ABD’deki BoraJet’in satışı davasında savcılık görüşü: 'Yalçın Ayaslı’nın, Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili ifadeleri çelişkili ve temelsiz'

ABD’deki BoraJet’in satışı davasında savcılık görüşü: 'Yalçın Ayaslı’nın, Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili ifadeleri çelişkili ve temelsiz'

23.07.2025 13:18:00
Güncellenme:
ANKA
Takip Et:
ABD’deki BoraJet’in satışı davasında savcılık görüşü: 'Yalçın Ayaslı’nın, Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili ifadeleri çelişkili ve temelsiz'

BoraJet'in eski sahibi iş insanı Yalçın Ayaslı ile Sezgin Baran Korkmaz arasındaki ABD'de açılan davalar sürüyor. ABD'de savcılık, Yalçın Ayaslı tarafından Korkmaz'a karşı açılan davada, California Merkez Bölge Mahkemesi'ne görüşünü yazılı olarak sundu. Görüşte, davacı Yalçın Ayaslı’nın Korkmaz ile ilgili "kara para akladığı, muhbirlik ve Türk hükümeti yetkililerine karşı işbirliği yaptığı" iddialarının gerçekle bağdaşmadığı ifade edildi.

BoraJet’in eski sahibi Yalçın Ayaslı hakkında, şirketin 29 Aralık 2016’da Sezgin Baran Korkmaz’a satışı sırasında, “şirket mizan ve bilançoları üzerinden gerçekleri kasıtlı bir şekilde çarpıtmak suretiyle katılanları yanılttığı” iddiasıyla açılan Türkiye’deki davada, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Yalçın Ayaslı’ya, “satış sırasında, muhasebe kayıtlarındaki belgelerle oynama yaparak söz konusu şirketin gerçek borcunu eksik gösterdiği” gerekçesiyle “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 6 yıl, “özel belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl hapis cezası vermişti.

 

Ayaslı ve Korkmaz arasındaki iddialar, ABD’deki mahkemelerde de sürüyor.

 

ABD’de 16 Kasım 2022 tarihinde Yalçın Ayaslı’nın şikayetiyle açılan dava, sanık Sezgin Baran Korkmaz hakkında ABD Utah Bölge Mahkemesi'nde süren ceza soruşturması nedeniyle askıya alındı. Ayaslı ise davanın görüleceği California Merkez Bölge Mahkemesi'ne başvurarak, yargılamaya devam edilmesini talep etti. Bu talep üzerine California Merkez Bölge Mahkemesi, ABD Savcılığına görüş sordu. Savcılık ise mahkemeye gönderdiği görüşte, mahkemeden davadaki askıya alma kararını kaldırmamasını talep etti.

 

SAVCILIĞIN GEREKÇESİNDEN

 

ABD Adalet Bakanlığı Kıdemli Dava Danışmanı imzalı görüşte, Ayaslı’nın, bu teknik talebini, "Korkmaz hakkında gerçekmiş gibi sunulan spekülatif, taraflı ve temelsiz iddialarla süsleyerek kötüye kullandığı" savunuldu.

 

Görüşte, şunlar kaydedildi:

 

"Ayaslı’nın Korkmaz’ın bir hükümet muhbiri olduğunu öne sürmesi ve hatta Türk hükümet yetkililerine karşı işbirliği yaptığına dair imalarda bulunması, hükümetin ceza davalarına doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Bu tür spekülasyonlar, olası işbirlikçilerin korkmasına ve hükümetle işbirliğinden vazgeçmesine neden olabilir. Ayrıca Ayaslı’nın bu beyanı, Korkmaz’ın ceza davasının mühürlenmiş statüsünü de riske atmaktadır. Hükümet bu tür mühürleme kararlarını davaların güvenliği ve adil yürütülmesi için almaktadır. Hükümet, Ayaslı’nın başvurusunu gördüğünde, bunun basit bir prosedürel talep olmadığını, aksine Korkmaz’a yönelik karalayıcı bir anlatıyla dolu olduğunu fark etmiştir. Örneğin, Ayaslı, Korkmaz’ın Michael Flynn soruşturmasında jüri önünde ifade verdiğini iddia etmektedir. Bu durumun bu davanın seyriyle hiçbir ilgisi yoktur."

 

"AYASLI’NIN İFADELERİ YANILTICI, ÇELİŞKİLİ VE TEMELSİZ"

 

Ayaslı’nın ifadelerinin yanıltıcı, çelişkili ve temelsiz iddialardan oluştuğu öne sürülen savcılık görüşünde, Ayaslı’nın dilekçede, "Korkmaz’ın kara para aklama suçunu kabul ettiği iddiasında bulunduğu" bildirilerek, şöyle denildi:

 

"Bu doğru değildir. Korkmaz’ın New York Belediye Başkanı Eric Adams’a karşı muhbirlik yaptığı için serbest bırakıldığını söylemektedir. Bu asılsızdır. Korkmaz’ın Türk hükümeti yetkililerine karşı işbirliği yaptığını öne sürmektedir. Hükümetin elinde böyle bir soruşturma bilgisi yoktur. Korkmaz’ın devlete yalnızca 6,5 milyon dolar ödediğini iddia etmektedir. Gerçekte daha fazla ödeme yapılmıştır."

 

"AYASLI İLE KORKMAZ ARASINDA CİDDİ BİR HUSUMET BULUNDUĞUNUN AÇIK"

 

Savcılık yazısında, Ayaslı ile Korkmaz arasında ciddi bir husumet bulunduğunun açık olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

 

 

 

"Bu bağlamda, Ayaslı’nın Korkmaz’ı muhbir olarak tanımlaması, Türk yetkililere karşı işbirliği yaptığına dair asılsız imalarda bulunması ve sahte iddialarda bulunması, mühür kararının ihlaline ve soruşturmanın zarar görmesine neden olmaktadır. Hükümet, Ayaslı’nın gelecekte benzer davranışlarda bulunmayacağından emin değildir. Ayaslı, yalnızca prosedürel bir talepte bulunacağını beyan etmesine rağmen, bu taahhüdüne aykırı olarak, Korkmaz’ın savunması ve işbirliği konusunda ciddi zarar doğurabilecek spekülatif iddialarda bulunmuştur. Özellikle Korkmaz’ı bir hükümet muhbiri olarak teşhir etmeye çalışması, hükümetin yürüttüğü davaları tehlikeye atmaktadır. Bu nedenlerle hükümet, daha önceki muvafakatını geri çekmekte ve mahkemeden davadaki askıya alma kararını kaldırmamasını talep etmektedir.”