İkinci tur öncesinde Kılıçdaroğlu’ndan Hizbullah ve mülteci vurgulu video: Gecikmiş bir yanıt!

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Kılıçdaroğlu videoda, seçimin ikinci turu için yurttaşlara çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, iktidarın sığınmacı sorununa ve Hizbullahçı terör örgütüne yönelik tutumunu sert sözlerle eleştirdi. Cumhur İttifakı bünyesinde yer alan Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen HÜDA-PAR’ın kadınlara yönelik ayrımcı dilini de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Kadınları sahiplendireceğini söyleyenlere bu vatanı bırakmayacağız. On binlerce vatandaş depremde canından olurken korkusundan deprem sabahı askere ‘Dur' emrini veren, insanlar enkaz altında yardım beklerken kan satan, çadır satan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız. Amerika ve FETÖ’yle işbirliği yapıp milli orduya kumpas kuranlara vatanımızı bırakmayacağız” ifadelerini kullandı. 

‘SAHTE PAYLAŞIMLAR KARŞILIK BULDU’

Kılıçdaroğlu’nun söz konusu paylaşımı ise muhafeletin seçimin ikinci turu için siyaset dilini sertleştirdiği yönünde yorumlandı. Uzmanlar Kılıçdaroğlu’nun değişen siyasi dilinin arka planını Cumhuriyet’e değerlendirdi. 28 Mayıs’ın referandum niteliğinde olduğunu ifade eden Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, “Cumhur İttifakı’nın tüm bileşenleri ekonomik krizin yarattığı büyük sorunları örtmek için muhalefeti ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu PKK terörü ile ilişkilendirdi. Sahte ve montaj videoları seçmenlerine mitinglerinde bile göstermekten çekinmedi” dedi. 

‘MUHALEFETİN DİLİ SERT OLMALI’

İktidarın söz konusu tutumunun toplumun bir kesiminde karşılık bulduğunu aktaran Özçelebi, “Muhalefet, Hizbullah terör örgütüne terör örgütü diyemeyen, Cumhuriyet’le, Anayasa ile sorunları olan ve Hizbullah davalarında yargılanmış, mahkum olmuş insanların bulunduğu HÜDA-PAR’ı kendi listelerinden TBMM’ye taşıyan AKP’ye ve Cumhurbaşkanına yönelik belki de gecikmiş bir yanıt veriyor” ifadelerini kullandı. Konuya ilişkin önerilerini sıralayan Özçelebi, “Muhalefet. sadece bu konuda değil, sığınmacıların yarattığı tehdit, deprem bölgesinde yaşananlar, derin yoksulluk, toplumu seçim sonrası bekleyen ekonomik felaketi, gençlerin ve kadınların geleceğinin nasıl büyük riskler altında olduğunu basit ve sert bir kampanya diliyle anlatmalı” ifadelerini kullandı.

‘DOĞRU BİR STRATEJİ’

Araştırmacı Yazar Elfin Tataroğlu ise şunları söyledi: “İkinci tura giderken Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim propagandasını, AKP döneminin Cumhuriyet değerleri üzerinde yarattığı tahribatı daha çok değinerek sürdürdüğünü ve özellikle düzensiz göç nedeniyle oluşan sorunlara daha vurgulu değindiğini görülmektedir. 28 Mayıs’ta yapılacak seçimin önemini göz önünde bulundurulursa bu doğru bir stratejidir. Belki de bu stratejiyi eyleme dökerek, halkta karşılığı olan, Atatürk’ün kurucu değerlerine bağlı isimlerin Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi önemli mevkilerde yer alacaklarını açıklayarak pekiştirmek daha etkili olabilir.”