Doğanlar Mobilya Grubu Üst Yöneticisi İsmail Doğan: ‘Bugünün ve geleceğin trendi döngüsel tasarım’

Doğanlar Mobilya Grubu Üst Yöneticisi İsmail Doğan: ‘Bugünün ve geleceğin trendi döngüsel tasarım’

30.04.2025 04:00:00
Güncellenme: 30.04.2025 04:00:00
Ayça Ceylan
Takip Et:
Doğanlar Mobilya Grubu Üst Yöneticisi İsmail Doğan: ‘Bugünün ve  geleceğin trendi döngüsel tasarım’

Doğanlar Mobilya Grubu Üst Yöneticisi İsmail Doğan ile döngüsel tasarımdan ormansızlaşmaya, kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerinden gündelik yaşamındaki yeşil adımlarına kadar etki yaratan birçok konuyu konuştuk.

- Doğanlar Mobilya Grubu olarak geçen aylarda yayımladığınız sürdürülebilirlik raporu, geleceğe dönük kararlı bir niyeti yansıtıyor. Bu bağlamda, kurumsal olarak ana hedefleriniz neler?

Ana hedeflerimiz, mobilya sektöründe sürdürülebilirliğe öncülük etmek ve bu alanda fark yaratmak. Bu yolculuğa, kaynakların tükendiği, iklim krizinin adım adım yaklaştığı bu dönemde bilinçlendirme ve dünyamız için sürdürülebilir yöntemlerle mobilya üretimi yapmak için çıktık. “Geleceğin mobilyası” vizyonumuz, doğaya ve insana olan sorumluluğu temel alıyor. Bu doğrultuda, çevresel etkimizi en aza indirmek, kaynakları verimli kullanmak ve döngüsel ekonomi prensiplerini benimsemek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Aynı zamanda, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek, çalışanlarımızın refahını, paydaşlarımızla işbirliğini ve toplumsal kalkınmaya katkıyı da en üst düzeyde önemsiyoruz. İnovasyon ve Ar-Ge yatırımlarımızla, sürdürülebilir malzemeler kullanarak ürettiğimiz estetik, fonksiyonel ve kaliteli ürünlerle hem müşterilerimizin yaşam alanlarına değer katmayı hem de sektörde örnek teşkil etmeyi hedefliyoruz.

‘DÖNGÜSEL TASARIM ÖNE ÇIKIYOR’

- Gelecek yıldan itibaren her yıl bir koleksiyonunuzu döngüsel tasarım ilkelerine göre üretmeyi hedefliyorsunuz. Bu yaklaşım hem üretim süreçlerinizde hem de tüketici tarafında ne gibi dönüşümler yaratacak?

Bu hedefimizin her iki tarafta da önemli dönüşümler yaratacağını öngörüyoruz. Üretim süreçlerinde döngüsel tasarım, hammadde seçiminden başlayarak tüm tedarik zinciri süreçlerinin yeniden değerlendirilmesini gerektirecek. Bu durum, sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını artıracak, tedarikçilerle daha yakın işbirliği yapılmasını ve şeffaflığın artmasını sağlayacak. Döngüsel tasarım yaklaşımı üretim süreçlerinde atık oluşumunu en aza indirmeyi ve kaynakların daha verimli kullanılmasını teşvik edecek. Böylece üretim maliyetlerinin ve çevresel etkinin de azalmasına yardımcı olacak. Döngüsel tasarım ilkelerine uygun koleksiyonlar geliştirmek, ArGe ve inovasyon süreçlerine de yeni bir boyut kazandıracak. Ürünlerin ömrünü uzatacak, yeniden kullanımını veya geri dönüştürülmesini kolaylaştıracak tasarım çözümleri geliştirilmesi gerekecek. Döngüsel tasarımın tüketici tarafında etkisine baktığımızda; ürünlerin uzun ömürlü olması, onarılabilirliği ve geri dönüştürülebilirliği gibi faktörler, tüketiciler için önemli tercih kriterleri haline gelecek.

- Döngüsel tasarım sadece malzeme bazlı mı ilerliyor? Yoksa ürünlerin hikâyesi, dönüşüm potansiyeli ya da estetik ömrü gibi daha bütünsel yaklaşımları da kapsıyor mu?

