İnegöl Belediyesi, düzenlenen bu etkinlik ile şehrin turizmde
yeni bir sürece girmesini hedeflerken, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban
turizmcilere seslenerek; "Rotanız İnegöl olsun" çağrısında bulundu. İki
günlük organizasyonda İnegöl’ün tüm yönlerini keşfetme imkanı bulan konuklar,
doğasından gastronomi lezzetlerine şehrin her bir değerini deneyimleme fırsatı
buldular. Perşembe günü İnegöl köftesi tanıtımı ve ikramıyla başlayan programda,
sırasıyla; çarşı bölgesi ve İshakpaşa Camisi ile türbesi, İnegöl Kent Müzesi,
Mobilya ve Ağaç İşleri Müzesi ziyaret edildi. Ardından Tuzla kırsal mahallesinde
Türkiye’nin tek parça halinde ekili en büyük yaban mersini tarlası ziyaret
edilerek yaban mersini hasadı yapıldı.

Patika Kafede yaban mersini ile
ikramlar hazırlanarak yeni lezzetler keşfedildi. Günün finali ise Ortaköy Tarihi
Kervansarayında Gastro İnegöl çalışmaları ile ortaya çıkan İnegöl’ün lezzetleri
konuklara ikram edilerek tanıtıldı. Cuma günü ise Oylat gezisi ile başlayan
programda, İnegöl’ün eşsiz doğası keşfedildi. Oylat’ın yeşil ormanları
içerisinde yürüyüş yapan konuklar, ardından bir diğer tarımsal değerimiz çilek
hasadı için Kurşunlu Mahallesine geldi. Kafile, burada çilek hasadı yapıp çilek
bahçelerini gezdikten sonra Kazancı bölgesinde ziyaret ve incelemeler yaptı. İki
günlük İnegöl turu Gençlik Merkezi zemin katında bulunan Nöbetçi Kütüphane
ziyareti ve yemek ikramıyla son buldu.
KÜLTÜREL ZENGİNLİK GASTRONOMİ ZENGİNLİĞİNE DÖNÜŞTÜ
İki günlük programa ilişkin değerlendirmelerde bulunan
İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl’ün kültürel zenginliğine dikkat
çekerek; “TÜRSAB yöneticilerimizi, alan başkanlarımızı, turizm acentelerini, turizm uzmanlarını, gastronomi yazarlarını şehrimizde ağırlıyoruz.
Biz bu çalışmayla neyi hedefliyoruz dersek; İnegöl’ümüz iyi bir sanayi şehri.
Beraberinde İnegöl bereketli toprakların bulunduğu bir tarım şehri. Bunlarla
birlikte İnegöl’ün turizm yönünü de ön plana çıkarmak istiyoruz. İnegöl şehri,
üzerinde kurulu bulunduğu yaklaşık bin km2’lik alanın yüzde 50’si ormanlarla
kaplı bir şehir. Uludağ’ın eteklerinde kurulmuş, eşsiz güzelliklere sahip bir
şehir. Havasıyla, suyuyla, ormanlarıyla, yaylalarıyla, şelaleleri ve
mağaralarıyla çok kıymetli bir lokasyonda bulunuyor. Buradan hareketle bu
şehirde Türkiye’nin tüm vilayetlerinden yaşayan vatandaşlarımız var. Bununla
alakalı olarak da biz bunu bir zenginlik olarak görüyoruz. Bu kültürel
zenginliğin de meyvesi olarak yemek zenginliğini görüyoruz. Bunun da bir
gastronomi zenginliğine dönüşmesi için bugün bu kıymetli heyetlerle çalışmalar
yapıyoruz” dedi.
