TBMM'nin, kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni kabul etmesinin ardından karar, Resmi Gazete’de yayımlandı.
31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ancak hüküm kesinleşmediği için o dönemde çıkarılan kanundan yararlanamayan yaklaşık 55 bin hükümlüyü ilgilendiren düzenlemenin de yer aldığı teklif, 38 maddeyle Genel Kurul'a sunulmuştu.
Ancak Genel Kurul'da verilen önergelerle '5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği iptal kararları dikkate alınarak hazırlanan düzenlemeleri içeren 30, 31 ve 32'nci maddeler tekliften çıkarılırken, 5 madde de ihdas edildi.
Yürürlüğe giren paketle, deprem kaynaklı meydana gelen öldürme suçları düzenlemeden çıkarıldı. "Terör" ve örgütlü suçlar ile kadına ve çocuğa yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı da kapsam dışı bırakıldı.
Söz konusu düzenleme, 2020 yılında Covid-19 salgını nedeniyle cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak amacıyla getirilen "Covid izni" uygulamasının genişletilmesi olarak biliniyor.
Pandemi döneminde, açık ceza infaz kurumlarında bulunan veya denetimli serbestlikte beş yıl veya daha az süresi kalan hükümlülerin salgın riski gerekçesiyle izinli sayılması ve tahliye edilmesi sağlanmıştı.
Ancak, 31 Temmuz 2023 tarihinden sonra hükmü kesinleşenler, bu düzenlemeden yararlanamamış ve bu durum, "eşitsizlik" eleştirilerine yol açmıştı.
11. Yargı Paketi'nde yer alan düzenleme 31 Temmuz 2023 öncesinde hükmü kesinleşmemiş hükümlülerin veya kesinleşen hükümlülerin, kapalı cezaevinden açık cezaevine, açık cezaevinden denetimli serbestliğe üç yıl daha erken ayrılmalarına olanak tanıyor.
ÇOK TARTIŞILAN 27. MADDE
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 11. Yargı Paketi'nin 27. Maddesi'nde yapılan değişiklikle, "deprem nedeniyle bina veya diğer yapıların yıkılması, çökmesi ya da hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçlarından hüküm giyenler" denetimli serbestlikle erken tahliye hükümlerinden yararlanamayacak.
KAPSAM DIŞINDA TUTULANLAR
Yasada "terör", anayasal düzene karşı suçlar ve kadın ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel istismar, cinsel saldırı suçları da kapsam dışında tutuluyor.
11. YARGI PAKETİ MADDELER
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 11. Yargı Paketi ile yapılan başlıca değişiklikler şöyle oldu:
- Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek ceza, yarısından bir katına kadar artırılacak.
- Kurusıkı silahlar, "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçu kapsamına alınacak ve suçun bunlarla işlenmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
- "Güveni kötüye kullanma" suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması halinde verilecek ceza bir kat artırılacak.
- Taksirle yaralamada hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya, üst sınırı ise bir yıldan 2 yıla çıkarılacak.
- Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulmasının yanı sıra artık ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi de cezaya tabi olacak, bu suçlara ilişkin cezalar da artırılacak.
3 YIL DAHA ERKEN AYRILACAKLAR
- Terör ve örgütlü suçlar, aile içi cinayet, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismar suçları, deprem nedeniyle bina veya diğer yapılar çökmesi ya da hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçları hariç olmak üzere, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise 3 ayını kapalıda geçirenler, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına ayrılacak. Bu hükümlüler ile 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca cezaların denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından 3 yıl erken yararlandırılacak.
9 YIL CEZAYA 1 YIL TUTUKLULUK!
Türkiye'de suçluların yeterli cezayı alıp almaması üzerine tartışmalar sürerken geçen haftalarda ortaya çıkan iki haber de tekrar akıllara geldi.
İstanbul Beyoğlu’nda 23 Eylül 2024 tarihinde gerçekleşen cinsel saldırı davasında iki sanığa 7 yıl 6 ay ve 9 yıl hapis cezası verilmesinin ardından yaklaşık 1 yıllık tutukluluk süresi gerekçe gösterilip 2 Aralık 2025 tarihinde tahliye kararı verildi.
Cumhuriyet konuya ilişkin avukat Çağla Gül Bulut ile konuştu. Bulut konuya ilişkin şu sözleri kullandı:
''Tahmini şekilde koşullu salıverme hesabı yapıldığında, cezaların kesinleşmesi halinde sanıkların cezaevinde iyi hal göstermeleri şartıyla infaz kurumunda en az yarı oranında kalmaları gerekmektedir. Buna göre kesin olmayan, tahmini bir hesap yapıldığında 9 yıl ceza alan sanığın en erken 4.5 yıl, 7 yıl 6 ay ceza alan sanığın ise en erken 3 yıl 9 ay cezaevinde kalması gerekir. Tüm bunlara rağmen sanıkların yaklaşık bir yıl gibi son derece kısa bir sürede tahliye edilmiş olması, hukuken izah edilemeyeceği gibi vicdanen de büyük bir yaradır.''
SUÇ KAYITLARI
Sanıkların daha önceden de suç kayıtları olduğu belirlenmişti. Bir sanığın “cinsel saldırı”, “mukavemet”, “uyuşturucu madde kullanmak” ve “gasp” suçlarından; diğerinin ise “cinsel saldırı”, “kasten yaralama”, “mukavemet”, “otodan hırsızlık”’ suçlarından kaydı bulunuyordu.
ÜCRET KARŞILIĞI SUÇ İŞLEME İLANLARI!
23 Aralık 2025 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nden Rengin Temoçin'in imzalı bir diğer haberde ise Telegram gruplarında cezaevinden çıkan kişilerin “yaralama, gasp, öldürme” gibi suçlar için ilan verdiği ifade edilmişti. Haberde Cumhuriyet’e konuşan emekli polis İsa Altun, “Şu anki infaz sisteminin durumu içler acısı. Suç oranını düşürmek yerine yeni hapishaneler yapmayı çözüm zannettik” derken açıklamasında ''İki meslektaşım, 26 sabıkalı biri tarafından katledildi. 26 suç işlemiş bir kişinin dışarıda olması hayatın olağan akışına uygun değil” ifadelerine de yer verdi. Altun konuşmasında ''Şu anda cezaevleri ağzına kadar dolu. 82. ilimiz cezaevleri oldu. Birçok ilimizin nüfusumuzdan fazla'' sözleri de dikkat çekti.
Güvenlik analisti Burak Yıldırım ise “Türkiye’de suç artık gizlice işlenmeye çalışılan bir eylem değil, bir ‘pazar’ mantığıyla aleni biçimde bir ‘hizmet’ arz ediliyor görüntüsü var” dedi.
MAHKÛM SAYISI ALARM VERİYOR
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin (CİSST) Ekim 2025'e ait raporuna göre toplam 304 bin kapasiteli 402 hapishanede, 420 bin 904 mahkûm bulunuyor.
Raporda hükümlü mahpus sayısı 357 bin 646 olarak kaydedilirken, bu grup toplam mahpus nüfusunun yüzde 85’ini oluşturdu.
Ayrıca CİSST raporunda, Türkiye’deki cezaevlerinin mevcut kapasitesinin çok üzerinde çalıştığına vurgu yapıldı.
CEZAEVLERİ KAPASİTESİ
11. Yargı Paketi ile yaklaşık 55 bin mahkûmun tahliye edilmesi beklenirken bu duruma suç oranlarındaki artış başta olmak üzere cezaevlerinin kapasitesindeki yetersizliğin neden olduğu da düşünülüyor.
Yargı paketinin imkân vermesi ile yaklaşık olarak her 8 mahkûmdan 1'inin tahliye edilmesine ilişkin sosyal medyada ''Mal ve can güvenliğiniz artık Allah'a emanet!'' yorumları yapıldı.