Sıra dışı işler yapan iki kadının Tom Waits'li başarı öyküsü

Kendine özgü deneysel tarzda müzik yapan Neval, uluslararası iki yarışmada finale kaldı.

Yayınlanma: 25.03.2018 - 21:00
Abone Ol google-news

                                                                                fotoğraflar: Artuğ Ermiş

Kendine özgü müzik tarzı ile adından söz ettiren Neval, John Lennon Songwriting  Contest yarışmasında finale kalırken, 16.000 müzisyenin katıldığı, jürisinde Tom Waits,  Lorde,  Ziggy Marley gibi seçkin müzisyenlerin bulunduğu International Songwriting Competition da ise "Terelli" şarkısı ile final mücadelesine devam ediyor.

Neval uluslararası müzik yarışmalarında önemli başarılar elde ederken, "Terelelli", "Agamemnon" ve "Her Anlamlı Şarkı" olmak üzere üç tekli şarkı çıkardı. Biz de albüm hazırlıkları süren genç müzisyen Neval ile müzik yolculuğunu konuştuk.

-Seni biraz tanıyabilir miyiz Neval? Müzik kariyerine nasıl başladın?

1989 Diyarbakır doğumluyum. Bir süre Diyarbakır'da yaşadım. Uzunca bir süredir İstanbul'dayım.  Çocukluğumdan beri müzik hayatımda var. Hep şarkı söylediğimi hatırlıyorum. Kariyer olması çok yeni bir şey. Aslında hala tam olarak kariyer değil, ben başka şeyler yaparken bunun yanında da müzik yapıyorum. Profesyonel şekilde son bir senedir kendi bestelerimi bir aranjör aracılığı ile yapıyorum.

-Seni profesyonel olarak müzikle ilgilenmeye iten ne oldu?

Aslında birkaç etken bir araya geldi. Profesyonel olarak bu işi yapmak istiyordum ama beste yapmamıştım. Beste yapmak yeni bir şey oldu. Deneyip bulduktan sonra 'A ben böyle bir şey yapabiliyormuşum' deyip devam ettim.

Profesyonel olarak başlamadan önce "Dericiler 15" müzik grubu ile bir şeyler üretiyorduk. Etnik caz yapıyorduk. Bu coğrafyada yaşayan dillerden Yunanca'dan, Ermenice'den, Kürtçe'den cover yapıyorduk. Herkesin ayrıca bir işi olduğu için bir araya gelmek, konser vermek, repertuar  hazırlamak bir dert. Bir yere gitmiyor zaten bir zaman sonra. Grup dağıldı, ben o sıralar beste yapmaya başladım. Artık bunun daha düzgün ilerlemesi gerektiğini düşündüm aranjör yardımıyla. Bilen birinin eli değdiğinde o şarkı bambaşka oluyor. Senin yaptığın besteden minicik bir şey kalıyor. (Gülüyor). Bence mantıklı olan da bu.

-Bana göre kendine özgü, deneysel bir tarzın var. Seni tanımayan okuyucularımız için yaptığın müziği nasıl tanımlarsın?

Kendimi arıyorum hala. Sesimin ne olduğu hakkında arayış içindeyim. Aranjörüm Yuri'ye gittiğimde (Yuri Ryadchenko) ne yapmak istediğimi anlatınca 'Newage alaturca müzik yapmak istiyorsun' dedi.  Tarzımı elektronik alt yapılı alaturka olarak tanımlamıştı. Tam olarak buna bağlı kalarak devam etmedik. Şarkının daha çok durumuna göre hareket ettik. Bazen şarkı çok elektronik alt yapı istemedi, yapmadık. Tarzım için etnik elektronika diyen oldu. Genelde rebetiko, seferad müzikleri ile tarz edindim. Kendi yaptığım müziklere bakınca bu tarzları anımsattığı oluyor.



"Müziğim jüriye garip gelmiş olabilir"

-Geçtiğimiz yıl Şubat ayında dinleyici ile buluşan "Terelelli" şarkısı John Lennon Songwriting Contest yarışmasında finale kalmıştı.  Finale kaldığın bu şarkıda seni diğerlerinden ayıran özelliğin ne olduğunu düşünüyorsun?

Yaptığım müzik ile 'dünya müzikleri' kategorisinde yarıştım. Bu kategorinin kendi içinde belirli bir kapsamı var. Birbirine benzeyen şarkılar çıkabiliyor. Diğer yarışmacıları da dinledim, çoğu katılımcı kendi dilinde müzik yapmayı tercih etmiyor. Ana dili İngilizce olmamasına rağmen bu dilde katılan çok vardı. Daha tahmin edilebilir müzik tınısı vardı. Benimki onlar arasında bile daha deneysel kalıyordu anladığım kadarıyla. Onlara da garip geldi bence. Muhtemelen saba makamı olması hoşlarına gitmiştir.  Bir ülkenin bir makamının elektronik alt yapı ile harmanlanması dikkatlarini çekti.

-Aynı zamanda Tom Waits'in de aralarında olduğu seçkin bir jürisi bulunan International Songwriting Competition'da da finale kaldın. Ne hissediyorsun?

Kardeşim sözlerin yazarı. (Yusuf Turhallı). En çok istediğimiz şey Tom Waits ile karşılıklı viski içmek. (Gülüyor). Onun bizi dinleme ihtimali bile çok heyecanlandırıyor, Ebru için de öyle galiba.

-Uluslararası yarışmalara katılıyorsun, hatrı sayılır başarılar elde ettin bile. Bundan sonraki hedeflerin neler? Kardeşinle ortak bir çalışma ortaya çıkarıyorsunuz. Bu birliktelik ileride de devam edecek mi?

Albüm hazırlağımız var. Kardeşim Yusuf Turhallı'nın şiirlerinin arasından seçerek besteler yapıyorum.  Başından beri hedeflediğim şeyleri yapmaya devam edeceğim. Açıkçası ben yaptığım müziğin popüler olacağını düşünmüyorum, özellikle de Türkiye'de. Daha çok uluslararası müzik festivallerinde var olurum diye düşünmüştüm. Ulusalararası yarışmalarda finale kaldığımızı görünce daha çok olacağına inanmaya başladım.

10 yılı aşkın dostluk

Katıldığı iki uluslararası yarışmada da finale kalan Neval'in müzik kliplerini kendi gibi sıradışı çalışmalara imza atan ödüllü yönetmen Ebru Güney çekti.

-Aynı zamanda Neval ile 10 yılı aşkın dostluğun var, müzik dünyasında da yanındasın. Sen neler hissettin finale kaldığını duyunca?

Üniversiteye başladığımızda tanıştık biz. Sinema mezunuyuz ikimizde. Bir şeylere emek verince karşılığını bekliyor insan ister istemez. Neval çok emek veriyor. Ben de o yarışmada finale kaldığında çok mutlu oldum. Ben de kendi çapımda iyi işler yapmaya çalışan biriyim. Videosunu yaptığım şarkının böyle bir başarı elde etmiş olması da ayrıca beni mutlu ediyor.
-İstanbul Fashion Film Festivali'nde "Terelelli"nin müzik videosu ile finale kaldınız...
Evet , finale kaldık. Ödülleri Nike reklam filmleri ile topladı. (Gülüyor).

- Neval'in üç klibinde de imzan var. Yakın zamanda Neval albüm çıkarmayı düşünüyor, beraber çalışacak mısınız?

Öyle umuyorum.

Neval: Ebru şarkıyı beğenmezse klip çekmiyor. (Gülüyor)

Ebru: Bizim bir avantajımız var çalışırken. Birbirimize çok güveniyoruz iş anlamında. Benim kafamda bir şey varsa Neval onu çok sorgulamıyor. Ben de onun neyi sevip sevmeyeceğini biliyorum. Yıllardır tanışıyoruz neticede. Kafa yapımız aynı, bu güzel bir şey. O yüzden iyi işler çıkarıyoruz.

-Hep "Terelelli" üzerinden konuştuk. Ödüllü bir genç bir yönetmensin sen de. Biraz kendini anlatır mısın bizlere?

İzmir doğumluyum. Üniversite için İstanbul'a geldim. Üniversite yıllarımızda beraber çok gezdik. Yurt dışında farklı kültürleri deneyimledik. Yaptığımız iş açısından iyi bir şey bu.

-Pek çok kısa filmin yarışmalarda finale kaldı. Bir kısa filmin de Cannes Film Festivali'nde gösterimdeydi...

Kısa filmlerim var evet. Yaptığım işlerle yetinmiyorum. Uzun metraj çok istediğim bir şey. Bütçesini sağladığımızda kısa sürede umarım yapabiliriz. Portekiz, Almanya, ABD, Meksika'da filmlerim gösterildi. Mezuniyet projem ABD'de ödül aldı. Festivallerden gitmek genç sinemacılar için daha mantıklı diye düşünüyorum.

"Ölene kadar film"

-Senin geleceğe dönük planlarında ne var?

Yapmak istediğim ana şey sinema. Ama müzik video yapmayı da çok seviyorum. Çünkü müziğin kendisini çok seviyorum. Müzikle görsel düşünüp, hayal kurmak bana çok geliştirici geliyor. Ritmik bir şey ile oynuyorsunuz.

Önümdeki hedef sinema yapıp ara ara da müzik videoları yapmak diyebilirim. Uzun vadede ise ölene kadar film yapmak. (Gülüyor)

-Neval,  ilk albümün dinleyicilerin ile ne zaman buluşacak?

2018 yılının sonu ya da 2019 yılının başları olarak planlıyoruz.




Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler