Seferihisar'da köylülerden JES eylemi: "Canımızı veririz vadimizi JES'e vermeyiz"
İzmir'in Seferihisar ilçesinde binlerce yıllık zeytin ağaçlarının da olduğu Orhanlı köyünde Jeotermal Enerji Santrali (JES) kurulmasını istemeyen halk, projenin iptal edilmesi için eylem düzenledi.
İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytinliklerden oluşan ve aynı zamanda organik tarım, küçükbaş hayvancılık gibi üretim faaliyetlerinin kesintisiz olarak sürdüğü Orhanlı köyünde yapılması planlanan JES projesi, halkın tepkisine neden oldu. JES projelerinin hayata geçtiği bölgelerde temiz su kaynakları, toprak ve havanın kirlendiğini öne süren köylüler, köy meydanında toplanarak projenin iptalini istedi. Çok sayıda pankart taşıyan köylülerle Orhanlı Köyü Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği üyeleri, "Orhanlı bizimdir bizim kalacak" sloganları attı.
Orhanlı Köyü Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Akçi, Orhanlı'nın binlerce yıldır kendi kendine yeten bir yer olduğuna dikkat çekerek, ürettikleriyle İzmir başta olmak üzere birçok şehrin gıda ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Göç vermeyen, aksine Türkiye'nin farklı yerlerinden göç alan Orhanlı'da 7'den 70'e herkesin doğasına, köyüne sahip çıkmak için bir araya geldiğini anlatan Akçi, "Erkence zeytin ağaçlarımız yok olacak. Pandemi şartları köyümüzün üretim alanlarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gösterdi. Jeotermal enerji projelerinin durdurulması için hep birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz. Zeytin ağaçlarımızı atalarımızdan miras aldığımız gibi çocuklarımıza bırakacağız" dedi.
YENİ JES PROJESİ
Sondaj çalışmaları başlatılan JES projesine bir dava açıldığını, hukuki süreç devam ederken bir başka JES projesiyle karşı karşıya kalındığını kaydeden Akçi, şöyle devam etti:
"ÇED süreci başlayan bu proje, jeotermal, güneş, rüzgar enerjisiyle entegre santrali olarak planlanmıştır. Köyümüz organik tarımıyla zeytinyağı üretimiyle ve doğal güzellikleriyle tanınıyor. İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytin ağaçlarıyla ön plana çıkan köyümüzde, bu entegre enerji santrali için köy merkezinde 23 sondaj kuyusu açılmak isteniyor. Köyümüzün zenginlikleri tarım alanları ve yerleşim yerleri içinde binlerce yıllık doğa dostu üretim kültürü tehdit ediliyor. Bir an önce iptal edilmesi için hukuksal sürecin takipçisi olacağız."
HALK BİLGİLENDİRMEYE KATILMADI
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilisi Sezai Özkan ise, halkın katılım toplantısında eleştirilerini dile getirebileceğini belirterek, "Toplantıyı yapmak üzere geldik. Projeyle ilgili bilgilendirme yapmak istiyoruz. ÇED yönetmeliği gereği bu bilgilendirmenin yapılması gerekiyor. Eleştirilerinizi, düşüncelerinizi bu toplantıda dile getirebilirsiniz. Projeye ilişkin bir sunum yapılacak. Sizin görüşlerinizi alıp bakanlığa ileteceğiz" dedi.
"BİZİM HİKAYELERE İHTİYACIMIZ YOK"
Köylüler, ÇED sürecinin bir parçası olarak, şirket ve bakanlık yetkililerinin gerçekleştirmeyi planladığı halk toplantısına katılmadı. Tepkili bölge halkına destek için geldiğini söyleyen Avukat Şehrazat Mercan ise, "Burası zeytin ormanı. Biz çok ÇED toplantısı yaptık. Her firma ticaret yapabilir. Buradaki ÇED işlemini yapan firma 'Kanal İstanbul'un da ÇED sürecini yapan firma. Açın okuyun. Bizim hikayelere ihtiyacımız yok. Burada daha önce açtığımız jeotermal elektrik santraliyle ilgili 'ÇED gerekli değildir' kararına karşı açılan davada, size avukatlık hizmeti veriyoruz. Orhanlı'da konuşacak bir şey yok. Buraya bu olmaz" diye konuştu.
BEKO: BURASI SAHİPSİZ DEĞİL
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko da Orhanlı köyünde yaşayanların yanlarında olduklarını ve mücadeleye destek verdiklerini belirterek, "Bu aslında yarımadayı bitirme projesidir. Ben İzmirliyim. İzmir'de yarımadada yaşıyorum. Burada bedeli ne olursa olsun köylerini terk
etmeyecekler. Orhanlı köylüsünün istemediği hiçbir şeyi yaptırmayacağız. Bunu söylerken kesinlikle bilime, teknolojiye, ARGE'ye karşı değiliz. Burası da sahipsiz değil" dedi.
"ZEYTİN OLMAZSA ÖLMÜŞ SAYILIRIZ"
Bölge halkından Mehmet Şükrü Öner (88) de "Canımızı veririz vadimizi JES'e vermeyiz" yazılı pankartı taşıyarak projeye karşı çıkmak için toplandıklarını anlattı. Öner, "Hava kirliliği yapıyor. Tarım alanları zarar görüyor. Zeytinlere zarar veriyor. Birilerinin çıkarı için memleketi harap etmeyelim. Ben doğduğumdan beri burada yaşıyorum" derken, Yaşar Özocak (92) tek gelirlerinin zeytin olduğunu söyleyip, "Sıcak suyun gelmesini istemiyoruz. Aynı yaşantıya devam etmek istiyoruz. Zeytinlerin yok olmasını istemiyoruz. Zeytin olmazsa biz ölmüş sayılırız. Bazı yerlerde zeytinler kurumaya başlamış. Buraya gelirse buralar da kuruyacak. İstemiyoruz" dedi.
Gülsüm Akçi (70) ise, "İstemiyoruz. Zeytinlerimiz bağlarımız var. Nereye gideceğiz biz? Malımız var, mülkümüz var. Biz nerede duralım? 6 kişilik bir aileyiz. Doğamızın bozulmasını istemiyoruz" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke