Halk sağlığında görünmeyen kriz: ‘Demir eksikliği anemisi hala en yaygın sorun'

Halk sağlığında görünmeyen kriz: ‘Demir eksikliği anemisi hala en yaygın sorun'

1.11.2025 19:30:00
Güncellenme:
Halk sağlığında görünmeyen kriz: ‘Demir eksikliği anemisi hala en yaygın sorun'

Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, kalıtsal kan hastalıklarında erişkinliğe geçiş sürecinin planlanması gerektiğini vurgularken, demir eksikliğinin hâlâ Türkiye’de en yaygın halk sağlığı sorunlarından biri olmaya devam ettiğine dikkat çekti.

Türk Hematoloji Derneği’nin düzenlediği 51. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde çocukluk çağında başlayan hematolojik hastalıklarda erişkinliğe geçişin planlanması gerektiğini, aksi halde tedavi ve takip süreçlerinde önemli aksaklıklar yaşandığını belirtildi.

Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, talasemi, orak hücre anemisi, hemofili ve diğer kalıtsal kan hastalıklarında tedavi olanaklarının gelişmesiyle hastaların yaşam kalitesinde artış görüldüğünü ancak genç bireylerin, çocuk hematolojisinden erişkin hematolojiye geçişinin ülke genelinde standart bir çerçevede yürütülmesi gerektiği belirtti.

Image

(Prof. Dr. Şule Ünal Cangül)

Prof. Dr. Cangül, bu konuda ulusal bir planlama yapılmasının zorunluluğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Geçiş bir gecede yapılabilecek bir işlem değildir. Hastanın psikososyal olarak hazırlanması, öyküsünün devri ve erişkin klinikle tanıştırılması gerekir. Bu nedenle çok disiplinli, hasta merkezli geçiş programlarının geliştirilmesi kaçınılmazdır.”

Cangül, çocuk hematoloji kliniklerinden erişkin kliniklerine geçişte yaşanan gecikmelerin, hem hasta güvenliği hem de sağlık hizmetinin sürekliliği açısından risk oluşturduğunu belirtti. 

Türk Hematoloji Derneği ile Türk Pediatrik Hematoloji Derneği’nin bu konuda ortak bir çalışma başlattığını duyuran Cangül, “Amacımız, ülke koşullarına uygun ulusal geçiş rehberleri hazırlamak ve bu süreci sistematik hale getirmektir” dedi.

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ HALA EN YAYGIN KANSIZLIK NEDENİ

Prof. Dr. Cangül, açıklamasında demir eksikliği anemisinin de Türkiye’de en yaygın halk sağlığı sorunlarından biri olmaya devam ettiğini vurguladı.

“ÖĞRENME VE DİKKAT FONKSİYONLARINI ETKİLİYOR”

Demirin, oksijen taşıyan alyuvarların yapısında yer alan temel bir element olduğunu belirten Cangül, eksikliğinin yorgunluk, bilişsel yavaşlama ve enfeksiyonlara yatkınlık gibi sorunlara yol açtığını ifade ederek, “Demir eksikliği hem öğrenme ve dikkat fonksiyonlarını hem de bağışıklık sistemini etkiliyor. Özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar en riskli gruplar arasında” dedi.

DEMİR EKSİKLİĞİ KİMLERDE GÖRÜLÜYOR?

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinde anemi görülürken, bu olguların yarısında demir eksikliği altta yatan neden olarak öne çıkıyor. Türkiye’de doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 30’undan fazlasında, gebelikte ise yüzde 40’a varan oranlarda demir eksikliğine rastlandığı bildiriliyor.

DEMİR EKSİKLİĞİNDEN NASIL KORUNULUR?

Prof. Cangül, erken çocukluk döneminde anne sütüyle beslenmenin ve dengeli diyetin demir eksikliğini önlemede büyük rol oynadığını hatırlatarak şunları ekledi:

“İlk 1 yaşta bebeklere inek sütü verilmesi önerilmez, ilk 6 ayda sadece anne sütü almaları ve anne sütüne 2 yaşına kadar devam edilmesi demir eksikliğinin önlenmesinde de önemlidir. Demirden zengin besinler arasında kırmızı et, kurubaklagiller, kümes hayvanları, balık, kuru üzüm, koyu yeşil yapraklı sebzeler sayılabilir. 

Türkiye’de “Demir Gibi Türkiye” projesi, Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılmış ve çocuklara demir desteği sağlanarak demir eksikliği prevalansının azaltılması hedeflenmiştir. Bunun dışında gebelere de demir desteği verilerek demir eksikliğinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Demir eksikliği olan bir gebe kadının, bebeklik döneminde bebeğinin demir eksikliği geliştirme riski, ayrıca erken doğum, düşük doğum ağırlığı olan bebek sahibi olma riskleri artmaktadır. Gebede demir eksikliğini önlemek, doğum ve bebekteki bu riskleri de önleyebilir. Demir eksikliği gelişmesi durumunda hekimin önerisine göre ağızdan ya da damariçi / kas içi olarak demir tedavileri kullanılabilmektedir. 

Demir eksikliği tanısı alan hastada hekimler altta yatan nedene yönelik hastanın yaşını ve ek yakınmalarını da gözönüne alarak sorgulama yapmaktadır. Buna göre demir eksiliği geliştiren daha ileri yaştaki hastalarda demir eksikliğinin nedenini saptamak için hekim hastada mide-barsak kaynaklı kayıpları araştırmak isteyebilir. Erken tanı, uygun tedavi ve etkili toplum sağlığı programları ile demir eksikliği sıklığının azaltılması mümkündür.”