Döngüsel tasarım dediğimiz kavram sadece malzeme seçimiyle sınırlı kalmayıp ürünlerin tüm yaşam döngüsünü kapsayan daha geniş bir perspektife sahip. Bu yaklaşım, ürünlerin hikâyesini, kullanım süresini, onarım ve yeniden kullanım potansiyelini, geri dönüştürülebilirlik özelliklerini ve estetik ömrünü de içeriyor. Döngüsel tasarımın temel amacı, kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak, atık oluşumunu en aza indirmek ve ürünlerin değerini mümkün olduğunca uzun süre korumaktır. Bu, sadece çevreye olan etkiyi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar da sağlar.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMANCILIK

- Mobilya sektörü doğal kaynaklarla, özellikle de ormanlarla sıkı bağları olan bir alan. Tedarik zincirinizde sürdürülebilir ve sorumlu kaynak kullanımı konusunda nasıl adımlar atıyorsunuz?

Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmak için birçok adım atıyoruz. Örneğin, üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırıyoruz. Bu kapsamda geçen yıl Biga ve Düzce’de bulunan üretim tesislerimizin çatılarına GES kurulumu yaptık. Geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı oranımızı yükseltiyoruz ve su tüketimini azaltıyoruz. Hammaddelerimizi sürdürülebilir kaynaklardan temin etmeyi, ormansızlaşmanın önüne geçmeyi ve biyoçeşitliliği koruma ilkesiyle hareket etmeyi taahhüt ediyoruz. Bu doğrultuda, Doğtaş ve Kelebek markalarımız ormansal kaynakların sürdürülebilir yönetimini teşvik eden FSC-COC: Orman Yönetim Konseyi Koruma Zinciri Belgesi’ne sahipler.

- İklim değişikliği bugün hepimizin gündeminde. Sizce en acil ve öncelikli üç konu nedir?

Mobilya sektöründe, ormanların korunması, geri dönüştürülmüş ve çevreye duyarlı malzemelerin kullanımı, üretim süreçlerinde enerji verimliliğinin artırılması ve atık miktarının azaltılması kritik öneme sahip. İklim değişikliği ile mücadelede, enerji tüketimini azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek de yaşamsal önem taşımakta. Kaynakların sınırlı olduğu dünyamızda, atık oluşumunu en aza indiren ve malzemelerin sürekli olarak yeniden kullanıldığı döngüsel ekonomi modeline geçmek zorundayız.

GELECEĞE KARŞI SORUMLULUK

- Sizi iş dünyasında sürdürülebilirlik gibi uzun vadeli bir hedefe sadık kalmaya güdüleyen şey nedir? Bu yolda karşılaştığınız en ilginç içsel veya dışsal keşif ne oldu?

Bizim için sürdürülebilirlik bir tercih değil geleceğe karşı taşıdığımız sorumluluğun somut bir yansımasıdır. En büyük motivasyon kaynağımız ise tüm paydaşlarımızla birlikte oluşturduğumuz “geleceğin mobilyası” vizyonu. Bu vizyon, hedeflerimize ulaşmada en güçlü itici gücümüz. 2023 yılında gerçekleştirdiğimiz “paydaş çalıştayı”, yalnızca dışsal beklentilerimizi değil içsel potansiyelimizi de ortaya çıkarmamıza yardımcı oldu.

Katılımcıların ortak değerlerinden ilham alarak doğa ve insan odaklı bir dönüşüm haritası oluşturduk. Bu süreçteki en önemli keşfimiz, sürdürülebilirliği yalnızca üretim süreçlerine değil kurumsal yönetişimden çalışan gelişimine, tasarımdan lojistiğe kadar tüm alanlara entegre etmenin hem mümkün hem de gerekli olduğuydu. Yatırımlarımızın kurumsal farkındalık ve ekipler arası işbirliği üzerinde sağladığı olumlu etki, sürdürülebilirliği bir görev tanımından çıkarıp ortak bir değer haline getirdi. Bu dönüşüm, yalnızca dışsal faktörlerden değil içsel bir kültür değişiminden de beslenerek sürdürülebilirliği her düzeyde yönetilen bir yapı haline getirdi.

KÜÇÜK ADIMLAR BÜYÜK ETKİLER

“Günlük yaşantımda çevreye duyarlı seçimler yapmaya özen gösteriyorum. Enerji ve su kullanımında tasarrufu ön planda tutuyor, evde daha az tüketip mevcut kaynakları verimli kullanmaya çalışıyorum. Geri dönüştürülebilen ürünleri tercih ediyor, tek kullanımlık plastiklerden kaçınıyorum. Ulaşımda da çevre dostu alternatifleri değerlendirmeye gayret ediyorum. Mevsimsel ve doğal gıdaları seçmek, yerel üreticileri desteklemek de önem verdiğim alışkanlıklar arasında. Küçük adımların zamanla büyük etkiler yarattığına inanıyorum.