154 yıldır "Türkiye'nin kahvecisi": Kurukahveci Mehmet Efendi

154 yıldır "Türkiye'nin kahvecisi": Kurukahveci Mehmet Efendi

29.05.2025 12:00:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
154 yıldır

Ülkemizde Türk kahvesi denince ilk akla gelen marka, 1871 yılından bu yana Türk kahvesi kültürünü yaşatan Kurukahveci Mehmet Efendi’dir. Dünyada da en eski yaşayan kahve markaları arasında yer alan Mehmet Efendi günümüzde beş kıtada 60 ülkeye ihraç ediliyor.

Türk kültüründe yorgunluk atmak ve sohbetlere keyif katmak için içilen, konuğa gösterilen sevgi ve saygının temsilcisi olan Türk kahvesi halen ülkemizde en çok tüketilen, en çok tercih edilen kahve türüdür. 

Kaliteden ödün vermeyerek 154 yıldır varlığını sürdüren aile şirketi, Türk kahvesinin “kültür elçiliği” görevini büyük bir gururla üstlenmiştir. Yıllardır çok sayıda yurt içi ve yurt dışı fuarlarda, festivallerde katılımcı ve konuklara Türk kahvesi sunarak yaptığı elçilik görevini, günümüzde sosyal medya kanalları aracılığıyla da sürdürüyor.

YENİLİKÇİLİĞİN VE GÜVENİRLİĞİN SİMGESİ

Türk kahvesi, 19. yüzyıl sonlarına kadar çiğ çekirdek olarak satılıyor ve evlerdeki kahve tavalarında kavrulduktan, el değirmeninde çekildikten sonra pişirilip içiliyordu. Süleymaniye Medresesi’nde eğitim gördükten sonra, babasının baharat ve çiğ kahve satan dükkânında çalışmaya başlayan Mehmet Efendi, 1871 yılında işin başına geçti ve o zamana kadar çiğ çekirdek olarak sattıkları kahveyi, “kavrulmuş”, “öğütülmüş” ve “paketlenmiş” olarak tüketime hazır şekilde İstanbullular’a sundu. Böylece İstanbul Tahmis Sokağı’nda taze kavrulmuş, mis gibi kahvenin kokusu çevreye yayılırken, Mehmet Efendi bu yenilik ve sağladığı kolaylıkla kısa sürede tanınarak, “Kurukahveci Mehmet Efendi” diye anılmaya başladı.


CUMHURİYETİN ÇOCUKLARI

1931 yılında vefat eden Mehmet Efendi’nin ardından oğulları Hasan, Hulusi ve Ahmet Beyler baba mesleğini sürdürdüler. Aile 1934 yılında “Kurukahveci” soyadını aldı. Mehmet Efendi’nin vefatından sonra kardeşlerin en büyüğü Hasan Bey (1897–1944) aile şirketinin yönetimini üstlendi. Ortanca kardeş Hulusi Bey (1904–1934) gerek üretimde gerekse pazarlamada yeniliklere öncülük ederek Tahmis Sokağı’ndaki tarihî dükkânın yerine, dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a günümüzde de kullanılmakta olan art deco tarzında bir bina inşa ettirdi. Ayrıca 1933 yılında, dönemin usta grafik sanatçısı İhap Hulusi Görey’e halen markanın yüzü olan “Kahve İçen İnsan” logosunu tasarlattı. Hulusi Bey’in genç yaşta hayata veda etmesi, Hasan Bey’in de rahatsızlanmasının ardından yönetimi yurt dışında eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Kurukahveci devraldı. Ahmet Bey’in dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor olması, onu firmayı çağdaşlaştırma yönünde adımlar atmaya yöneltti.

HER YUDUMDA AYNI KEYİF

Kahve üretimi, çiğ çekirdeği satın almadan harmanlamaya, kavurmadan öğütmeye ve paketlemeye kadar her aşamada ayrı bir ustalık, bilgi, tecrübe, birikim ve incelik ister. Türklerin dünyaya armağan ettiği Türk kahvesini, gelecek nesillerle buluşturma bilincini taşıyan firma, kahveseverlere her yudumda aynı kalite ve keyfi ulaştırmayı amaçlıyor.

Kurukahveci Mehmet Efendi’nin başta Türk kahvesi olmak üzere, tüm kahve çeşitleri özenle seçilen, yüksek kalitede Arabica türü çekirdeklerden üretilir. Çekirdeğin yöreye özgü aromasını ortaya çıkarmak için, özel tasarım kavurma makineleri kullanılır. Bu makinelerde yapılan işlem sırasında kahvenin kalitesi ve performansı en üst seviyeye çıkar. Böylece en ideal harman ve aroma profili oluşturulur.


DÖRT NESİLDİR KALİTENİN SIRRI

Geleneksel ustalık ve titizlikle, ileri teknoloji kullanılarak öğütülen ve paketlenen kahveler, özel ambalajları sayesinde aroma ve tazeliğini uzun süre korur. Dört nesildir babadan oğula, ustadan çırağa devam eden bilgi, birikim ve özen, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin geleneksel kalitesinin günümüzde de en yüksek seviyede tutulmasını sağlıyor.