Aşkın bale hali: La Bayadère
Aşkın en hazin ifadelerinden olan La Bayadère balesi; başarılı sanatçıları, ihtişamlı dekor ve kostümleri ile büyülü anlar yaşattı.
Klasik balenin önemli bestecisi Ludwig Minkus’un repertuvarı Süreyya Operası’nda sahnelendi
Eser, 29 Nisan Dünya Dans Günü kapsamında bu akşam tekrar izleyiciyle buluşacak.
Evin Sanat Galerisi’nde Osman Nuri İyem’le ‘Yeniden Cesur Dünya’yı konuştuk: İstikrarsızlığın gösterişi
İngilizcedeki cesur (brave) sözcüğü Shakespeare döneminde “güzel” anlamındaydı. Galerist Osman Nuri İyem, Aldous Huxley’in “Cesur Yeni Dünya” distopyasından etkilenip kendisi bir söz oyunu yapıyor ve Evin Sanat Galerisi’nde “Yeniden Cesur Dünya” adını verdikleri “güzel” bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Bunu duyunca karanlık, kötücül anlamlar taşıyan işlerin sergilendiğini düşünmeyin. İyem bunu, “Romanda güzel sanatların yasaklandığını okuruz. Burada bir distopyayı betimleme iddiasında değiliz, aksine güzel sanatlara sahip çıkma iddiasındayız. Sergi farklılıklarla oluşturuldu, sanat işte budur: İstikrarsızlığın gösterişine sahip çıkmaktır” diye açıklıyor.
İstanbul Devlet Opera Balesi'nin 'Yeni Hayat' gösterisi karanlığa karşı 'umut' uyandırıyor
Modern dansın çıkış yolu marjinal düşünüş ve klasiğe olan isyandır. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Modern Dans Topluluğu MDTist’in geçen sezon dünya prömiyeri yapılan “Yeni Hayat” adlı gösterisi de koreografileriyle yaşadığımız isyanların sonucu olarak olası bir yeni yaşamın, sürecin çağrışımını yapıyor.
Çanakkale sergisi 16 Nisan’a kadar İstanbul Yelken Kulübü’nde görülebilir
“Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” 108. yıldönümüne eriştiğimiz Çanakkale Deniz Zaferi’nin sonunda Mustafa Kemal Atatürk tarafından söylenen bu söz, tarihte bir savaş sonunda söylenmiş belki en hüzünlü sözdür. Bu topraklarda ölen yabancı askerleri de kendi şehitleri gibi bağrına basan bir komutanın yani Atatürk’ün mektubundan yola çıkarak İstanbul Yelken Kulübü de kimseyi “düşman” görmediği bir sergiye ev sahipliğine başladı.
Modiano’dan yaşama tutunan ‘Bir Gençlik’!
Patrick Modiano, her romanında var olan sis bulutunu Bir Gençlik’te de (Çeviren: İsmet Birkan / Can Yayınları) havaya saçıyor ve Paris’in karanlık sokaklarında var olmaya, yaşama tutunmaya çalışan Louis ve Odile’in bu sis bulutunu aralayıp yollarını bulabilmelerini ustaca hikâyeleştiriyor.
Berke Yazıcıoğlu'nun resim ve grafikle iç içe geçmiş işleri beden ve nesneler odaklı
Genç sanatçıların sanat ortamında görünür olabilmeleri yetenekle birlikte şans da gerektiriyor. Geçen günlerde Dirimart’ta “Gece Vakti” adlı sergisi sanatseverlerle buluşan Berke Yazıcıoğlu da hem yetenekli hem de şanslı sanatçılardan biri. Yağlı boya, Hint mürekkebi gibi farklı malzeme ve tekniklerdeki işlerinin bir araya geldiği sergide sanatçı aldığı eğitimin de etkisiyle grafik tasarım ve resmi iç içe geçiren işleriyle adından söz ettiriyor.
Lovecraft’tan korku dolu öyküler!
Korku, gizem, tekinsiz orman ve evlerin, mahzen ve tabutların her sayfada ardı arkası kesilmeden anlatıldığı bu klasik öyküler yazarın yalın biçemi ve sürükleyici kurgusuyla türe uzak okuru da içine çekecek.
Ressam Tülin Kaynak bugün açılacak tek günlük sergi için için 20 eserini bağışladı
Büyük deprem felaketinin ardından travma yaşayan çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilmek amacıyla “Çocuk Sanat Çadırı” projesi hayata geçiriliyor. Bu kapsamda Rotary 2420 Bölgesi’nin hazırladığı 100. Yıl İklim Kongresi’nde açılacak olan ressam Tülin Kaynak’ın “Derin” adını verdiği sergi de büyük öneme sahip. Kaynak, sergi için 20 eserini verdi. Elde edilecek gelir bu proje ve çocuklar için kullanılacak.
