze ve telefonla birçok kez bir araya geldiklerini hatırlattı.
"Putin-Erdoğan görüşmesi iki ülkenin ilişkilerinde dönüm noktası olacak"
Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin'in yarın Başbakan Erdoğan'la gerçekleştirecekleri görüşmelerin ve altına imza atacakları Anlaşmalar'ın Türkiye-Rusya ilişkileri için tarihi bir dönüm noktası oluşturacağını söyleyen Bakan Yıldız, ülkeler arasındaki ilişkilerin geldiği tarihi eşiğin bu derece yakın tanıklarından biri olmanın verdiği heyecanı dile getirdi.
"Yeni işbirliği imkanları değerlendiriliyor"
Türkiye ile Rusya arasındaki arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin bir bütün olarak, bütün veçheleriyle detaylı bir şekilde ele alındığını ve yeni işbirliği imkanlarının değerlendirildiğini açıklayan Taner Yıldız, Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilere yönelik görüşlerini dile getirdi. Milli gelirlerinin toplamı 2.5 trilyon doları, ticaret hacimlerinin toplamı 1 trilyon doları aşan Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin, dünyadaki ülkelerin üçte ikisinin milli gelirinden daha büyük bir hacme ulaştığına dikkat çeken Yıldız, "Ülkelerimiz arasındaki turizm, müteahhitlik hizmetleri, karşılıklı yatırımlar gibi muazzam büyüklüklere ulaşan diğer ekonomik faaliyetler bir yana, sadece karşılıklı ticaretimizde ulaştığımız nokta bile çok şey ifade etmektedir. Bugün Rusya Türkiye'nin dış ticaretinde ilk sırada yer almaktadır. 2000 yılında 4.5 milyar olan dış ticaretimiz, 8 yılda 8 kattan fazla bir artışla 38 milyar dolar seviyesine gelmiştir. Hedefimiz, bu hacmi 4 yıl içerisinde 100 milyar dolara çıkarmak, bunu yaparken de elbette dengeli bir yapıyı tesis etmektir. Türkiye, Rusya'nın gün geçtikçe artan ithalat taleplerinin önemli bir bölümünü karşılama kapasitesine sahiptir. Yeter ki, bu kapasiteyi kullanmamıza imkan sağlayacak altyapıyı oluşturalım, engelleri ortadan kaldıralım" dedi.
"Türkiye ve Rusya'nın üstesinden gelemeyeceği sorun yoktur"
Türkiye ile Rusya arasında çok boyutlu ortaklık sürecine değinen Bakan Yıldız, gerek Türkiye'nin, gerek Rusya'nın altında imzalarının bulunduğu uluslararası yükümlülükleri, gümrük birlikleri, üyesi oldukları bölgesel ekonomik entegrasyon yapılanmaları bulunduğunu anımsattı. Bakan Yıldız, "Ancak, Türkiye ve Rusya'nın mevcut uluslararası ve bölgesel yükümlülükleri çerçevesinde dahi, bunları hiçbir şekilde zedelemeden mevcut işbirliğinin seviyesini çok daha ileri bir seviyeye yükseltmeleri mümkündür. Bunun da ötesinde, eğer 'çok boyutlu ortaklık' perspektifinden bahsediyorsak, Türkiye ve Rusya bunu yapmak zorundadır. Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız, Türkiye ile Rusya soğuk savaş döneminin katı ideolojik kalıpları içerisinde farklı bloklarda yer aldıkları 70'li ve 80'li yıllarda dahi, Türkiye'nin ağır sanayinin belkemiğini oluşturan İskenderun Demir-Çelik, Seydişehir Alüminyum ve daha pek çok tesisin inşasını birlikte gerçekleştirmişler, 1984 tarihli Batı Hattı Doğalgaz Alım-Satım Anlaşması ile bugün enerji alanında devasa boyutlara ulaşan işbirliğinin ilk adımlarını atmışlardır. Günümüzde, geçmişin ideolojik kalıplarının prangasından ve zihinsel cenderesinden sıyrılmış Türkiye ve Rusya'nın, yapıcı bir perspektifle, üstesinden gelemeyecekleri ikili veya bölgesel hiçbir sorun yoktur" diye konuştu.
