Gastronomi ve sinemanın nabzı 23-25 Mayıs'ta Urla’da atacak: 'Sofradan beyazperdeye'

Gastronomi ve sinemanın nabzı 23-25 Mayıs'ta Urla’da atacak: 'Sofradan beyazperdeye'

21.05.2025 08:17:00
Güncellenme:
Mehmet S. Aman
Takip Et:
Gastronomi ve sinemanın nabzı 23-25 Mayıs'ta Urla’da atacak: 'Sofradan beyazperdeye'

İki ayrı dünya, iki ayrı kültür; gastronomi ve sinema. Bu iki ayrı kültür, 23-25 Mayıs tarihleri arasında, Urla’da ilk kez düzenlenecek Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’yle bir araya gelecek.

“Sofradan Beyaz Perdeye” sloganıyla yaşama geçen festivalde, gastronomi dünyasının önemli şeflerinden, yenilikçi sanatçılara; sinema dünyasının temsilcilerinden yemek kültürü üzerine çalışan tarihçilere kadar birçok farklı alandan konuşmacı ve film izleyicilerle buluşacak.

Festivalin etkinlikleri Urladam ve Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde yapılacak. Festivalin programına sosyal medya platformu Instagram’daki “gastronomifilmfestivali” resmi hesabından ulaşılabilecek.

Urla Gastronomi Film Festivali’nin direktörü Gülper Ergün’le festivali konuştuk.

- Gastronomi ve sinema... İki ayrı dünya. Bir araya getirme fikri nasıl doğdu?

İlk bakışta farklı gibi görünseler de gastronomi ve sinema aslında insan hikâyelerini anlatma konusunda çok yakın alanlar. İkisi de kültürü, belleği, duyguyu taşıyan güçlü araçlar. Benim için yemek hiçbir zaman sadece bir tabaktan ibaret olmadı. Yemeğin üretiminden sunumuna kadar her aşaması bir anlatı içeriyor. Bunu evrenselleştirecek en doğal araç da sinema. Bu fikir uzun zamandır içimdeydi; doğru zaman, doğru ekip ve doğru yerle hayata geçti.

YAŞAM VE SİNEMA

- İki ayrı dünya ama aslında sıkı sıkıya bağı olan iki farklı kültür. Sinema hayatı anlatır, yemek de hayatın en önemli unsurudur. Nasıl değerlendirirsiniz bu bağı?

Tam da bu yüzden bu festivali kurduk aslında. Sinema, yaşamı olduğu gibi anlatabilen nadir sanat dallarından biri. Yemek ise yaşamın ta kendisi.

Sadece bir sofraya değil, bir kültüre, bir hafızaya, bir coğrafyaya dokunur. Şeflerin hikâyeleriyle dolu belgesellerden tutun da bir filmdeki sessiz bir yemek sahnesine kadar. Tüm bu detaylar, aslında insanın kim olduğunu anlatır. Biz bu anlatının izini sürmek istedik.

- Festivalle ilgili ayrıntıları sizden öğrenmek isteriz. Neler göreceğiz festivalde?

Festivalde üç uzun ve dört orta metraj film gösterimi olacak. Ayrıca 15’ten fazla bağımsız kısa gastronomi belgeselinden oluşan güçlü bir seçki hazırladık.

ICGAT (International Institute of Gastronomy, Culture, Arts and Tourism) ile yaptığımız işbirliği sayesinde, “Yemek Filmleri Menüsü” seçkisinden seçilen uluslararası tanıtım filmlerine de programımızda yer verdik.

Değerli markalarımızın ve şeflerimizin katkısıyla düzenlenecek tadım etkinlikleri, söyleşiler ve deneyim alanlarıyla içeriği zenginleştiriyoruz. Her söyleşinin temelinde yerel gastronomi ve bu kültürün medya ile ilişkisi olacak.

Yeme-içme alanımızda ise klasik çözümlerden uzak, yerel üreticilerle şekillendirilmiş bir atmosfer kuruyoruz.

GÖÇ, HAFIZA, EMEK...

- Filmlerin odağı gastronomi mi olacak? Yoksa çeşitli bir seçki mi olacak?

Odağımız gastronomi. Ama bunu sadece yemek üzerinden değil, yemeğin etrafındaki hikâyeler üzerinden okuyoruz.

Göç, hafıza, emek, üretim, kültür aktarımı gibi çok katmanlı başlıklar içeriyor bu seçki.

Yani doğrudan mutfakta geçen belgeseller de var, mutfağın dışında ama onunla bağlantılı insan hikâyeleri de.

- Festival, Urla gibi bir gastronomi merkezinde yapılacak. Aslında ülkemizde gastronomisi ile ünlü pek çok bölgemiz var. Neden Urla?

Urla’nın üretim kültürü, doğal yapısı, sanata olan yakınlığı ve yerel karakteriyle bu festivale ruh verecek en doğru yer olduğuna inanıyoruz.

Aynı zamanda Urladam gibi büyük bir sanat kompleksinin burada bulunması, bize yaratıcı bir alan açtı.

Elbette Türkiye’nin birçok bölgesi gastronomi açısından çok kıymetli ama bu yapı Urla’dan başlamalıydı.

Festivalin merkezinde Urla olsa da sinema sayesinde bu hikâyeyi çok daha geniş coğrafyalara taşıyacağımızı biliyoruz.

İlgili Konular: #gastronomi