‘Zorbanın cinsiyeti yok’
Lorca’dan uyarlanan Bernarda oyunu, otoritenin kadına uyguladığı baskıyı ele alıyor.
Dönüşen sanata örnek sergi: ‘Islak Işık’
Sanatçı Ebru Uygun, klasik sanata başkaldırı niteliğindeki ‘Islak Işık’ sergisiyle Dirimart’ta.
1918-1923 arası işgali yaşayan şehir ve halkın tanıklıkları 100 yıl sonra anımsanıyor
“Kendimi işgal altında hissettim.” Sayfamızın şefi Yazgülü Aldoğan, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açılan “Meşgul Şehir” sergisini beraber gezerken bana böyle söyledi. Bir İstanbul âşığı olarak söylediğinde o derece haklıydı ki bunu hissetmemiz ve dile getirmemiz için sergi salonuna girip iki üç fotoğrafa bakmamız yetti.
Lora kendisiyle savaşıyor!
Mithat Ozan Küren’in yazıp yönettiği oyun Lora, Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda izleyiciyle buluşuyor.
Farklı kuşaklardan 11 sanatçının şehir fotoğraflarından oluşan sergi Pera Müzesi’nde
İstanbul tarih boyunca yerli ve yabancılar için ilgi devşiren, her köşesinde tarifsiz zenginlikler barındıran bir kent. Günümüzde de kültür sanatın en önemli duraklarından biri. Kimilerinin kaçıp gitmek istediği, ona hissedilen aşkın acısıyla bağlılığın daha da güçlendiği, güzellikleriyle adeta bir vaha. Ama bu güzel şehrin değerini biliyor muyuz? Betonlaşma, Kanal İstanbul derken kendi kuyumuzu kazıyoruz. Diğer yandan tahammülsüzlükler artıyor; “öteki”leri daha da ötekileştiriyoruz.
Rego, Pera’da hikâyeler anlatıyor
Portekizli ressam Paula Rego’nun görsel hikâyeleri Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
Hasan Cem Araptarlı'dan 'İstanbul Balıkçıları' sergisi
Ödüllü fotoğraf sanatçısı Hasan Cem Araptarlı, “İstanbul Balıkçıları” adlı kişisel sergisiyle 18 Aralık’a kadar bomontiada’da.
Sevim Ersoy'un 'Geçmiş Zaman Olur Ki' sergisi 18 Aralık'a kadar görülebilir
Geleneksel çiniye özgün bir yorum katan Sevim Ersoy’un “Geçmiş Zaman Olur Ki” sergisi 18 Aralık’a kadar Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde.
Patrick Modiano’dan ‘Hüzünlü Ev’
Altmışlı yıllar, bir yaz mevsimi. Victor Chmara, Cezayir Savaşı sürerken Paris’ten kaçarak Fransa-İsviçre sınırındaki küçük bir tatil kasabasına gelir. Etrafı keşfederken gizemli Doktor Meinthe ve kariyerinin henüz başındaki güzel aktris Yvonne’la tanışan Victor, kısa süre içinde Fransız bohem yaşamına dalarak huzurlu bir yaz sürmeye başlar. Fakat çok geçmeden, arkadaşlarının yaşamlarının da yanıtsız sorular, belirsiz gerçeklerle dolu olduğunu anlayacaktır.
Nobel Edebiyat Ödüllü Patrick Modiano’nun Nobel Edebiyat Ödüllü Patrick Modiano’nun 1975’te yayımlanan, hatırlama eyleminin gerçeklerle yüzleşmede oynadığı kilit role dikkat çeken romanı Hüzünlü Ev (Çeviren: Alper Bakım / Can Yayınları) zaman, mekân, kimlik ve bellek üzerine bir kayıp zaman arayışı.
Mehmet Özenbaş'tan sergi: ‘Kar Yağarken Ağlanmaz’
Sanatçı Mehmet Özenbaş, Kar Yağarken Ağlanmaz adlı kişisel sergisiyle Piramid Sanat’ta sanatseverlerle buluşuyor.
Bir ölüm güzellemesi: ‘Hiçbir Yer’
Anna Laudel Istanbul, Mehmet Sinan Kuran’ın son kapsamlı sergisi ‘Hiçbir Yer’e ev sahipliği yapıyor.
Saldırılar korkutmamalı
Yazar Salman Rüşdi, ABD'nin New York eyaletindeki bir konferansta bıçaklı saldırıya uğradı.
