Biz ne Trump'lar gördük! - Mahmut Şenol

Biz ne Trump'lar gördük! - Mahmut Şenol

11.05.2025 04:00:00
Güncellenme:
MAHMUT ŞENOL
Takip Et:
Biz ne Trump'lar gördük! - Mahmut Şenol

“Evlere şenlik” ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’yı 51. eyalet yapmak, şimdi siyasetten çekilmiş ama birkaç ay evvel yakışıklı başbakan diye adlandırılan Justin Trudeau’yu da yeni kurulacak eyaletin valisi ilan etmek gibi zırvalarla tehdit edince 210 yıl önce görevini tamamlamış bir askeri milis kuvveti tekrar silah kuşandı.

Kanada milisleri, tarihe atıf yaparak “Biz ne Trump’lar gördük, buna mı pabuç bırakacağız!” diye meydan okuyor.

Kurtuluş Savaşım’ızın siyasi temeli olan “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” çerçevesinde örgütlenmiş Kuvayı Milliye milislerini anımsatan bir benzer geçmişi var: Milis kuvvetinin adı tarihe “Kanada Savunma Piyade Alayı-KSPA” olarak geçer.

1803’te, Kanada’yı ABD’den korumak için İskoçya’da kuruldu. O sırada Hindistan sömürgesinde çıkan karışıklıkları önlemek üzere bu birlik, Asya’ya gönderilmek istenince milis üyeleri isyan etti; bu olaya meşhur Glasgow İsyanı denir.

Milis kuvveti bu isyandan sonra, “Eh, madem bu kadar Kanada’ya gitmek istiyorsunuz, sizi tutan mı var!” diye gemilere bindirildi. Kuzey Amerika’nın doğu sahillerine çıktılar. Alayın subay-astsubay kadrosu İskoçtu, erlerin çoğu İrlanda, İngiliz, hatta Alman kökenliydi ve biraz da Fransız vardı. Bugünkü Baltık denizindeki küçük ülke Letonya’nın başkenti Riga’dan bile gelen bir trampetçi er ve ayrıca Finlandiya’dan milis macerasına çıkmış borazancı başı asker bile içtimaya hazırdı. Sanki Amerikalıların kuzeye göz dikip Kanada’ya saldıracağını biliyormuş gibi geldiler ve Ontario eyaletinde konuşlandılar.

Trump’ı aratmayacak şekilde ABD’nin 4. başkanı olan James Madison’ın saldırı emriyle ABD ordusunun Fransız orijinli Montreal kentini işgal etmesi üzerine 1812’de savaş başladı. Savaş aslında İngiltere dominyonu olan Kanada ile ABD arasındaydı, 3 sene sürdü ve bu sıcak çatışmalarda bin kişilik kuvvetiyle KSPA dört önemli meydan muharebesinde ön saftaydı. Tabii, savaş bu, epeyi de can kaybı verdi. KSPA milislerine Kanada’nın yerlisi olan Metis “kızılderili” halkından savaşçılar da katılmıştı.

Sonunda ABD ile Kanada arasındaki bugün bilinen ve hiç değişmemiş olan ip gibi upuzun, cetvelle çizilmişcesine dümdüz sınır oluştu; ardından bu milis kuvveti terhis edildi.

BARDAK TAŞTI

Terhis olan alayın mirasını sancağıyla beraber günümüzde Kanada ordusunun “Kraliyet 22. Alayı” olarak bilinen birlik üstlenmiş bulunuyor. Ancak zaman zaman alayın bu “şanlı tarihini” yaşatmak üzere milis kuvvetlerinin o günkü kıyafetleri, silahları, bando takımı tekrar toparlanıyor ve “resmi geçit” yaparak tarihi canlandırıyorlar. Kanada sınırını hayali ve yapay bir çizgi, Türkiye’den 10 misli büyük bir coğrafyası olan bu dev ülkeyi de aslında ABD’ye ait sayan Trump’ın, “Orası ancak bir eyalet olarak işe yarar” demesi ardından milisler, tarihi canlandırmak değil ama gerekirse savaşmak üzere tekrar bir araya gelmeye karar verdi. Milis kuvvetin sembolik komutanı Binbaşı David Moore sandıklarda müzelik ve naftalinlenmiş eski üniformaları giyerek kılıç kuşandı ve gerekirse savaşa hazır olduklarını duyurdu.

Ekonomi diliyle konuşursak ABD Doları karşısında düşük değerde kalmış Kanada Doları bu çekişmeye yardım edemez haldeydi ama Trump’ın, kuzeye hamle yapmak ve komşusunu çantada keklik gibi görmek lafazanlığı Kanada’da milli birliği yaratmış bulunuyor.

ULUSAL UYANIŞIN SİMGESİ!

KSPA milisleri antika, müzelik kıyafetler ve barutu tepmeli filinta tüfekler, altıpatlar tabancalarıyla pek işe yaramaz görünse bile Kanada’da “milli uyanışın” simgesi oluverdi.

Tiyatro ve sinemamızın öncü ismi Muhsin Ertuğrul’un 1932 yapımı “Bir Millet Uyanıyor” filmi gibi bu hikâyeden bir film çıksa yeridir. Sinema deyince Pembe Panter karakterinin ünlü oyuncusu Peter Sellers’in 1959 yapımı “Kükreyen Fare” filmi akla geliyor. Dünya jandarması ABD’ye karşı bir komik manifesto gibi seyirliktir.

Fransız Alplerinde yer alan Fenwick Prensliği’nin ABD’nin şarap alımında gümrük vergilerini artırmasıyla çöken ekonomisi karşısında ABD’ye savaş ilan etmesi ve sadece birkaç bin kişinin yaşadığı bu köyden bozma prensliğin toparlanan mini ordusuyla ortaçağ şövalye üniformaları, ok ve yaylarıyla savaşa kalkışmasının komedisini izlemiştik.

Bir avuç Grotesk ortaçağ askeri, bilet alarak transatlantik gemide yolculuk yapar ve nihayet New York’a ulaşılır; sonrası tam bir komedidir. En sonunda ABD koyduğu gümrük tarifelerini de kaldırır.

Bazen fare kükrer, dağın ödü kopar.

Film deyip geçmeyin hakikati beyazperdede, ekranda da görürüz.

İlgili Konular: #ABD #Donald Trump