CHP İstanbul İl Başkanı Adayı Cemal Canpolat: Çıtayı yükselteceğiz
İstanbul il başkan adaylarından Özgür Çelik’in ardından Cemal Canpolat da Cumhuriyet’e konuştu. Canpolat, “Partiyi sol değerlerle donatıp yeni yüzlerle buluşturarak değişimi sağlayacağız” dedi.
Genel merkezin adayı olarak görülen eski İstanbul il başkanı Cemal Canpolat, yarın yapılacak kritik İstanbul il kongresi öncesi Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bizzat kendisi size desteğini iletti mi?
Ben partimizin her kademesinde dişiyle tırnağıyla CHP için yıllardır çalışan, daha önce de örgütümüzün desteğiyle başkanlık koltuğunda oturan bir kişiyim. Aday olmam veya adaylaşmam sürpriz değil. Elbette genel başkanımızın güven duyarak beni desteklemesi bana onur verir. Kendisi ile bir kez değil, birçok defa görüştüm.
- Kılıçdaroğlu’nun iki adaya da eşit mesafede yaklaştığı söylentisine ne yanıt verirsiniz?
Kılıçdaroğlu bu ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyor. CHP ülkemizin birliğinin güvencesi. Dolayısıyla genel başkanımız partimizin demokratik tercihlerini etkileyecek bir yaklaşımda bulunmaz. Kamuoyunda genel başkanın “İki adaya da eşit mesafede yaklaştığının” söylenmesi şaşırtıcı bir durum değil, olağan bir durum. Seçimlerde delegenin iradesine ipotek koyulabileceğini düşünmek zaten CHP delegesini tanımamaktır.
‘O RÜZGÂRI ESTİRECEĞİZ’
- Kılıçdaroğlu ilçe toplantısında çıtayı yükseltecek aday tarifinde bulunmuştu, çıtayı yükseltecek misiniz?
Kuşkusuz çıtayı yükselteceğiz. Yoksa niye aday olalım? Çok iyi bildiğimiz bir şey var; İstanbul’da rüzgâr esmezse Türkiye’ye yağmur yağmaz. İşte biz İstanbul’da yeniden o rüzgârı estireceğiz. CHP devasa bir güç. Bu devi yeniden ayağa kaldırmak mümkün. Ortada böyle bir güç varken, dizlerimizi döverek, birbirimize kızarak, siyasi gündemden koparak daha fazla devam edemeyiz. Bu yüzden hedef büyütmeliyiz. Yeniden ayağa kalkmak mümkün! Ne kurtarıcı bekleyeceğiz, ne de bir yerlerden medet umacağız!
- Öncelikli hedefler neler?
İstanbul’da da, ülke genelinde de partimizi küçük ve kişisel çıkarlara göre değil, öncelikle solun, sol değerlerle donatma, partiyi kamucu, yenilikçi yeni yüzlerle buluşturarak partinin değişimini ve yenilenmesini sağlayacağız, kişileri değil, fikirleri yarıştıracağız. Hem dışlanmış, yalnız kalmış kitleleri, hem de en eğitimli kesimleri partinin çalışma alanlarına çekeceğiz. “Broşür- afiş- pankart’ işlerine ve sandık güvenliğine sıkıştırılan ve “olmasa da olur” bir hale getirilen örgütü yeniden sokağa, mahalleye, fabrikaya, üniversiteye, meydanlara taşıyacağız. Partide kararlara ve mücadeleye katılımı ve temsiliyeti artırmak için sendikacılara, akademisyenlere, aydınlara, meslek odası temsilcilerine, esnaflara, sanatçılara, öğrencilere parti içinde “meclisler” oluşturarak temsillerini sağlayacağız ve partiyi onlarla birlikte yöneteceğiz. Siyaseti toplumsallaştıracağız, yani emekçilerin hakları için Trendyol grevinde, akademisyenlerin hakları için Boğaziçi Üniversitesi’nde, adaletsizliğe uğrayanlar için adliyelerde, Cumartesi Anneleri için de Galatasaray Meydanı’nda olacağız. Önseçimi olmazsa olmaz yapacağız, partiyi kişilerin değil kurulların yönetmesini sağlayacağız!
‘SEÇMEN İTTİFAK İSTER’
- Yeniden bir ittifak sağlanabilir mi?
Kuşkusuz bu konuda son kararı verecek olan partimizin yetkili kurullarıdır. Yerel seçimlerin dinamiği hep farklıdır. İttifakı yalnız masa başında diye kurgularsak olmaz. İttifak sokakta kurulur, tıpkı 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi. Bu seçimlerde de eminim böyle olacak. Adına me dersek diyelim, ister “İstanbul İttifakı”, ister “Adana İttifakı”, hepsi masa başında değil önce gönüllerde, sonra sokakta, mahallede, ilçede kurulmalı. İşte o zaman böyle ittifakın dışında hiçbir siyasi parti kalmaz, kalamaz, ittifakta yer alır. Parti istemese bile seçmen ittifakı ister!
‘DEVRİMCİ OLMAK GEREKİR’
- İstanbul’da oyları nasıl konsolide edeceksiniz?
Yoldaşlık ve dayanışma hukukunu, parti içinde de, dışında da birinci ilke yapacağız. Bizim kampanyada kullandığımız “İstanbul’un Birleştirici Gücü” bu yaklaşımın bir ürünüdür. Söylemlerimizi ve iddialarımızı hayata geçirmek için devrimci, içimizdeki farklı yaklaşımlara karşı da demokrat olmak gerekir. Edilgen değil etken, seyreden değil, müdahil olan yeni bir siyaset tarzını hayata geçirmek, umudu ve cesareti büyütmek gerekir. İşte o zaman İstanbul’daki yaklaşık 5 milyon oyu daha yukarı çekeriz ve hem İstanbul’u yeniden kazanır, hem de ilçe belediye sayımızı 28’e çıkarırız!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği