Modern öykünün serüveni!

Modern Öykü-Teorik ve Pratik Bir Çalışma (Çeviren: Arzu Eylem / NotaBene Yayınları), öykü türünün, edebi modernizmin özünü içerdiğine ve yirminci yüzyıl deneyiminin epizodik doğasını yansıtmada büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanan Dominic Head’in öykünün modern eleştiri kuramlarında hak ettiği değerin verilmediğinin altını çizdiği bir çalışması. Bu tutumun nedenleri üzerinde dururken pek çok kuramı ve kuramcıyı da doğru ve yanlışlarıyla incelemesinin merkezine alan, öyküye “özenli modern biçim” diyen ve türün hâkim ideolojiyle doğallığında çatıştığını iddia eden Head; bakışını Althusser, Jameson, Bakhtin, Eagleton gibi düşünürlerle bütünlerken beş modern yazarın, Joyce, Woolf, Mansfield, Lewis ve Lowry’nin metinlerini de çözümlüyor.

Yayınlanma: 30.07.2022 - 00:02
Abone Ol google-news

ROMAN-ÖYKÜ İKİLEMİ

Modern Öykü-Teorik ve Pratik Bir Çalışma (Çeviren: Arzu Eylem / NotaBene Yayınları) adlı çalışmasında, edebi biçimlere ilişkin tek bir tanım yoluna gitmenin biçimlerin sürekli bir değişim içermeleri nedeniyle sağlıklı olmayacağını belirten Dominic Head, modern bir kurmaca olmasına karşın öykünün, eleştirmenlerce ihmal edilişinin nedenlerinden biri olarak roman-öykü ikilemini gösterir.

Bu bağlamda öykünün yanlış bir yerde konumlandırıldığını savunan yazar, öykünün kilit unsuru olarak yoğunluğunu ve abartma becerisini görür. Pek çok eleştirmenin anlatının uzunluğuna göre hareket ederek öyküyü roman karşısında konumlandırdığını ve böylece öykünün ne olduğu hakkında derin bir yanılgıya düştüklerini belirtir.

Hacimden yola çıkan eleştirmenlerin öyküyü daha kısa ve değersiz bir tür olarak romana bağlamalarını eleştiren Head şunları söyler:

“Öykünün uzunluğunu salt romana göre tanımlama tavrı bariz şekilde yetersizdir. Tümüyle niceliğe bağlı her kıyaslama, yalnızca mantıksızca ‘uzun -daha- iyidir’ yargısını besler ve asıl meseleyi göz ardı eder.”

Yazara göre roman-öykü karşılaştırmasında eleştirmenlerin içine düştüğü diğer bir yanılgı da, “Öykü tam uzunlukta bir anlatı değilse, tam uzunlukta bir yaşamı da anlatamaz” görüşüdür.

Head, on dokuzuncu yüzyıl romanlarıyla öykü türünü karşılaştırmak böyle bir yanılgıya düşmeyi kolaylaştırsa da, yirminci yüzyılın modern romanlarına baktığımızda -sadece bir günü anlatan romanlar gibi- bu tutumun da hatalı olduğunu gösterir.

BÜTÜNLÜK ESTETİĞİ

Yazarın karşı çıktığı bir diğer görüş Bütünlük estetiğine ilişkindir. Bütünlük estetiğinin kilit yönü, öykünün tek karakter üzerinde yoğunlaştığı fikridir.

Öykü-roman ayrımına bu açıdan bakan Elizabeth Bowen, öykünün karakter analizi için kullanılamayacağını, bu işin büyük portreyle ilgilenen romancının alanına girdiğini imler.

Head, bu fikrin belirli bir ölçüde gerçeklik taşısa da çarpıtma içerdiğini ve indirgeyici olduğunu söyler.

ÖZENLİ MODERN BİÇİM: ÖYKÜ!

Çalışmasının iskeletini bu düşünceler ve karşı çıkışlar üzerine kuran, pek çok kuramı ve kuramcıyı da doğru ve yanlışlarıyla incelemesinin merkezine alan, öyküye “özenli modern biçim” diyen ve türün hâkim ideolojiyle doğallığında çatıştığını iddia eden Dominic Head, bakışını Louis Althusser, Fredric Jameson, Mikhail Bakhtin, Terry Eagleton gibi düşünürlerle parlatır.

Yazar sonraki bölümlerde, metinlerini çözümlediği J. Joyce, V. Woolf, K. Mansfield, W. Lewis ve M. Lowry gibi öncül isimleri merkeze alarak önceki bölümde ortaya koyduğu teknik konuların pratik araştırmasını yapar.

Joyce ile ilgili bölümde Dublinliler’i inceleyen HeadWoolf ile ilgili bölümde yazarın öykülerindeki deneysellik üzerinde durur.

Mansfield ile ilgili bölümde öykülerinin merkezini teşkil eden muğlak karakterizasyon meselesine kafa yoran yazar, Lewis’e ayırdığı bölümde ise Vahşi Beden ve Lowry’nin Bizi Yaşadığın Cennetten Duy Ey Tanrım adlı yapıtlarını ele alır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler