Ekonomist Evren Devrim Zelyut Cumhuriyet TV'de o tehlikeye dikkat çekti: 'Hazine temerrüt riskine girerse kıyamet kopar'

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasıyla birlikte bu süreçte piyasalarda dalgalanmaların kaçınılmaz olduğunu, TL'nin de risk altında kalabileceğine dikkat çekilmişti.

Uzun vadeli tahvillerin getirileri en büyük düşüşü kaydederken, 2045 vadeli tahvillerin fiyatı 1.5 sent düşerek 73 sentin altına geriledi. Tradeweb verisine göre bu getiri, şubattan beri en düşük seviye oldu.

Türkiye'nin beş yıllık kredi temerrüt takası (CDS) risk primi dünkü kapanış seviyesinden 18 BP yükselerek 652 BP'ye çıktı.

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık açıklaması ve Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi gibi gelişmeler Türkiye'nin Kredi Risk Primi'ni düşürmüştü. Ekonomik gelişmeleri Cumhuriyet TV'de yorumlayan Ekonomist Evren Devrim Zelyut, AKP'nin yeniden iktidara gelmesi ihtimalinin piyasaları ürküttüğüne vurgu yaptı.

SERMAYE GİRİŞLERİ RAFA KALKTI BANKA HİSSELERİ DİP OLDU!

Kredi Risk Primi'ndeki değişikliği yorumlayan Zelyut,  "Anketlerde Kılıçdaroğlu'nun yarışı önde bitireceğine dair bir hava oluştu. Bu durum yabancı yatırımcıyı Türkiye'ye çekti. Muharrem İnce'nin adaylığını çekmesiyle özellikle bankalarda yüzde 30-40 artış gördük. Pazartesi malum sonuçla karşılaşınca bu senaryo çöpe gitti. Yeni bir iktidarın gelişiyle yaşanacak yüklü sermaye girişleri rafa kalktı, banka hisseleri dip oldu" dedi. 

"GİTTİĞİMİZ YOL YOL DEĞİL!" 

AKP'nin yürüttüğü mevcut ekonomi politikasının sürdürülemeyeceğine dikkat çeken Zelyut, "Türkiye'nin çok ciddi sorunları var bunu kabul ediyorum ancak bununla birlikte Türkiye'nin muazzam bir üretim kapasitesi var. Tek problemimiz baştaki siyasi otoriteydi. Dönüp Merkez Bankası verilerine ve enflasyona baktığımızda mevcut durum devam edilebilir değil. AKP ikinci turda kazansa bile kendilerine bir erken seçim zorunluluğu doğar. Yükselen kur, enflasyon, verilen muazzam bütçe açıkları... Bu gittiğimiz yol, yol değil. Erdoğan kazanırsa, ortodoks politikalara mecburen parça parça dönecektir. Borsa'da bir tepki var ancak yine de gözde firmalarda alımlar olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye'nin iyi bir üretim kapasitesi olduğunu, buradaki firmaların ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki bu yanlış yönetimle, Türkiye'deki firmalar hak ettiğini göremiyor" ifadelerini kullandı.

"HAZİNE TEMERRÜT RİSKİNE GİRERSE KIYAMET KOPAR"

Zelyut, Erdoğan'ın mevcut durumda yürüttüğü ekonomi politikasına devam etmesi halinde de ortodoks politikalara dönmesi halinde de ekonomik sorunların tümüyle çözülmeyeceğini şu sözlerle anlattı:

 "Erdoğan ortodoks politikalara dönse bile, Türkiye'nin sorunlarının çözüleceği, enflasyonun düşeceği anlaşılmasın. Burada yine sermaye ile bir avuç mutlu azınlık kazanacak. Enflasyon, kur kalıcı olarak inmediği için maliyetlerimiz nedeniyle yukarıda kalacak. Belki bir hiperenflasyon olmayacak ama fiyatlar yapıştığı noktada halkımızın canını yakmaya devam edecek. Erdoğan faiz politikasında ısrar ederse Türkiye temerrüt riskine yürür. Dün açıklanan bütçe verilerine göre 410 milyar nakit açığımız var, 380 civarı bütçe açığınız var ve sadece dört ayda. Burada bir trilyona yaklaşan bir açık söz konusu. Dolayısıyla bu borç almanız demek. Erdoğan gerektiğinde siyasi manevralar yapmaktan çekinmez. Bence yeni bir plan ve yeni bir ekiple kaybettiği krediyi kazanmaya çalışacak. Merkez Bankası, TÜİK gibi itibarını kaybeden kurumların bu itibarı yeniden kazanması için ne yapacak? Bir de piyasanın çok dikkat ettiği özgürlükler ve demokrasi adına ne sunacak? Bu işin başına getireceği isim de önemli. sayın Nebati kalibresinde biriyle yürüyecek iş değil. Geçmişte ısrar ederse, bir yıl içinde hazine temerrüt riskine yaklaşır ve kıyamet kopar"

"ORTA GELİRLİ İLE DAR GELİRLİ YİNE ACI İLACI İÇECEK!"

Dar gelirli ve orta gelirli yurttaşı uyaran Zelyut, "Bütçedeki açık, zam yapılarak kapatılır. Bu zamlar bizim satın aldığımız mal ve hizmetlerin fiyatını yukarı çıkartır ve bizi bir adım daha sefalete yaklaştırır. Yüksek vergiler gelir. Orta gelirli ile dar gelirli yine acı ilacı içmek durumunda kalır. Bu durumu muhalefetin anlatmaya çalıştığını gördük ancak çok da başarılı olamadılar. Halk bu acı gerçekle karşılaştığında idrak edecektir diye düşünüyorum" yorumunda bulundu.