Halid Ziya’dan ‘Bir Acı Hikâye’
Türk romanının öncü ismi, büyük usta Halid Ziya Uşaklıgil, anı türünde de yetkin örnekler verdi. Kırk Yıl ile Saray ve Ötesi’nin son halkası sayılabilecek Bir Acı Hikâye (Can Yayınları), oğlu Halil Vedad’ın Tiran’da görevli olduğu sırada yaşamına son vermesi üzerine kaleme aldığı son anı kitabı. Oğlunun doğumundan ölümüne dek titiz ve ayrıntılı bir biçemde yaşadıklarını kaleme alan yazar, her bir sayfada evladının kaybından dolayı ateşler içinde yandığını duyumsatıyor.
Gogol ile bulvarda akıp giden yaşamlar!
“Gogol’ün, Can Yayınları’nın Kısa Klasikler dizisinden, Mehmet Yılmaz’ın çevirisiyle yayımlanan yapıtı; Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Hatıra Defteri, Fayton gibi çok bilinen ve Petersburg Öyküleri başlığıyla derlenen öykülerinden biri.
Öykü; biri ressam diğeri subay olan iki arkadaşın yaşamlarının Neva Bulvarı’nda âşık oldukları iki kadın üzerinden aniden değişmesini adeta resmediyor. Gogol, sıradan bir âşık olma durumunun ötesinde sınıfsal farklılıkları da Rusya soğuğu gibi sertçe yüzümüze vuruyor.”
Edebiyatın çınarı Rıfat Ilgaz, Cide’de anıldı
Rıfat Ilgaz, aramızdan ayrılışının 29. yıldönümünde Cide'de düzenlenen Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali'nde anıldı.
Sergide farklı disiplinlerden 11 sanatçının işleri yer alıyor
Zaman nedir? Bu; geçmişten bu yana bilim insanlarının, filozofların ve sanatçıların yanıtını aramaya çalıştıkları bir soru olmuştur.
Allende: ‘Kaçmak milyonlarca insanın kaderidir!’
Ruhlar Evi’nden bu güne darbeler, göçmenler, politikanın halklara yaşattığı acıları derinlikli bir biçemle işleyen Allende, yayımlanan yeni romanı Denizin Uzun Taçyaprağı’nda (Can Yayınları / Çeviren: İnci Kut), faşist General Franco’nun darbesi sonucu İspanya İç Savaşı’ndan Şili’ye, Pablo Neruda’nın deyişiyle “uzun taçyaprağı”na kaçan, Pinochet’in darbesiyle buradan da savrulan bir avuç insanın yaşama tutunabilme mücadelesini -kendi geçmişinden de pay biçip- duygu dolu satırlarla kaleme alıyor.
Şili’de hep bir sosyalizm umudu olduğunu gördüğümüz Denizin Uzun Taçyaprağı, Nobelli şair Neruda’ya da bir saygı duruşu niteliğinde.
Dokuma bilimle birleşirse…
Dünyaca ünlü tekstil sanatçısı Belkıs Balpınar’ın Mikro-Makro adlı sergisi Anadolu kilim kültürü, bilim ve çağdaş sanatı özgün çalışmalarıyla Anna Laudel’de bir araya getiriyor.
Tahsin Yücel’den yazınsal tartışmalar! (28 Mart 2022)
2016’da yitirdiğimiz, bilim insanı, romancı, öykücü, çevirmen, eleştirmen ve dilbilimci büyük usta Tahsin Yücel’in, Tartışmalar (Can Yayınları) adlı yapıtında, edebiyat dünyasıyla girdiği, “çift yönlü anlatı izlencesi” olarak tanımladığı on iki tartışma yazısı yer alıyor.
Farklı edebi figürlerin yapısalcılık akımına getirdiği eleştirilere, yazın ödüllerinin seçici kurullarında görev alanları eleştiren Aziz Nesin’e ve Fethi Naci’nin Peygamberin Son Beş Günü incelemesine yanıt veren Yücel, ayrıca Türk Dil Kurumu’nu savunuyor ve Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ını eleştiriyor.
Her şeyin eleştirilebilir ve herkesin eleştirmen olduğu bir dönemde nasıl dürüst bir eleştirmen olunabileceğini anımsatıyor.
Modiano’dan yaşama tutunan ‘Bir Gençlik’!
Patrick Modiano, her romanında var olan sis bulutunu Bir Gençlik’te de (Çeviren: İsmet Birkan / Can Yayınları) havaya saçıyor ve Paris’in karanlık sokaklarında var olmaya, yaşama tutunmaya çalışan Louis ve Odile’in bu sis bulutunu aralayıp yollarını bulabilmelerini ustaca hikâyeleştiriyor.