Tevfik Fikret'in gözünden 'Aşiyan'
Önce "sanat için sanat", ardından "toplum için sanat" anlayışını benimseyen, şiirlerinde uygarlık ve özgürlük gibi konuları işleyen Tevfik Fikret'in 1906-1915 yılları arasında yaşadığı ve projesini kendi çizerek adını "kuş yuvası" anlamına gelen "Aşiyan" koyduğu evi bugün bir müze...
Aşiyan, bir dönemin İstanbul’una, şair, mimar ve ressam olan Tevfik Fikret’in gözünden bakmaya olanak tanıyor. Mustafa Kemal’in kurtuluş mücadelesi fikrinin gelişiminde en çok etkilendiği isimlerden biri olan Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evi 150 metrekare üzerine 3 katlı ahşap bir yapı.
Bahçesinde Tevfik Fikret’in mezarının da bulunduğu ev 1945’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) devralınıp 1961’e kadar “Edebiyat-ı Cedide”, 1961’den sonra ise “Aşiyan Müzesi” olarak hizmete açılıyor. Geçmişte mutfak olarak kullanılan zemin kat, bugün müzenin idari işlerine tahsis edilmiş durumda.
Binanın ilk katında yer alan Edebiyat-ı Cedide odasında Tevfik Fikret’in Galataray Lisesi ve Robert Kolej’de görev yaptığı yıllarda çekilmiş fotoğrafları, boya ve çizim takımları bulunuyor. Müzenin giriş katında bulunan bir diğer oda ise “Şair-i Azam” unvanıyla tanınan şair ve oyun yazarı Abdülhak Hamit Tarhan’a ait.
Son halifenin tabloları
Tarhan’ın özel eşyaları, el yazmaları, kitapları, çalışma masası, madalya ve nişanları ile aile bireyleriyle kendisinin yer aldığı yağlıboya portreler yer alıyor. Abdülhak Hamit’in kendinden 45 yaş küçük olan son eşi Lüsyen Hanım’ın anı olarak eşine hediye ettiği bir tutam saçı da sergilenen parçalar arasında. Müzede Abdülhak Hamit’in odasında yer alan “Küçüksu Kasrı” ve Tevfik Fikret’in çalışma odasında bulunan ve şairin “Sis” şiirinden esinlenilerek çizelen “Sis” tablosu son halife Abdülmecit Efendi’ye ait.
Müze sorumlusu Atıf Çınar, “Sis” tablosunun ilk bakışta yalnızca sisli bir gün izlenimi vermesine karşın dikkatli bakıldığında tabloya gizlenen bir İstanbul silueti olduğunu belirterek “Tablonun ortasında, sisler arasında silik alanda bir cami kubbesi ve iki tarafında da minareler var. Tablonun daha alt kısmında ise ayaklar üzerinde uzayan Galata Köprüsü görünüyor” dedi.
İmkânsızlıklar içinde inşa edilmiş
10 yıldır müze sorumlusu olarak görev yapan Atıf Çınar, Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evi inşa ettirmek için Aksaray’da bulunan evini sattığını anlatarak “Tevfik Fik-ret, Aksaray’daki evini sattıktan sonra bir müteahhitle bu evin yapılması için anlaşmış. Paranın da bir kısmını müteahhite peşin ödemiş. Ancak bir süre sonra müteahhit paralarla birlikte kaçmış. Uzun süre açıkta kalan Tevfik Fikret ve eşi Nazime Hanım daha sonra borç bularak bu evi yaptırmayı başarmışlar. 1905’te buraya taşınan Tevfik Fikret yalnızca 9 yıl burada yaşayabildi. Ölümünden sonra eşi 1945’e kadar geçinmek için odaları öğrencilere kiraya vermiş. Daha sonra da belediyeye devretmiş” dedi.
Tevfik Fikret’in tek oğlu olan Haluk’un eğitim için Avrupa’ya gittiğini ve bir daha Türkiye’ye geri dönmediğini de kaydeden Çınar, “Şairin oğlunun Avrupa’da kalarak papaz olmaya karar vermesi, Tevfik Fikret’in sağlığını olumsuz etkilemiştir. Şeker hastası da olan Tevfik Fikret, 19 Ağustos 1915’te bu evde vefat etti” diye konuştu.
12 bin ziyaretçi
Aşiyan Müzesi’nin yılda 12 bin civarında yerli ve yabancı ziyaretçiyi kabul ettiğini de söyleyen Çınar, müzedeki en büyük zorluğun tabloların bakımı ve eserlerin ziyaretçiler tarafından zarar görmemesini sağlamak olduğunu söyledi. Müzenin 3 ay sonra bakıma alınacağını da ifade eden Çınar, “Aşiyan Müzesi, 5 yılda bir bakıma alınıyor. Bu dönem bakımı için ihale tamamlanmış durumda ve 3 ay sonra çalışmalar başlayacak. 4 ila 6 ay arasında sürmesini planladığımız bakım çalışmaları için 1 milyon TL harcanması öngörülüyor” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke