Cumartesi Anneleri hakim karşısında: Suç ise 1000. haftayı nasıl yaptık
Cumartesi Anneleri'nin, 950. hafta buluşması davasına bugün devam edildi. Sanıklardan Saime Sebla Arcan Tatlav, "İki hafta önce 1000. haftamızda binlerce kişi ile, 11 Kasım 2023 tarihinden itibaren de 10 kişi sınırlaması ile olsa da basın açıklaması yapıyoruz. Basın açıklaması yapmak istememiz suç ise şimdi neden yapabiliyoruz? Suç değilse neden yargılanıyoruz" dedi.
Cumartesi Anneleri'nin, Galatasaray Meydanı'nda yapmak istedikleri oturma eylemleri ve basın açıklamalarının 10 Haziran 2023'teki 950. haftasında gözaltına alınan 20 kişi hakkında, İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesinde 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu'na muhalefet' suçundan 1.5 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya devam edildi. Duruşma, mahkeme salonu daha büyük olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmaya, sanık olan kayıp yakınları ile avukatları katıldı.
"ANAYASANIN BİZE TANIDIĞI HAKKIMIZI KULLANDIK"
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin, mahkemedeki savunmasında, "1995 Mayıs ayında Galatasaray Meydanına gitmeye başladık. Bize çok sayıda saldırı yapıldı fakat vazgeçmedik. Çünkü en demokratik haklarımızı kullanıyorduk. Galatasaray Meydanı bizim için bir hafıza merkezdeydi, annelerin buluşma alanıydı. Anayasa mahkemesine başvuru yaptık. Mahkeme bu alanın kullanılmasının demokratik hakkımız olduğunu, güvenlik güçlerinin bu hakkın kullanımını engelleyemeyeceği tam tersini polisin oraya gelen insanların güvenliğini sağlamakla görevli olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesinin bu kararına uyulmadı. Savunma yapacak konumda değiliz. Çünkü biz aileler olarak suç işlediğimizi kabul etmiyoruz. Anayasanın bize tanıdığı demokratik hakkımızı kullanmaya çalıştık" diye konuştu.
"SUÇ İSE 1000. HAFTAYI NASIL YAPTIK"
Sanık olarak yargılananlardan Saime Sebla Arcan Tatlav, beyanında 30 yılı aşkın bir süredir İnsan Hakları Derneği’nde gönüllü olarak çalıştığını belirterek, Cumartesi Anneleri’nin kayıplarının bulunması için Galatasaray’da basın açıklaması ve oturma eylemi yapmalarının anayasal bir hak olduğu belirterek, olay günü polis tarafından etraflarının sarıldığını, herkese ters kelepçe takıldığını, kötü koşullarda gözaltında tutulduklarını söyleyerek, "Mahkemenize soruyorum: İki hafta önce 1000. haftamızda binlerce kişi ile, 11 Kasım 2023 tarihinden itibaren de 10 kişi sınırlaması ile olsa da basın açıklaması yapıyoruz. Basın açıklaması yapmak istememiz suç ise şimdi neden yapabiliyoruz? Suç değilse neden yargılanıyoruz?" dedi.
"SUÇ OLAN POLİS ŞİDDETİDİR"
Evinin önünden gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun ise babasının kaybedilmesine tanık olduğunu ifade ederek, üçüncü kez sanık olarak hâkim karşısında olduğunu belirtti. Tosun, "Babamın akıbetini öğrenmek ve onu kaybedenlerin adil bir yargı önünde hesap vermesini istediğim için bugün bir kez daha yargılanıyorum" dedi. Besna Tosun, beyanının devamında ise, "Suç olan Galatasaray’da yapmak istediğimiz barışçıl buluşmalarımız değil, suç olan barışçıl buluşmalarımızın polis şiddetiyle engellenmesidir.
Mahkeme, savunması alınmayan sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı 4 Ekim'e erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi