"Şiddet masallarda başlıyor"

Yamaç, ''Çukurova 4. Kitap Fuarı''na katılmak üzere geldiği Adana'da, Anadolu'nun çok zengin bir kültüre sahip olduğunu belirterek, ''masallarla büyümüş bir toplum'' olmakla birlikte günümüz gençliğinin bunu neredeyse unutacak konuma getirildiğini ifade etti. Halk arasında masalların çocuklar için yazıldığına inanıldığını anlatan Yamaç, şöyle devam etti:

''Masal, sözlü edebiyat geleneğinden gelen, büyüklerin, sessiz çoğunluğun, yöneticilere söyleyemediklerini aktardıkları edebi bir türdür. Sözlü edebiyat geleneğinin bir ürünüdür. Fakat günümüzde bu eserler 'çocuk kitabıymış gibi' düşünülmekte. Maalesef şiddet ögeleriyle, kadını ikinci sınıf sayan yargılarıyla, kolayca sınıf atlanılabileceğini pompalayan bu masallar çocuk kitabı olarak sunuluyor. Oysa bu masallar, yetişkinler için söylenmiştir. Bu nedenle çocuklar için masal üretilmelidir. Masallarımız kesinlikle unutturulmamalı. Fakat çağımıza uygun masallar yeniden yazılmalıdır.''

Yamaç, şiddet unsuru içeren masalların çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

''Şiddet masallarda başlıyor. Ailelerden şiddet içerikli bu tür kitaplardan uzak durmalarını istiyorum. Anne ve babalar, çocuklarına kitap seçiminde özenli olmalı, önce kendileri incelemeli veya şiddet yüklü bölümleri atlayarak okuyup, çocuklarının ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine izin vermemeliler. Çünkü çocuklar artık eskisi gibi enerjilerini dışarıda harcayamıyorlar. Çocuklarımız sanal bir dünyada yetişiyorlar, okudukları ve gördükleriyle kendilerini özdeşleştiriyorlar. Bu nedenle balkondan kendini 'ben süpermenim' diyerek atlayan çocuklar var. Hayatımızın her alanında şiddet var, ama en azından bunu kitaplardan soyutlayabilirsek önlenmesine katkı sağlanmış olunur.''
 

Kırmızı başlıklı kız örneği

Yamaç, Kırmızı Başlıklı Kız'ın masal olarak çocuklara sunulmasına kesinlikle karşı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Şimdi şöyle düşünün, kırmızı başlıklı kız gidiyor, babaannesine yemek götürüyor. Bakın şiddete; kurt önce babaanneyi yiyor, sonra kızı yutuyor, sonra bir avcı onu vuruyor ve karnını kesip çocuğu çıkartıyor. Böyle bir şiddetin çocuk dünyasına, ruh sağlığına vereceği tahribatı düşünebiliyor musunuz?

Çocuklarımız o kadar çok hayal dünyasında yaşıyorlar ki bilgisayar ve televizyon başından ayrılmıyorlar. Çocuklar izledikleri ve okuduklarıyla o kadar bütünleşiyorlar ki bu çocukları şiddetten bir şekilde korumalıyız. Biz de şiddet içeren masallar dinledik. Bize çok zarar vermedi, çünkü dışarı çıkıp oyun oynayabiliyor, enerjimizi boşaltıyorduk. Ama şimdiki çocuklar sanal dünyanın içinde büyüyor ve kayboluyorlar. Günümüz toplumundaki şiddetin yaygın olmasına katkı yapıyor bu şiddet içerikli masallar.''

Yazarların çağdaş masallar üretmesi gerektiğini ifade eden Yamaç, ''Sevginin, barışın dostluğun verildiği, şiddetin olmadığı, günümüz gerçeklerine ve çocuk algısına uygun masallar yazılmalı. Bu da çağdaş yazarlar olarak bizlerin görevi'' diye konuştu.