Savcı, ‘Çağrı Heyeti’nin iki yıla kadar hapsini istedi...

MHP’nin avukatı Yücel Bulut, Ankara 12 Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği 08/04/2016 tarihli kararının kesinleşmesini beklemeden, Gemerek ve Tosya Sulh Hukuk Mahkemelerince verilmiş "tedbir kararlarına" aykırı şekilde parti kurultayını toplanmasına çağrı yapmak suretiyle TCK 217 maddesine muhalefet etmek suçundan çağrı heyeti üyeleri Erel, Sağır ve Bilgiç hakkında şikayette bulundu.

 

Bulut’un şikayeti üzerine harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MHP’li muhaliflerin açtığı dava sonucu olağanüstü kurultayı toplamak için oluşturulan Çağrı Heyeti hakkında iddianame hazırladı. Muhaliflerin kurultay girişim süreci ve Çağrı Heyeti üyelerinin savunmalarının da yer aldığı iddianamede, “halkı kanuna uymamaya tahrik” suçunun işlendiği tespiti yapıldı. İddianamede mahkeme kararına rağmen olağanüstü kongre toplama girişiminin bulunduğu yere 5 bin kişinin yığıldığı, yolun kapatıldığı ve kamu barışının bozulmasına yol açıldığı görüşüne yer verildi: 

 

 

21 Ocak tarihli iddianamede şu ifadeler kullanıldı:

“ Her ne kadar şüpheliler savunmalarında, tedbir kararının kendilerine ulaşmasını müteakiben kurultayın yapılması yönünde herhangi bir beyan ya da girişimde bulunmadıklarını iddia etmiş iseler de, Anayasa’nın Siyasi Partilere özel koruma sağlayan üst normlarını ve siyasi partiler kanununun 10. Maddesini, Yargıtay kanununun 27. Maddesini ve somut olarak da CMK 350/2. Fıkrasını yok sayarak, henüz kesinleşmemiş yerel mahkeme kararına dayanarak Mecliste grubu bulunan Milliyetçi Hareket Partisi yönetimini ve teşkilat yapısını doğrudan etkileyecek olan tüzük değişikliğine ilişkin kongre girişimlerini mevzuatı bilmemek veya yanlış yorumlamaktan kaynaklanan iyi niyetli bir girişim olarak değerlendirmenin mümkün bulunmayacağı; kamuoyuna kongre çağırısı yaptıklarını kabul eden şüphelilerin hiçbir aşamada bu çağrıdan vazgeçtiklerine dair kamuoyuna yansımış beyanlarının bulunmadığı gibi kongrenin yapılmasına ilişkin çağrılarına uygun şekilde 15 Mayıs 2016 tarihinde olay mahalline intikal ettikleri; şüpheliler tarafından yapılan davet üzerine gayri muayyen sayıyı ifade edebilecek nitelikteki 5.000 kişinin anılan yere geldiği; polisin kurduğu barikatı aşmaya çalışan bu topluluk polis arasında gerginlik ve tartışmalar yaşandığı; topluluk içindeki 200 kişilik bir grup tarafından olayın yaşandığı yerdeki ana arter bulvarın bir saat süreyle çift yönlü olarak trafiğe kapatıldığı; bu eylemin havaalanına gitmek yada hava alanından dönmek isteyen çok sayıda insanın mağduriyetine yol açtığı ve yaralamalı bir trafik kazasına sebebiyet verdiği gözetildiğinde, eylemin kamu barışını bozmaya elverişli bir boyuta ulaştığı sonucuna varılmıştır."