"İki ülke gümrüklerinden her yıl 120 ülkenin milli gelirinden büyük ticari ürün geçiyor"
Yıldız, her yıl, 120'yi aşkın ülkenin milli gelirinden daha büyük değerde ticari ürünün Türkiye ile Rusya arasındaki gümrükleri geçtiğini ve Türk- Rus vatandaşlarının kullanımına sunulduğunu anımsatarak, özellikle de içinde bulunulan küresel ekonomik konjonktürde, ülkeler arasındaki bu boyutlara ulaşan ticareti sekteye uğratacak hiçbir girişime müsaade edemeyeceklerinin altını çizdi.
"Ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesindeki engeller kaldırılmalı"
Yıldız, "Türkiye ve Rusya'nın ilişkileri, bölgelerinde ve dünyadaki ağırlıkları, artık ne geçmişe ait paradigmalarla, ne de dar görüşlü odakların ve zümrelerin küçük menfaatleriyle biçimlendirilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Bu anlamda, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin gelişmesinin önündeki her alandaki bütün engelleri ortadan kaldırmamız ve ülkelerimiz arasında mal, hizmet ve sermayenin mümkün olan en geniş ölçüde serbestçe dolaşımını sağlamak için gerekli bütün idari düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmemiz gerekmektedir" dedi.
"Putin'in küresel ekonomik krize ilişkin görüşlerine katılmamak mümkün değil"
Rusya Federasyonu Başbakanı Putin'in, Dünya Ekonomik Forumu'nun açılışında küresel ekonomik krize ilişkin olarak yaptığı tespitlere katılmamanın mümkün olmadığını belirten Yıldız konuşmasına şöyle devam etti:
"Söz konusu konuşmada dile getirilen uluslararası finansal kuruluşların, ülkelerin günümüz dünyasında sahip oldukları ekonomik ağırlıkları esas alınarak yeniden yapılandırılması, yine aynı şekilde parasal rezervleri kontrol eden ve bu para birimlerini rezervlerinde tutan ülkelerin hak ve yükümlülüklerinin yeniden değerlendirilmesi, dünya ölçeğinde hakim pozisyonda bulunan tek bir rezerv para biriminin bulunmasının taşıdığı ve yaratacağı risklerin azaltılması, dünya ekonomisinin finansal illüzyonlara değil, hakiki sağlam zemini bulunan ekonomik değerlere oturtulması önerileri, üzerinde büyük bir ciddiyetle durulması gereken önerilerdir. Öte yandan, Putin yine aynı konuşmasında, ekonomik egoizmin izolasyonist ve korumacı politikaların yaratabileceği risklere de dikkat çekmiştir. Bu anlamda Rusya Federasyonu ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin bu perspektife sımsıkı bağlı bir şekilde yürütülmesi gerektiği inancındayım."
"İki ülke 1998 ve 2001 krizlerinde korumacı politikalara başvurmadı"
Türkiye ve Rusya'nın ne Rusya'nın 1998 yılında, ne de Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik krizde birbirlerine karşı korumacı politikalara başvurduğunu hatırlatan Yıldız, söz konusu krizlerden elbirliğiyle, aralarındaki işbirliğini daha da güçlendirerek ve güçlenerek birlikte çıkıldığına dikkat çekti. O dönemde sergilenen yaklaşımın bugün de muhafaza edildiği taktirde, "çok boyutlu ortaklık" politikasının bütün gereklerinin daha da büyük bir hızla yerine getirileceğini belirten Yıldız, "İnanıyorum ki, Türkiye ve Rusya Federasyonu her alanda çok daha ileri seviyede işbirliklerini konuşuyor hale gelecektir. İşte bu hedefe giden yolda yapılması gereken, izolasyonist ve korumacı dar zümrelerin küçük menfaatlerini korumaya yönelik politikalardan uzak durmak ve Türkiye ile Rusya arasında mal, hizmet ve sermayenin mümkün olabildiğince serbest dolaşımını sağlayacak bir yaklaşımı esas almaktır. Bu perspektif esas alındığı taktirde ulaştırmadan gümrüklere, tarımdan karşılıklı yatırımlara ekonomik ilişkilerimizin bütün alanlarda ülkelerimizin ortak menfaat temelinde çözüm bulamayacağı hiçbir sorun olmadığına inanıyorum" dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza