Samsun’da çelişkiler arasında...
Bir yanda 19 Mayıs ruhu! Yaşınız kaç olursa olsun gençlik ruhu! Öte yanda gönül işi değil mecbur kalmaktan dolayı uygulanan bir şölen gösterisi...
İlkini hemen tanıyorsunuz. Güler yüzlü insanlar, birbirlerine sarılıyorlar kucaklaşıyorlar... Tanışmayı beklemeden sevinçlerini paylaşanlar... Samsun’da olmaktan, sevinç duyanlar... Öyle duygulu anlar yaşanıyor ki, sık sık insanların gözleri doluyor kimi gözyaşlarını tutamıyor. Atatürk sevgisi, Kuvayı Milliye tutkusuyla yanıp tutuşanlar... Hele benim yaşımdakileri sık sık gözyaşlarına boğuluyor...
Gönülden değil mecburiyetten katılanların işi daha zor... Korumalar polis orduları denetimler kentin her yanında. Tüm yollar kesilmiş trafik yasak... Yüksek yapıların tepesinde keskin nişancılar yerleştirilmiş. Üst katlara çıkışlar yasak... (Oysa akşam fener alayını tepeden izlemek istiyordum. Ama yasakmış!!!)... Korku egemenliği... Gerilim egemenliği... Artık kim kimden korkuyorsa... Gerilim, kraldan çok kralcıların ya protesto edilirse endişesi... Tepemizde bir helikopter fır dönüyor...
Çelişkilere sırtımı dönüp, Türkiye’nin en eski Yelken Kulübü olan Samsun Yelken Kulübü’ nden (Avrupa’nın en büyüğü diye ekliyor Samsunlular) bir tekneye aylayıp her yaştan gençlerle denize açıldığımda saat sabahın 7’siydi... Güneş de inadına parlak mı parlaktı...
Bir, üç, beş, on, yirmi, otuz derken tekneler çoğaldıkça çoğaldı. Bodrum’dan, Çanakkale’den, İstanbul’dan Sinop’tan yakından uzaktan gelen tekneler... Kocaman takalar, minicik botlar, katamaranlar, yarış tekneleri, balıkçı tekneleri her türü... Doğru İlk Adım kıyısına ve Tütün İskelesi’ne...
Bütün teknelerde kalpaklı Atatürk’üm... Bütün teknelerde Türk bayrakları... Güneş ve hafif bir rüzgâr... Gözlerimi bayrağımın güzelliğinden, Mustafa Kemal’in gözlerinde ayıramıyorum. Tekneler safları sıklaştırdı... Sahilden marşlar, şarkılar bizi karşılıyor. Arada hem karadan hem teknelerden “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye tempo tutmalar... Sonra ortalık yine duruluyor... Birbirine sarılan, ağlayanlar...
Sabah dokuz . Oh ne mutlu henüz hiçbir “Büyük” gelmemiş... Gelse tekneleri bunca yanıştırmazlar sahile. Yelkenliler derhal bir düzen kurup “Sevgi çemberi” oluşturup, birkaç tur atıyor Bandırma Vapuru’nu temsil eden maketin önünde kısa bir töreni izliyorum... Askerler Türk bayrağını askeri merasimle katlayıp, gençlere emanet ediyor.
Tekneden indiğimde, kent merkezine yürüyorum. Çelişki orada daha bir göze görülüyor. Erdoğan’ın geliş saati ha bire değişmiş, millet kâh sıkılmış beklemekten kah beklemeye devam ediyor. Çimenlere yayılmış dinlenenler, sabahtan beri ağaç olduk diyenler... Bugüne dek 19 Mayıs’ı yasaklayanlar, bu meydana (Cumhuriyet Meydanı’na) gelmemizi yasaklayanlar, bugün hangi yüzle buraya gelebiliyor” diye soranlar...“Geçen yıl yüz kişi şu meydanda ya var ya yoktuk... Bizim arkadaşlar bile korktu gelmeye” diye yakınanlar ve arkadaşlarını suçlayanlar...
İşte böyle... Bu yıl Samsun sokakları kırmızı beyaz...
Şimdi doğru Atakum’a gidiyorum... Ekrem Başkan’ı karşılamaya...
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev