Sağlıklı karaciğer için bu 10 kurala dikkat
Karaciğeri siroz ve kanser gibi ölümcül hastalıklardan korumanın yollarını açıklayan Prof. Dr. Onur Yaprak, “İlk olarak Hepatit B ve C’den korunun ya da tedavi ettirin. Hijyene dikkat edin. Alkolden uzak durun. Karaciğer yağlanmasından korunun. Kullandığınız ilaçlara dikkat edin. Kimyasal maddelere uzun süreli maruz kalmaktan uzak durun. Aflatoksine dikkat edin. Tüketeceğiniz sebze ve meyveleri bol su ile yıkayın. Kültür mantarı dışındaki mantarları tüketmeyin. Genetik faktörler için kontrolünüzü yaptırın” dedi.
Prof. Dr. Onur Yaprak, karaciğeri siroz ve kanser gibi hayatı tehdit eden hastalıklardan korumak için dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Yaprak, vücut kilosunun yüzde 2’sini oluşturan karaciğeri etkileyen hastalıkların en önemlilerinin siroz veya kanser gelişmesi olduğunu belirterek “Nelerin iyi geldiğinden ziyade nelerin hasta ettiğini bilirsek ve kaçınırsak sağlıklı bir karaciğere sahip oluruz. İlk olarak Hepatit B ve Hepatit C’den korunmalıyız veya tedavi ettirmeliyiz. Karaciğerde gelişen siroz ve kanserin en büyük nedenleri Hepatit B ve C taşıyıcılığıdır. Hepatit B aşılanma ile korunulabilen bir virüstür. 1996 yılından sonra doğanlarda ülkemizde rutin Hepatit B aşılaması zaten yapılmaktadır. Hepatit C için henüz geliştirilmiş bir aşı bulunmasa da son birkaç yıl içinde hepatit C’yi neredeyse tamamen vücuttan temizleyen ilaçlar geliştirildi. İkinci olarak hijyene dikkat etmeliyiz. Hepatit B ve C’den korunmak için kan temasından uzak olmak gerekir. Bunun için dövme, piercing, manikür, pedikür, akupunktur gibi işlem yapılan yerlerin hijyenik olduğundan emin olmak gereklidir. Diş fırçası, tırnak makası gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın” diye konuştu.
KARIN BÖLGESİNDEKİ KİLO KARACİĞER DÜŞMANI
Üçüncü olarak alkolden uzak durulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yaprak, şöyle devam etti:
"Düzenli alkol kullanımı doğrudan karaciğerde hasara yol açar. Yıllar geçtikçe ilerleyen hasar karaciğerde siroz veya kanser gelişimine yol açabilir. Dördüncü madde ise karaciğer yağlanmasından korunun. Karaciğer yağlanması günümüzde tüm dünyada artarak devam eden bir sorun. Neyse ki karaciğer yağlanmasından büyük oranda beslenmeye dikkat ederek ve egzersiz yaparak korunabiliriz. En basit egzersiz günde 20-30 dakika tempolu yürüyüştür. Fazla kilolu olanlarda özellikle karın bölgesinden kilo alanlarda karaciğer çok büyük olasılıkla yağlanmış demektir. Bunun için fastfood ürünlerini, doymuş yağ içeren gıdaları azaltın, Akdeniz tipi beslenmeye ağırlık verin. Omega-3, Selenyum, Glutatyon, C ve E vitamini içeren antioksidan içerikli yiyecekler karaciğere faydalıdır. Buna zeytinyağlı sebze yemekleri, balık, salata, kuru baklagiller, turp, lahana, karalahana, Brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, roka, tere, kırmızı pancar, havuç, sarımsak, limon, greyfurt, yeşil çay, zerdeçal, siyah üzüm, günde 1 avuca kadar ceviz, çiğ badem gibi çerezler örnek olarak verilebilir. Beşinci olarak kullandığınız ilaçlara dikkat edin. Gerek reçeteli ilaçlar gerekse bitkisel ilaç ve gıda takviyesi olarak kullanılan ilaçlara bağlı karaciğer hasarı riski 1000’de 1 ile 10 binde 1 arasında bir oranda değişir. Bugüne kadar 100’ün üzerinde ilaçta yan etki yapma riski saptanmış olup kronik hastalıklar nedeni ile uzun süreli ilaç kullanması gereken hastaların zaman zaman kan tahlili vererek karaciğer fonksiyon testlerini kontrol ettirmesi gerekir."
AFLATOKSİN VE KİMYASALDAN UZAK DURUN
Prof. Dr. Onur Yaprak, altıncı maddenin kimyasal maddelere uzun süreli maruz kalmamak olduğuna değinerek şu bilgileri verdi:
"Endüstride kullanılan kimyasal maddeler olan solventlerin (çözücü) solunması ya da cilde teması karaciğerde hasara yol açabilir. Bu kimyasal maddeler tarım ilaçlarının içinde de kullanılabilir. Karaciğerde hasar olup olmaması; maruz kalma süresine, yaşa, diğer zararlı etkenlere ya da genetik yatkınlığa göre kişiden kişiye değişir. Solventler ile temas ederek çalışanların yılda 2 kez karaciğer enzimlerinin kontrolü olası hasarın erken saptanması açısından önemlidir. Yedinci madde ise aflatoksinle ilgili. Dünya genelinde gıdalardaki aflatoksin miktarı ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir ve devamlı maruziyet halinde vücutta birikerek karaciğer hastalığına yol açmaktadır. Aflatoksin küf mantarından meydana gelmiş olan bir toksindir. Tüm nemlenmiş kuru gıdalarda ortaya çıkabilmekle birlikte küflenmiş hububat çerez ve pul biber daha riskli gıdalardır ve uygun saklama koşullarında muhafaza edilmelidirler."
KÜLTÜR MANTARI DIŞINDAKİLERİ TÜKETMEYİN
Sekizinci maddenin tüketilecek sebze ve meyvelerin bol suyla yıkanması olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Onur Yaprak, "Bu işlem sizi hem karaciğerin kisthidatik hastalığı dediğimiz ve topraktan bulaşan paraziter hastalıktan koruyacağı gibi hem de tarım ilaç kalıntılarının uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Dokuzuncu madde de kültür mantarı dışındaki mantarları tüketmeyin. Özellikle sonbahar ve ilkbahar yağmurlarından sonra doğadan toplanan mantarlara bağlı her yıl onlarca kişi zehirlenme ile acil servislere başvuruyor. Bu zehirlenmelerin çoğu ölümcül sonuçlara yol açmadan atlatılabilmesine rağmen ortalama yüzde 1 hasta maalesef karaciğer yetmezliği nedeniyle ya hayatını kaybediyor ya da karaciğer nakline ihtiyaç duyuyor. Son olarak genetik faktörler için kontrol şart. Ailede karaciğer hastalığı olan bireylerde hepatit ve karaciğer yağlanması gibi risk faktörleri ailesel olabilir. Bu yüzden ailenizde karaciğer hastası varsa doktor kontrolünden geçin" açıklamasını yaptı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu