Akbelen’de ağaçları kesen şirketle OGM arasında 'ağaç katliamı' protokolü imzalanmış!
Milas'ta maden sahasını genişletmek için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesmeye başlayan Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Şirketi (YK Enerji) ile Orman Genel Müdürlüğü arasında ‘Ağaçlandırma İş Birliği Protokolü’ olduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. Doğan Kantarcı, “Kayalar 1000 sene sonra toprak olursa, Allah da onlara 1000 sene ömür verirse ağaçlandırdıkları ormanı görürler inşallah" dedi.
Muğla’nın Milas ilçesinde maden sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’nin Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesmek istemesine karşı İkizköylüler yaklaşık 3 yıldır direniyordu. Şirket 24 Temmuz günü ormandaki ağaçları kesmek için çalışmalara başladı. Ağaçların kesilmesine karşı çıkan İkizköylüler ve çevrecilere ise polis ve jandarma müdahale etti. Köylülerin ve çevrecilerin bazıları gözaltına alınırken, ormanda da ağaçlar kesilmeye başlandı.
3 YILDA 1 MİLYON FİDE DİKİMİ!
Ağaçları kesen şirket YK Enerji ile Orman Genel Müdürlüğü arasında ‘Ağaçlandırma İş Birliği Protokolü’ olduğu ortaya çıktı. 18 Aralık 2019 tarihinde imzalanan protokolle; şirket 2020 yılında 300 bin, 2021 yılında 300 bin ve 2022 yılında 400 bin olmak üzere 3 yılda 1 milyon fidan dikimi için maddi katkı sağlamayı taahhüt etti. Protokole göre Orman Genel Müdürlüğü fidanların dikimini gerçekleştirecek ve 3 yıl boyunca fidanları koruyacak, şirket ise fidan dikimi ve bakımı için Orman Genel Müdürlüğü’ne ödeme yapacaktı.
Protokoldeki ödeme tablosuna göre şirket 1 milyon fidan için 6 milyon 100 bin lira ödeyecekti. İş birliği protokolünde şirketin Amasya’da dikilecek 390 bin fidan için 2 milyon 370 bin lira, Sivas’ta dikilecek 370 bin fidan için 2 milyon 260 bin lira ve Bingöl’de dikilecek 240 bin fidan için 1 milyon 470 bin lira para ödemesi hükmü yer alıyor.
LİMAK HOLDİNG DE PROTOKOL İMZALAMIŞ
Öte yandan YK Enerji’nin ortaklarından Limak Holding’in de 2020 yılında Orman Genel Müdürlüğü ile ağaçlandırma iş birliği protokolü imzaladığı ortaya çıktı. Limak Holding’in faaliyet raporunda “2020 yılında imzalanan “Ağaçlandırma İş birliği Protokolü” kapsamında ülke genelinde 2022 yıl sonu itibarıyla 2 milyon fidan dikimi gerçekleştirilmiş olup nihai hedef bu sayıyı 2025 yılı sonuna kadar 5 milyona çıkarmaktır” ifadeleri yer aldı.
“50 KATI DAHA FAZLA”
Akbelen’deki direnişe destek veren köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, şunları söyledi:
“300- 350 bin civarında ağaç kesilecek. 760 bin metrekarelik alan. Her 2 metre kareye 1 ağaç desek 350 bin ağaç yapar. Bu ağaçların arasında 180 yaşında ağaç var. Ormandaki ağaçlar 150- 200 civarında. Karbondioksit emisyonu açısından kestiği bir ağacın sera gazı alma yeteneği ile yeni dikilen fidanın aynı değil. Yeni dikilen fidanın sera gazı alma yeteneği 30’da 1 civarında. Bir ağaç diktikleri fidanın 50 kat daha fazla sera gazını emiyor, iklimi düzenliyor. 1 fidan tutarsa 20 yılda ağaç olur. Akbelen’deki orman doğal orman. Ben orada taşı delmiş filizleriyle çıkmış ağaç gördüm.”
“KESİLEN AĞACIN PARASI”
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Doğan Kantarcı, protokole ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Açık ocak işletmeleri yapan şirketler Orman Genel Müdürlüğü’nün ilgili işletmesi ile bir protokol ve taahhütname yaparlar. ‘Şu kadar ağaç kesilecek. Belirli bir süre için kesilen ağaçların artımından Orman İşletmesi’nin kaybı ile alanın ağaçlandırılması için gerekleri ağaçlandırma masrafı şirket tarafından orman işletmesine ödenir. Sözünü ettiğiniz protokol budur. Ancak kömür çıkarmak için Sekköy’den bu yana açılan daha eski çukurlarda, fidan dikilmiş, ağaçlandırılmış yer var mı? İsmet Paşa’nın bir sözü vardır; ‘Yaptıkları yapacaklarının göstergesidir’ derdi. Bunlar nereye fidan dikecekler. Açtıkları yer taş çukuru. Taşın üstüne fidan dikilseydi. Kayalık dağların hepsini ağaçlandırmıştık. Kazdıkları kireçtaşı materyalini yığıyorlar ya, bu materyal kaya parçaları. Kaya parçaları yığıyorlar. Kayalar 1000 bin sene sonra toprak olursa, Allah da onlara 1000 sene ömür verirse ağaçlandırdıkları ormanı görürler inşallah.
“ORMAN YETİŞTİRECEKLER ÖYLE Mİ?”
Orman Genel Müdürlüğü ile yapılmış açık ocak işletmelerinden birkaçı hariç, genelinde işletmeci firma ağaçlandırma yaptı mı? İnsanları aptal yerine mi koyuyorlar. Halk orada ne olduğunu görmüyorum. Açtıkları taş çukurlarına, yığdıkları taş materyaline fidan dikip, orman yetiştirecekler öyle mi?
1983’den beri bunların peşindeyim. 3 termik santralın bilirkişi raporunu hazırladık. Daha 1995 yılında ‘Kapatın bunları’ dedik. Aydın İdare Mahkemesi kapattı. Hükümet sorumluluğu üstlenerek açtı. Pekiyi o zamandan beri oluşan zararlar için dava açsak, kim ödeyecek? Düşünün kaç sene geçmiş. Ben ve çalışma arkadaşlarım 40 yıldır 50 küsür araştırma yayınladık. Beraber çalıştığım asistanlarım profesör oldular. Bazıları emekli bile oldu.
“YER ALTI SULARINI BESLİYOR”
Bu kömürün üstündeki kireçtaşı materyali iki ayrı tabakadır. Altta killi kireçtaşı vardır. Bu killi kireçtaşı suyu daha derine geçirmez. Çünkü kil su alıp, şişer ve geçirimsiz taban görevi görür. Onun üstündeki kireç taşı ise Mezozoik yaşındaki sert kireç taşlarıdır. Bunlar çatlaklı bir yapıya sahiptir. Orman bu çatlaklı kireçtaşlarından binlerce yıldan beri oluşmuş topraklarda yetişmiştir. Araziye düşen yağış kireçtaşının çatlaklarından derinlere süzülür ve yer altı suyunu oluşturur. Alttaki killi kireç taşının suyu daha aşağı geçirmez. Yeraltı suyu bu geçirimsiz tabanın üstünde oluşur. İşte bu yer altı suyu bodrumu besliyor, çevredeki dereleri besliyor. Dolayısıyla bizim kullandığımız yüzey ve yer altı sularının tamamını çatlaklı kireç taşından gelir. Bu aynı zamanda ormandaki ağaçları da bu çatlaklı sistem besliyor.
“DERELERDEN SU AKMIYOR”
Örnek olarak Çamlık kuyularından alınan su azaldı. Bu derin kuyuları çatlaklı kireç taşı besler. Derelerden su akmıyor. Gidin su çıkan vadisine bakın. Çünkü kireç taşından gelen su kesildi. Kesilme nedeni şirketin o maden faaliyeti. Bu sert kireç taşını sökmek için buldozer veya kepçe kullanamazsınız, patlatma yapmanız lazım. Onun altındaki kireç taşını sökmek için de patlama yapmanız lazım. Ondan sonra kömüre ulaşabilirsiniz. Kömüre ulaşmak için de üstteki patlatma ile parçalanmış kireç taşlarını kepçe ile alacaksınız, bir yerlere yığacaksınız.
“KANDİLLİ PATLAMALARI TESPİT EDİYOR”
Bu patlatmalar Kandilli Rasathanesi’nde deprem olarak kaydediliyor. Patlatma yaptıkları vakit Kandilli bunu tespit ediyor. Bu patlatmalar deprem etkisi yaratıyor. Çatlaklı kireç taşında suyun gittiği, boşaldığı, binlerce yılda oluşmuş su yolları var. Patlatmayı yaptığınız vakit bu su yolları değişiyor. Bütün kaynakların suları kesiliyor. Onun için kesim yapılan alan, “Akbelen Ormanı denilen orman” Bodrum’un su ihtiyacını karşılayan önemli yerlerden biri. Önceden kesim yapılan ve çukur açılan yerler de hem Bodrum hem de çevrenin su ihtiyacını karşılıyordu.
“TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLERSİNİZ”
Konuya ve ekosisteme bu açıdan baktığımız zaman korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Ormanı kesersiniz ama su kaynaklarını yok ettiğiniz vakit bütün buradaki insanların varlığını ve devamlılığını yok edersiniz. Tabii turizmi de çok olumsuz etkilersiniz. Elektrik enerjisi konusuna gelince; bu konu fazla abartıldı. Türkiye’de bir ‘İnterkonnekte elektrik sistemi’ var. Kapatırsınız termik santralı, gerekli elektriği bu sistemden sağlarsınız. Termik santrallarınızı da kömür yerine doğal gaz ile çalışabilecek şekilde yenilersiniz. Ayrıca güneş enerjisi kullanımını da küçük ölçekli hanelere ve mahallelere (Site diyorlar) yaygınlaştırırsınız. Herkes çatısında kendi evinin ihtiyacı olan elektriğin önemli bir bölümünü üretir.”
En Çok Okunan Haberler
- 'Domuz eti' skandalına ilk açıklama
- E-Nabız deyip geçmeyin!
- Balkondaki halılar hakkındaki gerçek ortaya çıktı!
- Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde dehşet
- Uruguaylı kaleci kulüp satın aldı!
- Ukrayna’dan Rusya’ya davet
- Türkiye Kupası'nda karşılaşma yarıda kaldı!
- Süper Lig ekibi listeye damga vurdu!
- Şiddet olaylarının ‘psikiyatrize’ edilmesine tepki
- Gazeteci Can Ataklı'ya hapis cezası!