Stoltenberg'in mutabakat açıklamasına Yunanistan'dan yalanlama

Stoltenberg'in, Türkiye ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de çatışmayı önleme mekanizmaları kurmak için teknik görüşmeler yapmak üzere mutabakata vardığını açıklamasının hemen ardından Yunan basınının diplomatik kaynaklara göre verdiği haberde henüz uzlaşıya varılmadığı kaydedildi.

NTV'den Derya Özcan'ın haberine göre, kaynakların “Her şekilde NATO Genel Sekreteri'nin NATO çerçevesinde tansiyonun düşürülmesine ilişkin mekanizmaların kurulmasına yönelik çalışması önerisini dikkate aldık. Ancak tansiyonun düşmesi sadece tüm Türk gemilerinin Yunan kıta sahanlığından uzaklaşması ile mümkün olabilir. ” şeklinde yaptığı değerlendirme dikkat çekti.

"DİYALOĞUN BAŞLANGICI ANLAMINA GELMEZ"

Stoltenberg'in gerginliğin giderilmesine yönelik önerilerini sunduğu yazıya bir hafta içinde yorum yapılmasının istenmesinin hiçbir şekilde diyaloğun başlangıcı anlamına gelmeyeceği savunuldu.

To Vima gazetesinin haberine göre Stoltenberg Yunanistan ve Türkiye'nin NATO'daki askeri temsilcilerine gerginliği azaltmak için farklı seçenekleri içeren bir yazı gönderdi. Ancak bu öneriler şimdilik Atina'nın taleplerini karşılamıyor.

Atina, Oruç Reis'in mutlaka bölgeden gitmesini istiyor. Atina, insiyatifin ilk etapta direkt reddedilmemesi gerektiği değerlendirmesini yaptı ancak diyaloğu direkt kabul ettiği anlamına da gelmiyor.

"10 MİLYARLIK HAVA SAVUNMA GÜCÜ ANLAŞMASI"

Fransa ve Yunanistan'ın Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamaya hazırlandığına ilişkin haberlerse Atina tarafından yalanlanmasa da teyit de edilmiyor.

Yunan basını bu konudaki gelişmelerde Türkiye ile yaşanan gerginliğin belirleyici olacağı yorumunu yapıyor.

Öte yandan Yunan basınında yer alan haberlere göre Yunanistan savunma gücünü artırmaya yönelik olarak 10 milyar euroluk harcama yapmaya hazırlanıyor.

Ancak daha dün Yunan İstatistik Kurumu ELSTAT'ın açıkladığı verilere göre 2020'nin ikinci çeyreğinde Yunanistan'ın GSYİH'nda %15,2 lik bir daralma gözlemleniyor. Doğu Akdeniz'de tansiyonun düşmesi bölgedeki istikrar ve güvenliğin sağlanması kadar, savunma harcamalarının ekonomiye daha fazla yük getirmemesi açısından da önem taşıyor.