'Silivri uymak zorunda'
AYM Başkanvekili Kaleli, uzun tutukluluğun bireyselden dönebileceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli, uzun tutukluluğa ilişkin yapılan bireysel başvuruların incelenmesi sonucunda bunun hak ihlali olduğunun saptanması durumunda, “Mahkemenin ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar vermesi gerekecek. Bu onun görevi ve bunun başkaca bir alternatifi de yok” değerlendirmesini yaptı.
Kaleli, bireysel başvuruya ilişkin Cumhuriyet gazetesinin sorularını yanıtladı.
Kaleli, 24 Eylül tarihinden bugüne kadar mahkemeye toplam 995 başvurunun yapıldığını bildirdi. Başvurulardan 222’sinin usulune aykırı, posta yoluyla yapılmış olması nedeniyle bireysel başvuru numarası verilmeden iade edildiğini belirten Kaleli, geri kalan 775 dosyadan 550’sinin harcını yatırmama, eksik belge gibi kimi eksikliklerin giderilmesi için başvuruculara geri gönderildiğini söyledi. 225 dosyanın ise komisyonlarca incelemeye alındığını anlatan Kaleli, kabul edilebilirlik kararı verilecek dosyaların biri başkan 5 kişilik heyet tarafından karara bağlanacağını söyledi.
‘Mahkemeye iade edilecek’
Son dönemde yoğun olarak tartışılan uzun tutukluluklarla ilgili bireysel başvuruların da yapıldığını anımsatarak, “Başvurucunun gerçekten uzun tutukluluk nedeniyle hak ihlaline uğradığı tespitiniz durumunda nasıl bir süreç gelişebilir” sorusuna Kaleli, şu yanıtı verdi: “Buradaki temel amacımız bir hak ihlali varsa buna karşı ihlallerin ortadan kaldırılmasına yönelik yasal adımların atılması için gerekli hukuki zemini oluşturmak. Hak ihlali saptandığında dosya mahkemesine iade edilecek. Bu sadece uzun tutukluluk için değil tüm hak ihlalleri yönünde böyle. Örneğin 2 yıllık bir hapis cezası öngörülen suçtan 16 aydır tutukluysa kişi, buradaki değerlendirmede bu bir hak ihlali olarak saptanabilir. Bu noktada dosyayı iade edeceğiz, mahkemenin de tespit ettiğimiz ihlali ortadan kaldıracak karar vermesi gerekecek.”
‘Hak ihlalini ortadan kaldırmak zorunda’
Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlalini saptaması ve mahkemeye dosyayı göndermesine karşın mahkemenin bu karara uymayıp, direnmesi durumundaki seçenekleri sormamız üzerine Kaleli, şunları söyledi: “Buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemiş. Ancak yasada mahkemenin direnme hakkı olmadığı için ve emredici hüküm olduğu için tespit edilen hak ihlalini ortadan kaldıracak bir kararı vermesi zorunlu, çünkü bu emredici nitelikte. Mahkemenin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar vermesi gerekecek. Bu onun görevi ve bunun başkaca bir alternatifi de yok. Bu yalnızca ceza davası için değil hukuk davaları, idarenin işlemleri yönünden de geçerli.”
‘AİHM’deki dosya sayısı 17 bin 500’
Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurunun AİHM sürecini uzatacağı yönündeki kaygılara ilişkin ise Kaleli, şu değerlendirmeyi yaptı: “AİHM’de yaklaşık 17 bin 500 dosya var. Eğer bugünden itibaren Türkiye’den tek bir başvuru olmasa bile AİHM’nin bunu karara bağlama süresi 8 yıl olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla en erken AİHM 2022’de tüm dosyalarını karara bağlamış olacak. Oysa burada çok daha kısa sürede karar çıkabilecek noktada. Verilecek karardan tatmin olunmazsa AİHM’ye yine başvurulabilecek. En fazla Türkiye’den çıkacak karar zamanı kadarlık bir kayıp olur. Bana göre AİHM için engel değil tersine buraya başvurmak daha avantajlı.”
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza