Sefiremiz de sefir gibi
Diplomatlık pek çok gencin hayalini süsler. Gençler, ülkesini yabancı başkentlerde temsil etmenin, haksız saldırılara karşı koymanın, ülkesinin çıkarlarını savunmanın gururunu duymak ister.
Üst düzeyde davetlere katılmak, davetler vermek de bu mesleğin keyifli yanları, cezbeden yüzüdür. Bunca yıldır gözlemlerime dayanarak bu işin keyifli yanı kadar, bunaltıcı tarafları olduğunu da söyleyebilirim. Hele, Türkiye’yi eleştirmenin moda olduğu dönemler, Türk diplomatlarının en sıkıntılı zamanlarıdır.
Ne soykırım olmadığını anlatabilirler, ne Kürtçenin yasak olmadığını. Yabancı dışişleri yetkilileri kulakları sağır, gözleri kör gibi davranırlar. Türkiye’ye karşı karalama kampanyası yürütenleri referans olarak gösterirler.
Aslında Türkiye’de olan biteni de tarihi de çok iyi bilirler. Ama çıkarları öyle gerektirdiği için ya da AB veya ABD istediği için eleştiri kampanyasına katılırlar. Parlamentolarından kararlar geçirirler.
Bu kararlar Türk diplomatlarının başarısızlığından dolayı değildir. Son yıllarda Türkiye’ye saldırmanın gene moda olduğunu görüyoruz. Stockholm’deki büyükelçimiz Emre Yunt’un çetin bir mücadele yürüttüğü anlaşılıyor.
İsveç Dışişleri cenahından “Türk büyükelçisi çok kızgın” söylentileri kulağımıza çalındığına göre, tartışmalar çetin geçiyor. Büyükelçi Emre Yunt’un eşi Figen Yunt da mücadeleyi başka koldan yürütüyor. Figen Yunt bir sefire olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni layıkıyla temsil etmek için vargücüyle çabalıyor.
Buradaki vatandaşlarımızın her kesimiyle temas halinde. Rezidansı kendi evleri gibi hissetmeleri için üniversite öğrencilerine, yüksek lisans okuyanlara, doktora yapanlara çaylı sohbetler için çağrılar yapıyor.
Eşiyle ev davetlerine katılıyor, kadınları gruplar halinde rezidansta çaylı toplantılara davet ediyor.
Gelenlere, duvarlardaki Halil Paşa’nın tablolarını, antika değerindeki koltukları, kanepeleri, Türk halılarını tanıtıyor.
DERNEK KURULDU
Bütün başkentlerde olduğu gibi Stockholm’de de büyükelçi eşleri yani sefireler Diplomatik Kulüp’te bir araya geliyorlar. Genellikle en yaşlı sefirenin düzenlediği etkinliklere katılıyorlar. Eğer sefire hanım pek meraklı değilse etkinlikler zayıf kalıyor.
Türk sefiremiz, daha ilk yılında etkinlik önerilerinde bulunsa da başta Yunanistan olmak üzere Güney Kıbrıs, Mısır gibi ülkelerin direnciyle karşılaştı. Bunun üzerine bütün sefirelere mektup yazarak istenirse pilates kursu düzenleyebileceğini bildirdi. Kurs çok rağbet gördü.
Bu kurs sırasında Türk yemeklerini tanıtma toplantıları düzenledi. Bunu çaylı toplantılar izledi.
Pandemi engeli çıkmasaydı geniş katılımlı bir Türkiye gezisi olacaktı. Tabii sözünü ettiğimiz ülkeler bütün bu etkinlikleri sabote etmek istedi ama başarılı olamadılar. Sonunda Sefiremiz, yakın ilişki kurduğu büyükelçi eşlerini bir dernek kurmaya ikna etti.
Kurucu üyelerden en yaşlı olan Rus sefiresi Büyükelçi Eşleri Derneği’nin başkanı seçildi. Figen Yunt da başkanvekili. 40 sefire gelecek yıl Türk Sefiresi’nin başkanlığı devralmasını kararlaştırdılar.
Karolinska Enstitüsü’nün Onur Üyesi sefiremizin yakın arkadaşı Dr. Sophie Ekman da derneğin onur üyeliğine seçildi.
Kraliyet Sarayı’nın diplomatik ilişkilerde bulunması yolunda bir misyon yüklediği Dr. Sophie Ekman, İsveç’in önemli kişiliklerinden biridir. Hakkında yapılan belgeseldeki konuşmacılardan biri de sefiremiz.
Sefireler dünyasında Türkiye’ye çelme takmak isteyenler, Rusya, ABD, İngiltere, Almanya gibi büyük ülkeleri yanına çeken sefiremizin başarılı çalışmalarıyla etkisiz kaldılar. Sefiremiz de sefir gibi çalışıyor.
Bize de tebrik etmek düşüyor.
osman.ikiz@gmail.com
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu