Ekosistemde bulunan canlı türlerinin çeşitliliğidir. Her bir tür, bütünün var olabilmesi için yiyecek, su, ilaç, istikrarlı bir iklim, ekonomik büyüme gibi ağlar arasında bağlantılar sağlar. Bugün gördüğümüz biyoçeşitlilik 4.5 milyar yıllık evrimin sonucudur. Dünya GSYİH’sinin yarısından fazlası, tıbbi ve sosyal faydalar da sağlayan doğaya orta veya yüksek oranda bağımlıdır. Ne yazık ki BM raporuna göre iklim krizi nedeniyle dünyamızda 1 milyon bitki ve hayvan türü yok olmakla karşı karşıya.
“Our World in Data”nın verilerine göre 2021’de dünyada 2.13 milyon tür listelendi. Bu sayının 1.05 milyonu böcekler; 11 binden fazlası kuşlar; 11 binden fazlası sürüngenler ve 6 binden fazlası memeliler. Öte yandan bitkiler ve mantarlar gibi görece daha az bilinen türlerin sayısındaki belirsizlikler tür çeşitliliğini bazı araştırmalarda 8.7 milyona kadar çıkarabiliyor. Bu derece yüksek bir miktarın içinde insan türü ise biyokütlenin sadece yüzde 0.01’ini oluşturuyor. Dünya üzerindeki biyokütlenin yüzde 82’sinden fazlasını oluşturan topluluk ise bitkiler. İklim değişikliği biyolojik çeşitliliğin azalmasında giderek daha önemli bir rol oynuyor. İklim değişikliği dünya çapında deniz, kara ve tatlı su ekosistemlerini değiştirdi. Yerel türlerin kaybına, artan hastalıklara ve bitki ve hayvanların kitlesel ölümlerine neden oldu ve iklim kaynaklı ilk yok oluşlara yol açtı.
